ÇOCUĞUN ONURU ZEDELENMEMELİDİR
Çocuk Hakları Bildirgesinin 2. ilkesinin ise Çocuklar özel olarak korunmalı, yasa ve gerekli kurumların yardımı ile fiziksel, zihinsel, ahlaki, ruhsal ve toplumsal olarak sağlıklı normal koşullar altında özgür ve onurunun zedelenmeyecek şekilde yetişmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla çıkarılacak yasalarda çocuğun en yüksek çıkarları gözetilmelidir şeklinde düzenlendiğini dile getiren Av. Çinkılıç, çocukların yaşanan her türlü olaydan en fazla etkilenen yaş grubunu oluşturduğuna dikkati çekti.
Göç Vakfının İnternet Medyası Çocuk Hak İhlali İzleme Raporuna göre 2012 yılı içinde yaşanan bin 96 olaydan 5 bin 285 çocuğun etkilendiğini, TÜİKin 2012 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarında uygulanan Çocuk İşgücü Anketi sonuçlarına göre çalışan çocuk sayısının 6-14 yaş grubunda 292 bin kişi, 15-17 yaş grubunda ise 601 bin kişi olduğunu belirten Av. Çinkılıç, şunları söyledi:
STKlar İçin Çocuğa Yönelik Harcamaları İzleme Kılavuzuna göre nüfusunun yaklaşık üçte biri 18 yaşın altında olan Türkiyede, çocuklar için yapılan kamu harcamaları çok düşük düzeyde. 22.6 milyon çocuk için 2011 yılında yapılan harcamaların Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranı ancak yüzde 1.11e ulaşıyor Gündem Çocuk Derneğinin Türkiyede Çocuğun Yaşam Hakkı 2012 Raporuna göre devlet eliyle ortaya çıkan yaşam hakkı ihlalleri neticesinde 609 çocuk yaşamını yitirdi. Sağlık, eğitim, bakım hizmeti alırken hayatını kaybeden çocuk sayısı 33 iken, çocuk işçilerden de 38i yaşamını yitirdi. Rapora göre devlet önlem almadığı için aile içi şiddet sebebiyle 28 çocuk öldürüldü. Bireysel silahlanma sonucu hayatını kaybeden çocuk sayısı 30 iken, intihar vakalarında da 32 çocuk yaşamını yitirdi.
DEVLET VERİLERİ GİZLİYOR MU?
TÜİKin erken yaşta zorla evlilikler konusunda 16 yaş altına dair verileri paylaşmaması, devletin bu alandaki verileri alenen gizlediğini ortaya koymaktadır. Buna karşın çeşitli araştırmalara dayanarak yapılan tahminlere göre Türkiyede çocuk gelinlerin sayısının 181 bin olduğu tahmin edilmektedir. 2013 yılı başında TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -15 yaş grubunda 2008 yılında 76, 2009 yılında 95, 2010 yılında 107, 2011 yılında 103 çocuk intihar etmiştir. 1519 yaş grubunda bu sayılar 2008 yılında 375, 2009 yılında 331, 2010 yılında 381, 2011 yılında ise 354tür.
Göç Vakfının tespitine göre 2012 yılında intihar eden çocuklardan ikisi sekiz yaşındadır. İntihar eden çocuklar arasında yaş ve cinsiyet dağılımı ile çocuk yaşta evlendirilme vakaları arasındaki ilişki araştırılmaya muhtaçtır. Zira Göç Vakfının elde ettiği verilere göre intihar eden çocuklardan 6sı çocuk gelindir!Erken zorla evlilik başlığı altında devletin ihmalinden kaynaklı 35 olay yaşanmış olup, bu olaylardan 35 çocuk etkilenmiştir. Erken zorla evlilik başlığı altında bulunan 6 vakada çocuklar intihara yönelmiş intihar vakalarında 5 çocuk gelin hayatını kaybetmiş, 1 çocuk gelin ise ağır yaralanmıştır. Ayrıca 2 çocuk gelin öldürülmüş, bir tanesi de şiddete maruz kalmıştır.Cinsel istismar başlığı altında devletin ihmalinden kaynaklı 92 olay yaşanmış olup, bu olaylardan 143 çocuk etkilenmiştir. Cinsel sömürüye alet edilme, başlığı altında devletin ihmalinden kaynaklı yaşanan 14 olaydan 18 çocuk etkilenmiştir. Türkiyenin altında imzasının bulunduğu çocuğa yönelik uluslararası sözleşme sayısı 19dur! Bu sözleşmeler, çocuğa yönelik her türlü ihlali engellemeyi, çocuğun yararına olan her türlü uygulamayı da yaygınlaştırıp kalıcılaştırmayı öngörmektedir. Ne yazık ki bu sözleşmelere imza atmak çözüm getirmemekte, uygulamada her türlü ihmal ve ihlal gerçekleşmektedir. Yukarıda aktardığımız veriler, ülke nüfusunun yüzde 30unu oluşturan çocukların sorunlarının sadece bir kısmına işaret etmektedir. Buz dağının esas kısmı hâlâ görünür değildir.
ÇOCUK İSTİSMARI ÖNLENMELİDİR
Türkiyede çocukların cinsel istismar ve sömürüsü, eğitim, sağlık, adalet gibi temel haklardan mahrum kalacak şekilde ekonomik olanaklardan yoksun bırakılması rakamlara, istatistiklere sığdırılamayacak kadar karmaşık ve derindir. Kadınlara çocuk dayatması yapılması yerine doğmuş çocuklara yönelik istismarların öncelikle giderilmesi gerekir. Ülke genelindeki bu tablonun ötesinde kentler de çocukların yaşamasına ve sağlıklı gelişmesine uygun olmalıdır. Çocuğun yaşadığı kentteki tüm kurumların eşgüdümlü biçimde çalışması ve çocukların ihtiyaçlarına yönelik hizmetlerin güçlendirilmesi gerekir.Caddeler, oyun alanları, spor kompleksleri, müzeler, parklar, kültür merkezleri, kütüphaneler çocuklar ve engelliler gözetilerek düzenlenmelidir. Kentimizde çocuklar dört mevsimi doyasıya yaşamalı eve yada AVM lere mahkum olmaktan kurtarılmalıdır.Güvenli Kentlerde yaşamak çocuklarımızın en doğal hakkıdır. Bu anlayışla Adanamız için hedefimiz çocuk dostu bir kent olabilmek, çocuklarımızın yüksek yararı gözetilerek çocuk odaklı yatırımları öncelikle yapabilmektir. Çocuk Hakları Günü Dolayısıyla dünyadaki tüm çocukların gününü kutluyor, sağlıklı, güvenli, mutlu bir gelecek diliyorum.