Zamana ayak uydurdular belki de. Türk siyasetinin rengi de değişti, siyasetçinin genel profili de değişti.
Dünü unutup, yarına dair söylemleri ile insanların üzerinde ikna kabiliyeti olmayan siyasetçilerin türediği bir ortamda üzerlerine yakışmayan siyaset gömleğini giyenlerde oldu, çıkaranlar da.
Para için, mal ve mevki için eğilen başlar, verilen ödünler ile yoğrulan siyasetçi tiplemesi ile yüzleri kızarmadan siyaset yapanların kol gezdiği bir ortamda seçimlere gidiyoruz.
Akıllara durgunluk veren unutkanlık içinde yüzen seçmen aslında olayların farkında...
Lakin elinden gelen bir şey yok.
Dünün kravatlıları bugünün soyguncusu olmuş. Kürsüde zübük misali nutuk atıyor...
Gelelim Adana'ya...
Adana'daki genel siyaset üzerine biraz görüşlerimizi aktarmak adına son gelişmelerden sizleri haberdar etmek istiyorum.
Önceki gün televizyon izlerken düne dair söylemlerini çok iyi hatırladığım bir siyasetçi beni izlemeye devam edin' çağrısında bulunuyordu.
İki kere durup düşündüm. Senin neyini izleyelim?' sorusuna yanıt arar iken kendisi verdi aslında bu sorunun yanıtını. Güzel şeyler yapacağız'.
Yapacağız...
Yapmakta geç mi kaldın? Elini mi tuttular?
Kibar siyasetçilerimiz de yok değil hani... Ağzından düne dair bir tek eleştiri çıkmayan, mevcut belediye başkanının seçime dair yatırımlarını oy alacağımız kitleyi üzmeyelim' anlayışı ile gördüklerini görmezlikten gelen siyasetçilerimiz de yok değil.
Aday oldukları halde toplumun genel kabullerine göre kazanamaz' noktasına hapsedilen siyasetçilerimiz de var Adana'da.
Yazımızın girişinde söyledik ya, siyasetin rengi değişti diye. Genel siyasetten kopamayarak halen kendisini yerele alıştıramayan, genel siyaset üzerinden propaganda yapan siyasetçilerimiz de son günlerde kendine çeki düzen vermeye başladılar.
Belediyelerin içindeki danışmanlar, bürokratlar ve daire amirleri yavaş yavaş adaylara yaklaşmaya, toplantılarında boy göstermeseler de akşam ziyaretleri ile başkanım beni unutma' demeye başladılar.
Siyasetten nemalanan ilçe yöneticileri ileriye dönük ihale ve iş yapma adına adres belirlemeye, yandaş olmaya namzet tavırlar içine girmeye başladılar.
Bütün bunlarda ne var diyeceksiniz. Elbette olacak bunlar' diyeceksiniz.
Olacak olmasına da yeni tip siyaset anlayışının içinde olan siyasetçileri de kendilerine benzetmeye başlayınca Adana'nın kaderi bu' dememek adına bizler birilerinin dikkatini çekelim istedik.
Akıllı dokunuşlar akıllı bir şekilde paraların biran önce birilerine aktarılması adına' gayret içindeler. Cadde ve sokakların taşları öyle bir hızlı değişiyor ki akıllı dokunuş oldu, hızlı dokunuş...'
Kurt politikacıların umutları da 9 Şubat gününe çevrildi.
Gözleri Ankara'da, kulakları CHP'nin genel merkezinin 8.katında...
Ankara'ya giderek meclis üyeliklerini garanti altına almaya çalışanları mı ararsınız, yeniden meclis üyesi olmak adına mesai harcayan halen görev yapan meclis üyelerini mi ararsınız. Adana'da hal ve gidişat önce ben' demeye başladı.
Belki garibinize gidecek ama bir ilçenin belediye başkanı adayı olduğu halde partilisine kendisini tanıtma ihtiyacı duyan adaylarımız dahi var...
Ne garip bir olay değil mi? Seçmen seni tanımıyor, sen seçmeni tanımıyorsun!
Nasıl belediye başkanı seçilecek isen seçil bakalım.
Basın camiası da ne yapacağını şaşırdı. Bir yanda bu seçim döneminde para kazanmamız gerekir' diyerek kurnazlık içinde adayları kendi yanlarına çekmeye çalışanlardan tutun da, yandaş olma adına bütün ilkelerini seçime kadar kiraya verenlere' değin tüm dengeler alt üst oldu.
Günlük nabız tutan basın kuruluşları, vergi kayıtları dahi olmadıkları halde hayali anket yapan kuruluşlar, adaya göre bölgeler seçerek adayı mutlu etmeye çalışan anket firmaları...
Sanırım bütün bunlar sadece Adana'da yaşanmıyor. Türkiye gerçeği gibi duruyor bu fotoğraf karşımızda.
Bütün bu önce ben' duygusuna rağmen yine de siyasetin hareketliliği sevindirici olan taraf olarak karşımızda duruyor.
Bütün dertleri ekmek ve aş olan seçmen de olup bitenlerden habersiz önlerine konulan adayları tercih etmek durumunda kalıyor ve kalacak da...
Bir haftadır biz yazmaktan yorulduk, siyasetçiler görmezlikten gelmekten bıkmadılar. Kozan'ın Henüzçakırı Köyü halkı suyumuz yok' diye feryat ediyor. Bu halkı gören yok.
İktidar partisinin adayı dâhil kimsenin umurunda değil. Hangi yüzle gidip bu seçmenden oy isteyecekler? O seçmen hangi partiye oy verip köyünün susuzluğunu unutacak onu da merak ediyorum doğrusu.
Adana ile proje konusunda hazırlıksız yakalanan siyasetçiler de günü kurtarma adına ellerine verilen dikte edilmiş projelerle günü kurtarmaya çalışıyorlar.
İşte Adana'nın siyasetinin son durumu ve geldiği nokta bu...
Bu noktada değişiklik olur mu?
Olursa da zor olur...
Bakalım böyle bir ortamda Adana'daki siyasi tablo nasıl şekillenecek?
Gelişmelerden sizleri haberdar etmeyi sürdüreceğiz.
Bizi izlemeye devam edin diyorum.