Akın Özdemir, “Hukuk ve Demokrasi” konferansı ile anıldı

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şubesi Kurucu Başkanı Akın Özdemir, katledilişinin 35. yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in verdiği “Hukuk ve Demokrasi” Konferansı ile anıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Dr. Turhan Tuncer; “Türkiye bugün demokrasinin hızla tasfiye edildiği, adaletin katledildiği bir süreci yaşıyor. Emek ve iş dünyası, meslek örgütleri, barolar, üniversiteler, aydınlar, yazarlar, sanatçılar, yazarlar, bilim insanları, öğrenciler, kısacası tüm toplum baskı altına alınmaya çalışılıyor” dedi.

Açılış konuşmasından sonra söze başlayan Denizli Milletvekili İlhan Cihaner,  “1968 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Öğretimin yıldönümü kutlamalarında söz verilmek istenmeyen, bunun üzerine sadece tek cümle söyleyeceğini belirterek söz alıp  ‘İnsanı aç, toprağı aç, hayvanı aç olan bir ülkede kutlama yapılamaz, olsa olsa hesaplaşılır’  diyen Akın Özdemir’in anısı önünde saygı ile eğiliyorum” dedi.

Hukuk ve demokrasinin olmadığı yerde bu konuyu konuşmanın gereksiz olduğunu anlatan Cihaner, hak ve özgürlüklerin toplumsal mücadele sonucu kazanılması halinde kalıcı olacağını söyledi.

Hukukun keyfi uygulamalara teslim edilmemesi gerektiğine vurgu yapan Cihaner, “Anayasa Mahkemesi kararına göre CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın tahliye edildiğini ancak MHP'li Engin Alan ve BDP'li 5 milletvekilinin tahliye edilmemesinin yanlış olduğunu, tutuklu Milletvekillerinin tahliye edilmemesi hukukun keyfi uygulandığının ispatıdır" dedi.

Seçilme hakkı ile ilgili olarak da %10 barajına değinen Cihaner;  “Bu şekilde oluşan meclis ve siyasi yapıda demokrasiden söz edilemez. Siyasi iktidar sürekli olarak milli iradeye saygıdan bahsederken bunu kendi milletvekilleri ve partisi için korurken, diğer milletvekilleri için gerekli görmemesi iktidarın demokrasi anlayışını özetlediğini” belirtti.

İktidar ile cemaat arsında bir sorun, bir kavga var görünüyor diyen Cihaner konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İktidar ile cemaat arasında başlayan kavga Türkiye’deki demokrasi ile ilgili aydınlatıcı bir olaydır. Bu tartışmalar siyasi iktidarın siyasi sorumluluğu olmayan birileri ile iktidarı paylaştığının göstergesidir. Başbakan son açıklamasında bunlarla sandıkta hesaplaşacağını söyleyerek bu iktidar paylaşımını açık etmiştir.

Demokrasi paketi tartışılıyor. Hükümet demokrasi paketi adı altında özgürlük ve demokrasi getireceğim diyerek toplantı ve gösteri yürüyüşleri konusunda yeni kısıtlayıcı kriterler getirmeye hazırlanıyor. Bu yeni kriterde “yurttaşın günlük yaşamını etkileyen eylemler” şeklinde her yöne çekilebilecek ve her yoruma açık bir ifade kullanılıyor. En masumane ve demokratik hak arayışlarının dahi izlenip müdahale edilerek kayıt altına alınması ve hak arayanların fişlenmesi yasal hale getiriliyor.

Gezi Parkı Olayları’nda gencecik hayatlar yaşamdan koparıldı, binlerce insan yaralandı ama bunca ölüm ve yaralanmalara rağmen etkin bir soruşturma yapılmadı. Toplumun tepkisini azaltmak ve davanın takibini zorlaştırmak için davaların başka illerde görülmesine karar verdiler. İnsanların yaşam hakkı güvence altında değilken, bütün bunların sorumlusu olan başbakan çıkıp emri verdimse ben verdim diyebilmekte.

Parlamentoda da ciddi bir kriz vardır, yasa yapma süreci parlamento dışında hazırlanıp düzenlenmektedir. AKP Milletvekilleri de neye evet neye hayır dediklerini dahi bilmemektedirler. Ve sık sık meclis sohbetlerinde bunu dile getirmektedirler. Hatta kendi önergelerine CHP evet dediği için AKP’li milletvekilleri hayır diyerek kendi önergelerini reddetmişlerdir.  Meclis TV yayın saatleri yurttaşların ne olup bittiğini öğrenmelerini engellemek için azaltılmış ve yayınlar kısıtlanmıştır…

Diğer önemli bir konu Bütçenin denetlenmesidir. Halkın vergileri ile yapılan harcamaları halk adına parlamento denetler… İktidar son 2 yıldır Sayıştay Raporları’nı TBMM’ye getirmeyerek denetimden kaçırmaktadır.”