Adana Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, başta Büyükşehir olmak üzere tüm belediyelerle daha sıkı işbirliğine gireceklerini belirterek, Hüseyin Sözlü ve ilçe belediye başkanlarıyla yaptığımız görüşmelerde, Adananın gerek kentsel gelişimi, gerekse sanayisinin daha düzenli gelişebilmesi yönünde işbirliği yapma sözü aldık. Belediye başkanlarımız, gelecek için bizlere umut verdi dedi.
Adana Ticaret Odasının Meclis toplantısı, Tarkan Kulak Başkanlığında gerçekleşti. Somada hayatını kaybeden 301 madenci için saygı duruşunda bulunan ATO Meclisi, benzer kazaların bundan sonra yaşanmaması için daha etkin iş güvenliği önlemi alınması gerektiği görüşünde birleştiler.
Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun oybirliğiyle kabul edilmesinin ardından söz alan ATO Başkanı Atila Menevşe, Somada gerçekleşen maden kazasıyla ilgili konuştu.
Soma madeninde 301 işçinin hayatını kaybetmesinin acısını derinden hissettiklerini ifade eden Menevşe, Daha önce başsağlığı mesajı yayınlamıştık, ancak burada bir kez daha sizlerin huzurunda kaybettiğimiz işçi kardeşlerimize Allahtan rahmet, kederli ailelerine ve ülkemize başsağlığı diliyorum. Kaza çok vahimdir. Kayıpların ve acıların yanında konuyla ilgili adli ve idari süreçler başlamıştır. Burada bulunan tüm Meclis üyelerimiz işverendir. Bu bakımdan iş sağlığı ve güvenliği konusuna büyük önem vermemiz gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Sonucu büyük maddi kayıplara, cezalara ve hatta ölümlere varan bu hususu daha dikkatlice değerlendirmeli ve her türlü önlemi almak durumundayız diye konuştu.
Gündemdeki konulara ilişkin konulara da değinen ATO Başkanı Atila Menevşe, 30 Mart 2014 seçimlerinde göreve seçilen belediye başkanları ile gerçekleşen görüşmelerin Adananın daha düzenli kent olacağı yönünde büyük umutlar verdiğini söyledi. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlünün her konuda Adana Ticaret Odasına destek olacağını bildirdiğine işaret eden Atila Menevşe şunları söyledi:
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Sözlüye Yönetim Kurulu olarak yaptığımız kutlama ziyaretinde kendisi bizlere Adananın majör sorunlarını ve projelerini tartışabilecek bir toplantı ortamı sağladı. Sayın Başkan Ticaret Odasının ne olduğunu gayet iyi bilen ve hisseden bir Başkan. Bize tüm proje ve önerilerimiz için hiçbir protokol kuralı olmaksızın her zaman yanımızda olma sözü verdi. Bunun üzerine biz de Yönetim Kurulu olarak orada sözlü olarak ifade ettiğimiz konuları hemen raporlaştırarak kendisine ilettik. Raporda, ATOSEV tesislerinin bulunduğu alanın sosyo-kültürel tesis alanı olarak planlanmasını ve imar planının değiştirilmesi, sektörel sanayi siteleri kurulması için arsa temini, kent içindeki trafik sorunlarının çözülmesi ve ulaşım planının yenilenmesi, AVMlerin haksız rekabetinin önlenmesi için kent içinde yapılaşmalarına izin verilmemesi, 1/25000 ve 1/5000 nazım imar planlarının biran önce çıkarılması, seyyar satıcıların ve kaldırım işgallerinin önlenmesi, Adananın tanıtımı için bir vakıf ya da şirket kurulması konuları yer aldı. Çalışmalarımızda Büyükşehir Belediyesinin de gücünü arkamıza alarak daha hızlı ve etkin sonuçlar alabileceğimizi umuyorum. Seyhan ve Çukurova Belediye Başkanlarıyla gerçekleştirdiğimiz görüşmeler de aynı samimiyet içinde geçti. Özetle önümüzdeki dönem Belediyelerimizle daha yakın bir işbirliği içerisinde olacağımızı değerlendiriyorum.
Ayhan Barutun sunumu
ATO Meclis toplantısının son bölümünde gerçekleşen sektörel sunum bu kez 13. Grup Zirai İlaç sektör temsilcisi Ayhan Barut tarafından yapıldı. Dünya tarım ilaçları tüketiminin yıllık 3,5 milyon ton, satış tutarının ise 45 milyar dolar civarında olduğunu bildiren Ayhan Barut, Türkiyede tüketilen Tarım ilaçları yıllık ortalama 60.000 ton, satış tutarı ise 2013 yıl sonu itibariyle yaklaşık 600 milyon dolardır dedi. Sektördeki sorun ve çözüm önerilerini maddeler halinde sıralayan Barutun sunumunda özetle şu görüşlere yer verdi:
Zirai ilaç tohum ve gübre ticareti yapabilmenin tek şartı ziraat mühendisi olmasıdır. Çünkü konunun ve sektörün uzmanları ziraat mühendisleridir. Ancak sektörümüzde mühendislik eğitimi almamış konunun uzmanı olmayan meslek dışı kişilerin bulunduğu gibi 1954 yılında çıkarılan yasalarda da bulunan eczacıların zirai ilaç bayiliği açma yetkilerinin bulunması çok yanlıştır. Gerek ekonomik koşullardan, kâr marjı düşüklüğünden ve bayi sayısının her geçen gün artmasından dolayı fiyatlarda bayiler arası aşırı rekabet oluşmuştur. Bu da sektördeki meslektaşlarımızı zor duruma sokmuştur. Bunun neticesinde yeterli sermaye birikimine sahip olamamaktadır. Piyasa değeri 2,5 milyon Euroyu bulan sahte ve kaçak tohum ve ilaçlar sektörümüzün kanayan ve hiçbir zaman bitmeyecek bir yarasıdır.