ADRO: ''Adana'da tarih katliamı yapılıyor''

Adana Turist Rehberleri Odası (ADRO) Ali Münif Yeğenağa Caddesi’ndeki binalarda yapılan ‘’Sokak Sağlıklaştırma Projesi’’ ile adeta bir tarih katliamı yapıldığına dikkat çekiyor.

Adana Turist Rehberler Odası (ADRO)  Seyhan ilçesi Büyük saat mevkisindeki  Ali Münif  Yeğenağa Caddesi üzerinde bulunan binalarda "sokak sağlıklaştırma projesi" adı altında adeta bir tarih katliamı yapıldığına dikkat çekti.

Akdağ, yazılı açıklamasında, Büyük saat mevkisindeki  Ali Münif  Yeğenağa Caddesi üzerinde bulunan binalarda "sokak sağlıklaştırma projesi" kapsamında başlatılan restorasyon çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettiğini söyledi.  ‘’Görünürdeki tablonun gelecek için umut vaat etmesine karşın, yapılan çalışmaların aslında kısa vadede planlanmış, günün karı sayılacak yatırımlar olduğunu görmekteyiz’’ ifadelerini kullanan Akdağ, şunları kaydetti:

 

‘’Buna restorasyon diyorlar, sokakları güzelleştirme diyorlar,  tarihi doku diyorlar; ama gel gör ki; bu tarihi dokuların bir bölümünü yıkıp baştan aşağı sıvayla yapıp kapatıyorlar. Restorasyon demek yok olan tarihi dokuyu geri getirmek, canlandırmak, yaşatmak demektir. Yapılan çalışmalarda tarihi doku yok edilip modern bir Bedesten yapılmış olduğunu görüyoruz.  Adana’ya  Turist  Modern bir çarşı yada Bedesten  için gelmeyecek. Yerli ve yabancı turistler sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde tarihi dokuları ve geçmişi yaşamak için gezip görmektedir. Biz Adana’mız için, tarihimiz için ve geleceğimiz  için her kim taş üstüne taş koyarsa minnettarlık duyarız.

 

Ancak  burada kurtarma değil bir ‘tarih katliamı’ yapılıyor. Biz rehberler olarak Türkiye ve  dünyayı geziyoruz, bütün restorasyon çalışmalarının orijinaline sadık kalınarak yapıldığını görüyoruz. Tarihi dokuların sıvayla kapatıldığı nerede görülmüştür. Bu acımasızlıktır, tarihe saygısızlıktır.’’

 

-‘’AYNI HATA TARİHİ TAŞ KÖPRÜ İÇİN DE YAPILMIŞTI’’-


Aynı hatanın zamanında  tarihi Taş Köprü için de yapıldığını anımsatan Akdağ, ‘’Dünya’da yaşayan, kullanılabilen  en eski köprülerden birine sahibiz ama restorasyonu maalesef aslına sadık kalınarak yapılmamıştır’’ dedi. Akdağ, şu ifadeleri kullandı:

‘’Evet, belki eskiden değil ama bu yenilemeden sonra  taş yığını haline dönüşen tarihi köprümüz orijinalliğini  kaybetti, hatta projesi yarım bırakıldı diyebiliriz, çünkü hem doğudan hem de batıdan iki kemerli kapısı olduğu bilinmektedir  ancak bunlar ya görmemezlikten gelindi yada sehven unutuldu. Taş Köprü için de sağlıklaştırma projesi titizlikle başlatılmalıdır. Modern beyaz  sıvalar çıkarılmalı, aslına uygun taşlar kullanılmalı, dikkat çekici bir ışıkla aydınlatılmalı ve turistik eşya dükkanları  yapılmalıdır

Tepebağ için de aynı hassasiyet gösterilmeli ve bir cazibe merkezi yaratılmalıdır. Bütün tarihi evler ortaya çıkarılmalı, doğal dokuya uymayan  binalar kamulaştırılıp yıkılmalı, yürüyüş rotaları belirlenmeli, yön levhaları ve  turistik alış veriş dükkanları kurulmalıdır. Avrupalılar küçücük bir tarihi taş buluntu ile harikalar yaratıyor, reklamlarla dünyayı oraya yığıyor.  Bizler ise eşsiz güzellikte tarihi dokuları bozmakla meşgul olduğumuzdan dünya ölçeğinde yeteri ölçüde pazarlayamıyoruz.  Bir yanımız deniz diğer yanımız tarihle çevrili  Kilikya’nın göbeğinde bulunuyoruz.  Tepebağ neden dünyadaki benzer sit alanlarına alternatif olmasın?

Bu çalışmalara ilgimizi esirgemeyeceğiz ve her zaman takipçisi olacağız. Eğer ülkemizde iyi bir şeyler yapılacaksa biz,  rehber örgütleri olarak her zaman içinde olmalıyız.  ADRO sadece Adana ile kalmayıp sorumluluk bölgesinde bulunan Mersin ve Osmaniye illerimizle birlikte Türkiye’deki bütün tarihi değerlere de sahip çıkmaktadır. Bu bağlamda yetki sahipleri ile konu ile ilgili tüm akedemik personeli sesimizi duymaya çağırıyoruz.’’