Bugün 24 Ocak. Meslektaşımız Uğur Mumcu'nun fikirlerinden dolayı hunharca katledilişinin yıldönümüydü.
Kendisini bir kez daha saygıyla anıyoruz. Allah rahmet eylesin diyoruz.
Bugün Uğur Mumcu'nun katledilişinin yıldönümü olunca günahsız insanların kanına nasıl girildiğinin bir örneğini vermek adına ODTÜ öğrencilerinin suçları olmaksızın başlarına bu ülkenin polisi tarafından nasıl çorap örüldüğünü ve o masum çocukların nasıl cezaevlerine konulduğunu olayın tanıklarının bugün yazdıkları kitaplardan sizlere aktaracağım.
Emniyet İstihbaratçılarından Sabri Uzun'un İN' isimli kitabının 41.sayfasından başlayarak yayınlanan ODTÜ öğrencilerine yönelik yapılan kumpası aynen kitaptan sizlere aktaracağım ve sonrasında şu soruyu soracağım.
Bu çocuklar sizin çocuklarınız olmuş olsaydı ne yapardınız? Sizin hiç Allah korkunuz yok mu?'
Gelelim Sabri Uzun'un yazdığı ifadelere,
VAN'DAN ANKARA'YA GETİRİLEN PKK MİNİBÜSÜ'
Cemaat polislerinin PKK ile ilgili siyasetlerine ve kontrolü kaçırmamak için yapabileceklerine dair bir örnek vereyim. Cemaat bu kumpasla zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı korkutmayı, büyük operasyon' yaptıklarını göstermeyi ve bu Tuzak sonucunda' para ödülü almayı hedefliyor.
Önce, Van'dan Mercedes Vito marka bir minibüs ayarlandı. Güya bu minibüse PKK 580 kilo patlayıcı yüklemiş ve bu patlayıcı yüklü panelvan minibüsü Ankara'ya getirmiş, Kurtuluş semtindeki çok katlı otoparka park etmişti.
Bu esnada yapılan ihbara göre PKK, 11 Eylül olaylarının yıldönümünde, yani 11 Eylül 2007 günü, Başbakan Erdoğan'a suikast planlanmıştı. Başbakan öldürülecekti.
İhbar sonucu, o bomba yüklü minibüsü polis köpekleri' otoparkta buldu (!) bomba uzmanları müdahale ettiler(!) Bu başarılı operasyon sonrasında başta Recep G. olmak üzere, tüm Cemaat polisleri nakit para ödülü alacaktı!
Yaşananların bu kadarla sınırlı kalmadığını da belirteyim.
O minibüste bulunan' bir cep telefonundan hareketle operasyon yapıldı ve hat sahibi Alpaslan Özkan, 13 Eylül 2007'de yakalandı. Özkan, telefonun kendisine ait olmadığını, hattı ise üniversite öğrencisi İdris Nakçi'nin kullandığını söyledi. İki gün sonra Eskişehir'den Ankara'ya gelirken yakalanan İdris Nakçi, PKK'nın Eskişehir'deki gençlik örgütlenmesinin sorumlusu olduğu suçlamasıyla tutuklandı. Onun ardından ODTÜ öğrencisi Ali Sayan ve Alpaslan Özkan'ın gitar kursundan arkadaşı Mustafa Bayar da bombalı minibüs olayının faili oldukları gerekçesiyle cezaevine konuldular.
Başbakan Erdoğan'a suikast düzenlemek amacıyla Van'dan getirilen bombalı araç' işi, dört üniversite öğrencisini üzerinde kalmıştı. Yapılan yargılama sonrasında Mustafa Bayar beraat etti. İdris Nakçi 20 yıl 11 ay 20 gün, Ali Sayan 8 yıl 9 ay, Alpaslan Özkan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldılar.
Ey Cemaatin imam polis müdürleri!
Bu minibüsü, bir yardımcı istihbarat elamanına siz kiralatmadınız mı?
O patlayıcı dediğiniz gübreyi siz satın aldırmadınız mı?
O minibüse, kendi ajanınıza verip Ankara'ya siz getirmediniz mi?
O minibüsü, Kurtuluş Katlı Otopark'ına siz park ettirmediniz mi?
Park ettirmeden önce üç dört gün İstihbarat Dairesi'nin kapalı garajında bekletip, ABD'deki İkiz Kuleler'e yapılan 11 Eylül saldırılarını çağrıştırsın diye 11 Eylül 2007 gününü özellikle beklemediniz mi?'
Bu ibret dolu yazıyı okuyunca Sabri Uzun'a teşekkür etmek gerekiyor.
Devletin İMAM POLİSLERİNİN genç fidanlara, üniversite öğrencilerine nasıl kumpas kurup bu çocukları nasıl yıllarca cezaevinde yatırdıklarını böylelikle öğrenmiş oluyoruz.
Sonra...
İnanın sonrasını sormayın...
Ağzımız dolusu çok şeyler söylüyoruz...
Sizi bilemem ama inanın bu ülkenin çivisinin çıktığını görüp ibretle izliyoruz.