Ayhan Barut'tan iktidara, "Bırakın" çağrısı

Ayhan Barut, tarımın ve çiftçinin sorunlarını bir kez daha Meclis'te gündeme getirdi, iktidarı istifaya çağırdıç


TARIM KOMİSYONUNDA ELE ALINMAMASINI KINADI
"Ülke ekonomisi çökmüş, tarım bitirilmiş ama iş başındaki iktidar kılını bile kıpırdatmıyor. Kılını kıpırdatmadığı gibi bu yangını söndürmek için de hiçbir adım atmıyor. Nasıl olsa beyzadelerin tuzu kuru. Olan ise gariban çiftçiye ve pahalıya tüketen vatandaşa oluyor. Bu sorunların asıl kaynağı ise 3 Kasım 2002’den bugüne ülkeyi yöneten AKP iktidarının yanlış ve ithalata dayalı tarım politikalarıdır. Çiftçi adete kan ağlamakta ve ülke ekonomisi uçurumdan yuvarlanmaktadır."

Adana'da borçlarını ödeyemediği için icralık olan ve her şeyine el konulan çiftçilerin yaşadıklarını hatırlatan Ayhan Barut, şunları söyledi:
"Adana'da Karaisalı İlçemizin Aktaş köyünde çiftçilik yapan, üstelik AKP üyesi olan iki kardeş Süleyman ve Niyazi Göden’in dramına tanıklık ettik. 2020 yılında Ziraat Bankasından 700 bin liralık hayvancılık kredisi kullandılar, bu borç bugün itibariyle 2 milyonu aştı ayrıca Tarım Kredi Kooperatifinden aldıkları 50 bin liralık kredi ise 180 bin liraya fırladı. Çiftçilerimiz borçlarını ödeyemedikleri için icra batağına saplandılar. Maliyet bu denli artmasa ve ürettiklerinden kazansalar borçlarını ödeyeceklerdi. Geçen yasama döneminde Meclis'e Ziraat Bankası borç yapılandırılması ile ilgili kanun gelmişti orada da söylemiştik, 'Bu yapılandırma faizin faizin faizini alan bir yapılandırmadır' diye. 'Çiftçi bunun altından kalkamaz' demiştik. Dediğimiz gibi de oldu. Tefeci faizi gibi uygulamalar nedeniyle bu çiftçilerimizin hayvanlarına, 300 dönüm tarlasına, traktörlerine, arabalarına ve çiftliklerine haciz geldi. Bir kısmı satıldı, bir kısmı bugün yarın satılacak.  Hatta diğer tüm hayvan üreticilerinde olduğu gibi hamile hayvanları kesime gönderiliyor. 'Bunun vebalini günahını kim verecek' diyor çiftçimiz.
'Biz bu hale düşmek için kredi kullanmadık. Bu krediyi üretmek, faydalı işler yapmak için kullandık. Maalesef yüksek maliyetlerden dolayı bu duruma düştük. Dedelerimizden kalan toprakları devletin bankası satıyor. Her şeyimize el koydular' diye feryat ediyor. Şimdi siz söyleyin çiftçilerimiz bu borçları nasıl ödeyecek?"

Borçları nedeniyle varlıkları satışa çıkarılan ve tasfiye edilen Çukobirlik için de iktidara çağrı yapan Ayhan Barut, şunları kaydetti:
"Çukobirlik demek iş demekti, aş demekti, üretim demekti, refah demekti. Bir zamanlar Ortadoğu ve balkanların en büyük entegre tesisiydi. Mersin-Mut’tan Hakkâri’ye kadar tesisleri vardı. Çiftçilere, sanayiye hizmet vermekteydi. Ülkemiz, tarımımız ve ekonomimiz için hayati bir öneme sahipti. Ama ne hikmetse geçmiş dönemlerde 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri yasası ile özerkleştirildi. Hatta adeta özelleştirildi. Bu yasa ile birlikte iktidarınız döneminde iyiden iyiye işlevsiz hale getirildi.  Çukobirlik hızla tasfiye ediliyor. Öyle ki atıl duruma gelen Çukobirlik’in bina ve boş alanları bir dönem film setlerine dönüştürüldü, depoları amacı dışında esnaf ve tüccarlara kiraya verildi. Çukobirlik adeta kendi kaderine terk edildi. Borç batağına saplanan Çukobirlik varlıklarını satarak borcunu ödemeye çalışıyor. En son 6 Ekim'de 41 dönüm arazi üzerine kurulu Mihmandar Kooperatifi de satıldı. Üstelik uzmanlarca hazırlanan rayiç bedeli 56 milyon 500 bin lira tespit edilmesine rağmen 35 milyon 500 bin liraya yok pahasına satıldı. Diğer varlıkları da satılmaya devam ediyor. Bizler burada ülke tarımı ve çiftçiler için vazgeçilmez olan Çukobirlik’in bu çıkmazdan kurtulmasını istiyoruz. Çukobirlik’in gayrimenkulleri satıştan çıkarılıp tarıma ve çiftçiye tekrar kazandırılsın. İktidar yandaş firmalara yaptıklarının benzerini Çukobirlik’e de yapmalı, 4572 Sayılı yasanın değiştirilip borçlarını silip destek vermelidir. Çukobirlik’i yaşatalım, ülkemizi kalkındıralım. Gelin yol yakınken bu yanlış uygulamalardan dönün. Ya da yapamıyorsanız zaten bırakın. İstifa edin. Unutmayın, geliyor gelmekte olan! Gidiyor gitmekte olan!"