Adana siyaset yapmak çok zor zanaattır. Herkes siyaset yapar ama herkes siyasetçi olamaz.
Yalansız, dolansız siyasetçi olmak, halkına hizmetleriyle ulaşmak, nakış nakış hizmet dokumak gerekir. Aksini yapar iseniz gün gelir sizi bu halk kapının önüne koyar.
Gün gelir, aday olacak parti bulamazsınız. Aday olmaya dahi çalışsınız sizi kimse aday etmez bu şehirde.
Yaşanmış çok örnekleri vardır bu söylediklerimin. Kerameti kendinizde değil, sizi o makama taşıyanlarda görmek lazımdır.
30 Mart tarihine yaklaşık 1 aylık süre var. Yerel seçimlerin üzerinden tam 1 yıl geçti.
Belediye başkanlarının bu bir yıllık süre içinde şehirlerine neler yaptıklarını bu halk oturup sorgulayacak.
Meydanlarda atılan sloganların ne kadar geçerli olduğunu, otel odalarında ortaya atılan yapacağım sözü ile başlayan projelerin kaç tanesinin hayata geçirildiğini bu kentin insanları sorup sorgulayacak.
Adana Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm ilçe belediyelerinin hizmetlerinin tartıya çıkacağı gün 30 Mart sonrasında başlıyor aslında.
Bu halk, bu seçmen siyasilere belediyelerini tanımak adına 1 yıllık süre verir. Bu bir yıllık süre alışma, tanışma ve belediyesini gözden geçirme süresidir. Bu süreden sonra da ciddi anlamda eleştiriler başlar. Hizmetlerin yapılıp yapılmadığını sorup sorgulama dönemine girilir.
İşte Adana 30 Mart 2015 tarihinden sonra bu sürece giriyor. Haziran ayında yapılacak olan genel seçimler nedeniyle insanlar bir şekilde genel seçimlere konsantre olabilirler ama bu genel seçim nedeniyle gidilen yerlerde de siyasilere sorulacak ilk söz ne yaptın? sorusu ile başlar.
Belediyeden ümitlenen, beklenti içinde olanların da ellerini ayaklarını çekip artık matematiklerini yapma süresi de 30 Mart tarihi itibariyle doluyor.
Önceki yıllarda belediye başkanları bir yıllık hizmetlerini icraatın içinden diye başlayan toplantılarda dile getirip seçmenine hesap verirlerdi. Şimdiler de bu gelenekte tamamen ortadan kalktı.
Yerel televizyonların ekranlarında kendilerini ve belediyelerini ön plana çıkaran veri destekli programlara çıkarak icraatın içinden yapan başkanların hüküm sürdüğü şu günlerde Adanalı inanın bana tüm yerel siyasetçileri çok yakından takip ediyor.
Gittiğim her yerde partilerin genel politikaları değil de yerel siyasetçiler ve onların uygulamaları konuşuluyor.
CHPnin ve MHPnin sayısal anlamda üstünlük sağladığı koalisyon görüntülerinin de mercek altına alınıp belediyelerin meclislerindeki imara ve ranta dayalı çalışmalarda yüksek ses tonundan eleştirilmeye başlanıldı.
Partilerin gurup başkanları konumundaki il başkanlarının meclis üyelerini bağlayan açıklamalarından sonra o meclis üyelerinin gurup başkanlarını dahi dinlemeden mecliste almış oldukları kararlar konuşulmaya başlanıldı bu kentte.
Aslında bizim söylemeye çalıştıklarımızı yerel politika yapan belediye başkanları da görüyor ve biliyor. Sanırım hesaplarını ona göre yapıyorlar.
Zaman çok çabuk geçer. Nitekim dünü bir hatırlayacak olur isek dün bu kentin tek seçicisi olduklarını sananların bugün nerede olduklarına bakacak olur isek siyasetin acımasızlığını daha iyi anlamış oluruz.
Attan inip eşeğe binmek zordur. Umarım yerel politikacılarımız bu duruma düşmezler.
Düşer iseler de kendi düşen ağlamaz diyerek kimseye kabahat bulmayacaklar.
İnşallah Adana adına güzel çalışmalar görür ve yaşarız. İsteğimiz budur.
Son söz, bu halk her şeyi biliyor
Siz bilmesenizde