Aksünger, “AKP denetimsiz baskın seçim peşinde”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, yaklaşık 50 milyon seçmenin kimlik bilgilerinin internete sızdığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, sözkonusu bilgilerin 2004-2009 yılları arasında parayla satıldığını vurgulayıp, AKP’nin denetimsiz bir baskın seçim veya referandum gerçekleştirmek istediğini söyledi.

Rıza Sarraf davasının artık siyasi bir şantaj davası olduğunu belirten Aksünger, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çözüm sürecini yeniden gündeme getirebileceğini ifade etti.  Türkiye’de kimlik verilen Suriyelilerle ilgili doğru bilgiye sahip kimsenin olmadığını vurgulayan Aksünger, “Nereden alıyorsunuz bu istihbaratı? Özgür Suriye ordusundan mı, Nusra’dan mı, El Kaide’den mi alıyorsunuz? Kimden alıyorsunuz?” diye sordu.

 

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger ve PM üyesi İlhan Cihaner dün CHP Adana İl Başkanlığı Ahmet Albay Toplantı Salonu’nda İl Başkanı Ayhan Barut, Adana Milletvekilleri Elif Doğan Türkmen ve İbrahim Özdiş ve ilçe başkanlarının da katılımıyla bir basın toplantısı düzenledi.

 

“MERNİS’TEN VATANDAŞLIK BİLGİLERİ SATILIYORDU”

Ülke gündemindeki konuları değerlendiren Aksünger, yaklaşık 50 milyon kişinin kişisel verilerinin internete sızmasıyla ilgili olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bazı bakanların CHP'yi suçladıklarını anımsattı. Sözkonusu bilgilerin 2008 verileri olduğunun altını çizen Aksünger, bu verilerin 2004-2009 yılları arasında 500 ile 1000 lira arasında satıldığını söyledi.

Aksünger, “Bunlar MERNİS'ten vatandaşlık bilgilerini satıyorlardı. Avukat olan arkadaşlar bunu iyi bilirler. 500 lira ile 1000 lira arasında para verene vatandaşlık bilgisi satıyorlardı. 27 Temmuz 2010'da 7 ilde operasyon yapıldı, onlarca kişi gözaltına alındı, 12 kişi cezaevine konuldu, tutuklandı, hüküm giydi. Peki sormazlar mı adama, sen madem bunu böyle söylüyorsun, hakim kararı neymiş açıkla onu Adalet Bakanı. Bak bakayım kimmiş bunlar, cezaevine niye girdi, kimden almışlar o verileri, niye satıyorlar mı? Memleketi böyle yönetiyor bunlar. Ortaya mesnetsiz bir şey atıyorlar, tutarsa” diye konuştu.

 

“YSK’DA 1,5 MİLYON MÜKERRER SEÇMEN OLABİLİR”

Sözkonusu verilerin 49 milyon 600 bin değil 48 milyon olduğunu belirten Aksünger, YSK’nın gönderdiği bu verilerde 1,5 milyon mükerrer seçme olabileceğine dikkati çekti. Aksünger, “YSK, o dönem bize gönderdiğinde 48 milyon 260 bin olduğunu söylüyor ama o dönem YSK’nın verileri 49 milyon 600 bin görünüyor. Demek ki bu kadar YSK’da mükerrer olabilir”  şeklinde konuştu.

 

“MELİH GÖKÇEK BU VERİLERİ NEREDEN ALIYOR?”

Seçmen kütüklerinin yerel seçimlerde, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde de 30 partiye gönderildiğini anımsatan Aksünger, 54 milyon veride sorun çıkmadığının altını çizerek şöyle devam etti:

“Melih Gökçek bu verileri nereden alıyor herkese mesaj atıyor? Buradaki temel sorun şu: Önümüzdeki süreçte siyasi partilerin doğal olarak denetleme sistemini ortadan kaldırmak istiyorlar. AKP denetimsiz bir seçim baskın seçim veya referandum gerçekleştirmek istiyor.”

