Adana’da Ekonomi Zirvesi

Adana Genç İş Adamları Derneği (AGİAD)’ın düzenlediği “Dünyada ve Türkiye’de Ekonomik Gelişmeler” konulu söyleşide konuşan ekonomist, yazar Dr. Deniz Gökçe, “Türkiye’nin hızlı büyürken ile dış açığın artması, açığı kapatmaya çalışırken de işsizliğin yükselmesi” gibi bir ikilem içinde olduğunu belirtti. Gökçe, “Cari açığı ve aynı zamanda işsizliği de arttırmadan yüzde 5’lik büyümeyi nasıl sağlarız? İşte Türkiye’nin ana sorusu budur?” dedi.

AGİAD’ın iş dünyasını Adana’da buluşturan toplantı apıldı. Toplantıya Adana Valisi Mustafa Büyük, Adana Cumhariyet Başsavcı Ali Yeldan, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan, Vergi Dairesi Başkan Vekili Ahmet Tunalı, Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Bekir Sütçü ile kamu kurumlarının yetkilileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve iş adamları katıldı.

“7 HAZİRAN’DAN SONRASI GERİLİM FİLMİ GİBİYDİ”

Toplantının açış konuşmasını yapan AGİAD Başkanı Sefa Noyaner, bahar aylarından itibaren başlayan seçim süreci ardından da olumsuzlukla sonuçlanan koalisyon görüşmeleri, akabinde meydana gelen terör olayları, döviz kurlarındaki tarihi zirveler ile siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın iş dünyası üzerinde tam bir "gerilim filmi etkisi yarattığı” benzetmesini yaptı.

Turizm iptalleri yaşandığını, büyüme hızının yavaşladığını kaydeden Noyaner, “ İstihdam üretim ve yatırımda düşüşler, ihracatta ise yüzde 8’e varan gerilemeler söz konusu oldu. Türkiye 2023 hedeflerinden uzaklaşan bir tablo gösterdi.” dedi.

“İŞ DÜNYASI UMUTLANDI”

2023 vizyonunda Türkiye Cumhuriyeti'nin hedefinin 500 milyar dolar ihracat, kişi başı 20-25 bin dolar gelir ve 2 trilyon değerle dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmek olduğunu vurgulayan Noyaner, “ 1 Kasım’dan sonra ülkeyi 13 yıldır yöneten iktidarın tek başına yeniden göreve gelmesi,  hükümet yeklilerimizin ekonomik reformlara devam edeceğini ve bunları gerçekleştireceğini ifade etmeleri iş dünyası olarak bizi umutlandırdı. 2023 vizyonu için ülke olarak kurlarda istikrar sağlamış, cari açıkla mücadele eden, istihdam ve yabancı yatırımcıyı çeken güçlü destek sunan; marka, inovasyon ve arge odaklı yüksek katma değerli yeni bir döneme adım atılmasını bekliyoruz.  2023 vizyonu için şehrimizde ve ülkemizde tekrar birinci gündem maddesinin ekonomi olmasını arzuluyoruz. “diye konuştu.

SÜTCÜ; YATIRIMCIYI AOSB’YE ÇAĞIRDI

Noyaner’den sonra konuşan Adana Organize Sanayi Bölgesi Bekir Sütcü ise Türkiye’nin 290 OSB içinde 5.sıraya giren Adana OSB’nin 500’e yakın firmayla faaliyetini sürdürdüğünü kaydetti. Sütçü, AOSB’nin üstün yatırım avantajlarına sahip olduğunu belirterek, “Yeni gelişme sahamız içinde metrekaresi 150 TL’ye arsa sağlıyoruz” diyerek yatırımcıları Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde yatırım yapmaya çağırdı.

BİLGİÇ,”REFORMLAR YAPILMALI”

Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç de 2015 yılının seçimler nedeniyle “kayıp bir yıl” olduğunu, 2016’da kayıplarının telafisinin bir anda mümkün olmasa bile alınacak önlemler ve iş aleminin beklediği reformlarla sıkıntıların atlatılabileceğini vurguladı. Bilgiç, ekonomide güven arttırıcı önlemlerin alınmasının zorunluluğunu da dile getirdi.

GÖKÇE; “TÜRKİYE’NİN İKİLEMİ”

Konuşmalardan sonra ünlü ekonomist, yazar Dr. Deniz Gökçe, son bölümü interaktif olarak gerçekleşen bir söyleşi gerçekleştirdi. Gökçe,  2009 yılında ABD’den Avrupa’ya yayılan krizin Türkiye’ye de sıçradığını, ekonominin 4.7 oranında daraldığını kaydederek, “ 2010-2011 yıllarında 8.9 büyüdük. Halbuki Türkiye’nin normal büyüme hızı yüzde 5 idi. Üretim için ithalat da artınca Türkiye’nin cari açığı 77 milyar dolar gibi tarihi bir rekora geldi. Bunun üzerine büyümeyi yavaşlattık. 3-3,5 oranına çektik Bu kez de işsizlik arttı. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12’lere çıktı. Hızlı büyüsek dış açık büyüyor, kapatmaya çalışsak işsizlik artıyor. Türkiye’nin böyle bir ikilemi var” dedi.

