Aklımın almadığı işleri duyunca inanın bozuluyorum. Bu akıl almadık işleri becerenlerin de aklı başında kişiler olması beni daha da derinden yaralıyor.
Son günlerde özellikle belediyenin imkânlarının bazı belediye başkanları tarafından belirli kişilere buyur kardeş diyerek ikram edilmesini hem mesleğim adına, hem de bu bir yurttaş olarak doğru bulmadığımı buradan belirtmek istiyorum.
Haklarında yazılar yazan gazetecilere yönelik kendi menfaatleri doğrultusunda ağızları dolusu sözler sarf eden belediye başkanlarımızın kendi basınlarına sahip çıkma adına nasıl filim çevirdiklerini görünce size ne yazmış olsalar azdır demek geliyor elimden.
Son 6 aydır dikkatle takip ediyorum. Acaba bir şekilde bu belediye başkanları kendilerine çeki düzen verirler mi diyerek. Lakin gördüğüm odur ki alışkanlıklar terk edilmiyor.
Her ay gitmediği, hizmet dahi vermediği, haberini bırakın yapmayı uzaktan ve yakından alakası olmadığı halde her ay düzenli olarak belediyeye fatura kesip tahsil edenlerin varlığını biliyorum.
Bu belediye de iktidar partisinin belediyesi olunca yazık diyorum ve buna sebep olanları da ifşa etmek boynumuzun borcu oldu diye düşünüyorum.
Yine aslan sosyal demokrat bir belediyemiz basını destekleme adına kendilerince akılları sıra bir yöntem bulmuşlar. Bu yöntem üzerinden ilerliyorlar.
Kimin parasını kime dağıtıyor iseler!
Bu iki belediyeyi çok yakın takip ettiğimizi bilsinler istiyorum. Birisi Ak Partili belediye, diğeri ise CHPli belediye.
Şimdilik bu kadarını söylemiş olalım.
Belediyelerin isimlerini yazmaktan ve belediye başkanlarının adını vermekten imtina etmem. Bu konuda hiçbir sıkıntım yok. Yapılan yanlışlığın odağında ne yazık ki adının başında gazeteci diye yazan isimler olunca belgesini elime geçirene değin isim yazmak istemiyorum.
Aklınızı başınıza toparlayın Benden uyarması
Xx
Valimiz önderlik yapsın dedik ama
5 gün önce bir yazı kaleme alıp Adananın temel sorunu olan dolmuşçu esnafının da bu konudan mustarip olduğu bazı konuları gündeme getirip Valimiz önderlik yapsın diye çağrıda bulunduk.
Bu çağrımızdan sonra Sayın Valimiz nasıl bir hassasiyet gösterdi bilmiyorum. Çünkü Valilik ile yerel basın arasındaki diyalogların çok sağlıklı işlemediği düşüncesindeyim.
Önceki yıllarda Adanayı ilgilendiren konulara yönelik yapılan haberlerde ve çağrılarda basın ile yaşanan diyalog yöntemleri farklıydı. İlgili gazetenin ve konuyu dile getiren yazar veya muhabirin bilgilendirilmesine yönelik bir çalışma yapılırdı.
İşte bu koordine eksikliğinden dolayı Sayın Valimiz Mustafa Büyük Beyin Adananın en büyük sorunu gibi acilen önümüzde duran ve çözümlenmesi sadece ağızdan çıkacak bir talimata bağlı olan bu konuda bir hatırlatmada bulunup Valimizin önderlik yapmasını istediğimiz o yazıyı tekrar yayınlıyorum.
İşte o yazımız:
Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın hunharca katledilmesinden sonra Adana'daki şehir içinde ulaşımı sağlayan esnaflarda haklı olarak bazı isteklerde bulundular.
Aslında bu esnafın istekleri yıllarca çok sesli olarak konuşulan ama bir türlü hayata geçiremeyen projelerdi.
Bu projelerin hayata geçirilmemesinin tek nedeni yerel siyasetçilerin oy kaybı endişesi ile konuya sahip çıkmayıp, esnaf ile karşı karşıya kalmayalım' yaklaşımıydı.