 

“ÇÖZÜM SÜRECİ YENİDEN GÜNDEME GELEBİLİR”

Rıza Sarraf davasının artık siyasi bir şantaj davası haline geldiğini ve hukuki bir tarafı kalmadığını kaydeden Aksünger, davanın seyrine bağlı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki aylarda çözüm sürecini yeniden gündeme getirebileceğini ifade etti.

Aksünger, “Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki 3-5 ay içerisinde çözüm süreci konusunu tekrar  başlatma ihtimali yüksek. Ayrıca bir daha PYD’ye 3-4 ay sonra bir daha terör örgütü demeyecek arkadaşlar. Ben buraya yazıyorum göreceğiz bunların hepsini” şeklinde konuştu.

 

“SİYASİ ŞANTAJ OLARAK KULLANILABİLİR”

Babek Zencani ve Rıza Sarraf davaları nedeniyle Türkiye’nin önümüzdeki süreçte ciddi problemler yaşayabileceğine işaret eden Aksünger, “Hem İran’la ilişkiler açısından söylüyorum, hem diğer taraftan Amerika’nın ne istediğini ve hangi şantajla neyi yaptırmak istediğinin ayrı bir süreci işleyecektir.  Acaba burada Suriye konusunda federasyonla ilgili konuda bir dayatması olacak mı? Arkasından bu bizi de kapsıyor mu kapsamıyor mu meseleleri artık bizim iktidara yapacakları siyasi şantajla alakalı bir şeydir. O da iktidarı ilgilendiren bir konu, devleti ilgilendiren bir konu değildir. Kim ne derse desin, Türkiye’yi şu anda bir iktidar yönetmiyor bence. Bitmiştir o konu” ifadelerini kullandı.

 

“TÜRKİYE’YE GELEN SURİYELİLERLE İLGİLİ İSTİHBARAT KİMDEN GELİYOR?”

Türkiye’deki Suriyelilerin göçmen mi, sığınmacı mı yoksa mülteci mi olduğu konusunda doğru bilgiye sahip olan birinin olmadığını savunan Erdal Aksünger,  İçişleri Bakanlığı yetkililerinin Türkiye’ye gelen Suriyeliye beyana göre değil istihbarat bilgilerine göre kimlik verildiği yönündeki açıklamalarını hatırlatarak şunları kaydetti:

“Bizim Irak merkezi hükümetiyle, Suriye rejimiyle, İran’la, Rusya’yla, Ermenistan’la aramız sıkıntılı. Biz kimden alıyoruz bu istihbaratı acaba? Mesela bir suçlu Suriye’ye kimliğini yırtıp gelse o istihbaratı kimden alıyorsunuz? Bu adamın kim olduğunu nereden biliyorsunuz? Özgür Suriye Ordusu’ndan mı alıyorsunuz? Onların mı var böyle bir işi? Nusra’dan mı, El Kaide’den mi alıyorsunuz? Kimden alıyorsunuz? Esad’la veya rejimle bir istihbarat anlaşmanız yok.”

 

“PORTAKALIN YERLİSİ OLUR KANUNUN YERLİSİ OLMAZ”

Anayasa tartışmalarına da değinen CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yerli ve milli anayasa” söylemine gönderme yaparak şunları söyledi:

“Anti demokratik diyebilirsin ama bu anayasaya ama milli, yerli tartışması yaratamazsın. 80 cuntasını yapan askerler de bu memleketin askeriydi. Millilik konusunda bence pek bir tartışma yok. Bence yerli bir kanun olamaz. Çünkü fasulyenin, portakalın yerlisi olur da kanunun olamaz. Sebebi de şu; Eğer siz ticaret olarak Dünya ticaret örgütüne aykırı bir kanun çıkarırsanız  kimse kabul etmez. Avrupa Birliğine, müktesebata aykırı bir kanun çıkarırsanız AB işte sizi içeriye almaz. Aykırı kanunları çıkarın bakalım sana ambargo uyguluyor mu uygulamıyorlar mı veya ihracat yapabiliyor musun?”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger ve PM Üyesi İlhan Cihaner daha sonra Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın düzenlediği “Türkiye nereye gidiyor” konulu panele konuşmacı olarak katıldı.