Deniz Gökçe, Türkiye’nin ana ekonomik meselesini ise “ Cari açığı büyütmeden ama aynı zamanda işsizliği de artırmadan yüzde 5’lik büyümeyi nasıl sağlayabiliriz: Türkiye’nin asıl sorusu, ev ödevi budur” diye özetledi.

“EN SAĞLAM NOKTAMIZ KAMU MALİYEMİZ”

Türkiye’de krizlerin 10 çeyrekte etkili olduğunu, bunun da 2.5 seneye denk geldiğini  ifade eden Gökçe, “ Bu süre sonunda bir toparlanma sağlanıyor. Bu krizleri atlata atlata kamu maliyesini düzgün tutabilmeyi öğrendik. Kurları tutamıyoruz ama hiç değilse kamu maliyesini sağlam tutmayı öğrendik. Türkiye’nin en sağlam noktası kamu maliyesidir. Devlet bir kaç senedir tarihinin en sağlam bütçesini üretiyor. Bizim en tutar yanımız kamu bütçemizdir. Krizlerde ayakta durdurmamızda bu nokta çok etkili oldu. Bu da krizlerde işimize yaradı. Bir Yunanistan’ın durumuna düşmemizi önledi.  2001 krizinde kredilerin yüzde 45’i açıktı. Bu yıl ise  oran yüzde 3'e düştü. Bankacılarımız da kimlere kredi vereceklerini öğrendi”  ifadelerini kullandı.

“KUR VE FAİZ AYNI ANDA KONTROL EDİLEMEZ”

2013’te ABD’nin faizleri arttırmasıyla kurların yükselmeye başladığını hatırlatan Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kurlar yükselince dolar bazında ithalat fiyatlarında artış olmadı ama TL bazında artış yaşandı. Enflasyon yüzde 9’a yükseldi.  28.1.2014’te de faizler arttı. Kur artışını getiren nedenlerin tekrar etmemesi lazım. Ancak bir ülkede  sermaye hareketi serbestse hem kur hem de faizi aynı anda kontrol etmek mümkün değil. Faizi kontrol etmeyelim ama kuru serbest piyasaya bırakalım gibi bir tercih yapıldı. “

“İŞSİZLİK ARTABİLİR”

Tarım dışı işsizliğin yüzde 12.5 düzeyinde yatay konumda seyrettiğini ancak  artacak gibi de bir grafik izlediğini söyleyen Gökçe, enflasyon konusunda ise “ Türkiye’de hep yeşil biberden örnek verilir ama Türkiye’de enflasyonun göstergesi gıda ve alkolsüz içecek fiyatları, konut kiraları ve ulaşım giderleridir. Enflasyonu bunlar belirler. Bunların fiyatı düşerse enflasyon iner, çıkarsa enflasyon yükselir. “diye konuştu.

“TEKNOLOJİK ÜRÜNLERE YÖNELMELİYİZ”

Gökçe, 1994’te milli gelirin yüzde 4’ü kadar olan dış açığın 2010’larda yüzde 10’a gerilediğini,2016’da yüzde 5’lere iner diye ümit ettiğini kaydetti. “Ne yapmalıyız?” sorusunun yanıtını verirken de “ İnsan unsuruna önem vermeliyiz. İnsanımızın teknoloji bilgisini arttırarak daha teknolojik katma değeri yüksek ürünlere yönelmeliyiz. Tasarrufu yaygınlaştırmalıyız” dedi.

“AKMERKEZ’DE HERKES BANA DOLARI SORUYOR”

Gökçe, doların seyri ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de “Akmerkez’de herkes bana ‘dolar kaç lira olacak ‘diye soruyor. Bilsem gider spekülasyon yapar, bütün paramı dolara yatırırım. Bunu kimse bilemez. Ancak bundan sonra da 2 bin’in altına düşecek hayalini kurmayalım.” diye konuştu.

“DENGELERİ ABD VE ÇİN BELİRLEYECEK”

Deniz Gökçe, dünyadaki ekonomik dengeleri ise ABD’nin faiz artırımı, büyüme hızının düşmesi ve doların değerlenmesi ile dünyanın en büyük alıcısı konumundaki Çin’de büyüme hızının yavaşlamasının etkilerinin belirleyeceğini bildirdi.

Gökçe, “Dünyada borçlar 200 trilyon dolar civarında bu dev bir borç yükü yakın zamanda ABD’nin faizi artıracak, dolar  da artacak, büyüme ise yavaşlayacak. ABD’de büyüme 2014’te yüzde 3’e düştü.  Çin’in büyümesi azaldı. Yüzde 6.5’lara düştü. Satın aldığı emtiayı da azalttığı için bu malı aldığı gelişen ülkeler sıkıntıya giriyorlar. Rusya’nın petrol fiyatları düşmesi nedeniyle sıkıntılı.Dünya genel olarak yüzde 3.1, gelişmiş yani zengin ülkeler yüzde 2, gelişen ülkeler ise yüzde 4 oranında büyüyorlar. Oysa bu normal değil. Normal olan zengin ülkelerin daha fazla büyümesiydi. Dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip olan Venezüella’da büyüme rakamları eksi 10. Bu normal bir durum değil. Dünyada böyle sıkıntılar var. Özetle dünya pekiyi durumda değil" diye görüş belirtti.