Ancak gelinen noktada yaşanan sıkıntıları bu toplum gördü, yaşadı ve bundan sonra da yaşamak istemiyor.
Adana'da bu anlamda toplu taşıma esnafının temsilcisi olan Nihat Sözütek yüreklilik gösterip bizim sesimizi duyun' çağrısında bulunuyor.
Peki, Nihat Bey ne istiyor? Neler öneriyor?
Türkiye'nin hiçbir kentinde şehir içindeki ulaşım araçlarında muavin uygulamasının bulunmadığına işaret eden Minibüsçüler Odası Başkanı Sözütek, bazı istenmeyen olayların yaşanmasının özünde bu muavinlerin sebep olduğu konuları esnaflar olarak bizler daha yakından görüyor ve yaşıyoruz. Gelin sesimizi duyun ve Adana'daki toplu taşıma araçlarında muavin uygulamasına son verilsin. Tüm toplu taşım araçlarında Türkiye genelinde entegreli ve daha güvenli olan Kent Kart uygulamasına geçilsin. Şehir içindeki tüm araçlar ortak havuzda toplanarak tek tip toplu taşıma araçları ile yolcuları taşıyalım. Bütün bu konularda biz Minibüsçüler Odası olarak ortak hareket etmeye ve radikal kararlar almaya hazırız' diyor.
Aklın yolu birdir Sayın Valim. Bunca yıldır mülki amirlik yapıyorsunuz. Allah aşkına, hangi şehirde toplu taşıma araçlarında muavin var? Bu muavinler çığırtkanlık yaparak otobüslerin içinde yolcu ile didişerek esnaflık görevi yerine getiriliyor?
Emniyetten kayıtları alıp öğrenmek çok kolay. Muavinlerin şoförlerle birlikte karıştığı olayların bir çizelgesini çıkarın. Suçun oluşum niteliğine bir bakın. Sanırım ne demek istediğimizi anlatmış oluruz Sayın Valim.
Nihat Bey devam ediyor. Bugüne kadar Adana'da sürekli gündeme getirilen ancak bir türlü uygulamaya geçilemeyen dolmuşçu esnafının sıkıntıları da olarak bilinen konuları açık yüreklilikle öz eleştiri yaparak gündeme taşıyan Başkan Sözütek, Minibüsçüler Odası olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu, siyasi partilerin genel başkanları ile Ankara'daki üst düzey yöneticilere mektup göndererek Özgecan olayında yaşandığı üzere meydana gelecek istenmeyen çirkin olaylarla ilgili özel mahkemelerin kurulmasını, bu olaylara karışanlara en ağır cezaların verilmesini içeren görüşlerini aktardıklarını söyledi. Sözütek, Özgecan olayından dolayı tüm dolmuşçuların derin bir yara içinde olduklarının da altını çizdi.
Ve altını çizerek Sayın Valimiz Mustafa Büyük Beyden ricada bulunuyor.
Adana Valisi Mustafa Büyük başta olmak üzere kentin yerel yöneticileri, esnaf odaları ve diğer ilgili birimlerin ortaklığında oluşturulacak olan acil çalışmaların yapılmasını da öneren Nihat Sözütek, Adana'daki toplu taşıma esnafını bizler en azından kendi odamız olarak sürekli denetim altında tutuyoruz. Dikiz aynasından dahi bakmak yöntemi ile taciz edenlere karşın en ağır yaptırımlı çalışmalarımız var. Tek tip toplu taşıma aracının oluşturulması, muavin olaylarının ortadan kaldırılması, kent kart uygulamasına geçilmesi gibi önemli konularda kararları acilen çıkaralım. Sayın Valimiz buna önderlik etsin. Talimatlarıyla tüm yetkililer bu konuda çalışma başlatalım. Adana'da sıkıntıları giderelim' dedi.
İnşallah Sayın Mustafa Büyük'te bu sese kulak verir.
Ve bir yerden başlanır...