Cemal Demirdağ, ''Adana'yı riskli bölge görüyorlar''

Adana'da köklü otelcilik zincirinin en başta gelen halkası olarak bilinen Mavi Sürmeli Oteli'nin başarılı yöneticisi Cemal Demirdağ, yanı başımızdaki savaştan dolayı turizm sektörünün olumsuz etki altında olduğunu belirterek 'Adana'yı riskli bölge görüyorlar. Bu da bizlere sıkıntı yaşatıyor' dedi.

Adana'nın turizm teşviki kapsamında olmasını ve otelcilik faaliyetlerinde bulunanlara hükümetin vergi, sigorta ve yatırımlarıyla ilgili kolaylıklar getirmesini isteyen Müdür Demirdağ, sırkıntıları dile getirirken ‘Firmanın diyelim ki Adana'da yıllarca yaptığı toplantıları var. Toplantı yapacak ise yapmıyor. 10 kişi ile Adana'ya gelecek ise 8 kişi ile geliyor. 2 gün konaklayacak ise bunu 1 güne düşürüyor. Günübirlik gelip gidiyor. Yabancı işletme sahipleri İstanbul'a gelip Adana'ya gelmiyor. Adana'ya ürün verecekleri şahısları İstanbul'a davet edip orada ürünlerini pazarlıyor. Bu olumsuzlukları hissediyor ve otelcilik faaliyetleri yapan kişiler olarak görüyoruz. Organize Sanayi Bölgesi'ne gelecek yabancı dahi Adana'ya gelmiyor işini İstanbul'dan çözmeye çalışıyor. Olumsuz yansımaları olmaz mı? Pazarlamacı bile Adana'yı riskli bölge görüyor' dedi.

Cemal Demirdağ ile yaptığımız röportajı yayınlıyoruz.

-              Adana'daki otelcilik faaliyetlerinden bahseder misiniz? Sizin sektörel çalışmanız genel turizme ne kadar etki yapıyor?

-              Turizm sektöründe son yılların en kötü zamanını yaşıyoruz. Bu olumsuzluk ekonomik olarak, bolluk ve kazanç olarak yokluk anlamına geliyor. Bölgemizde bir sıkıntı var. Bu sıkıntı malumunuz üzere yanı başımızda olan savaş. Bizim ülke olarak Körfez Ülkelerle olan bağımız koptu. Türkiye için Suriye bir boğaz, Körfez Ülkeleri gövde, biz de ülkemiz olarak baş konumundayız. Yani bunlar birbirini tamamlayan öğelerdir. Boğaz sıkılmış durumda. Boğaz sıkılınca da ne gövdeye ne de başa faydası var. Zararlarını yaşıyoruz. Savaşın bitmesini istiyoruz. Bu sıkıntıyı da yaşamamak arzusundayız.

-              Savaştan bahsediyorsunuz ve bunun sektöre büyük zararının olduğunu söylüyorsunuz. Savaş biterse ne gibi değişiklikler olacak sizin faaliyet alanınızda?

-              Savaş biterse bizim ülke olarak ve Adana'daki otelcilik faaliyetinde bulunan bizlerin de önü açılacak. Özellikle Çukurova Bölgesi bölgemiz enerji koridoru bölgesi olması açısından önemli bir bölgedir. Bunun da olumlu yönlerini turizm sektörü olarak hissedebilmemiz adına yatırımların yani enerji koridoru bölgesindeki yatırımların hızlanması gerekiyor. Bu hızlılık ortaya konulursa biz de bundan istifade edeceğiz. Yumurtalık ve İskenderun Körfez Yatırımlarından bahsediyorum. 2 rafineri projesinin askıya alınması demek otelcilik sektörünün de bundan olumsuz yönde etkileşimi demektir.

-              Yerli turizm sektörü de sanırım bu olumsuzluklardan etkileniyor. Siz otelcilik faaliyetlerini yapar iken bunun yansımasını nasıl hissediyorsunuz?

-              Aynen işaret ettiğiniz gibi. Firmanın diyelim ki Adana'da yıllarca yaptığı toplantıları var. Toplantı yapacak ise yapmıyor. 10 kişi ile Adana'ya gelecek ise 8 kişi ile geliyor. 2 gün konaklayacak ise bunu 1 güne düşürüyor. Günübirlik gelip gidiyor. Yabancı işletme sahipleri İstanbul'a gelip Adana'ya gelmiyor. Adana'ya ürün verecekleri şahısları İstanbul'a davet edip orada ürünlerini pazarlıyor. Bu olumsuzlukları hissediyor ve otelcilik faaliyetleri yapan kişiler olarak görüyoruz. Organize Sanayi Bölgesi'ne gelecek yabancı dahi Adana'ya gelmiyor işini İstanbul'dan çözmeye çalışıyor. Olumsuz yansımaları olmaz mı? Pazarlamacı bile Adana'yı riskli bölge görüyor.

-              Bu konuda çözüm nedir? Neleri önerirsiniz?

-              Çözüm aslında bir devlet politikası. Bu ülkede alınacak kararları dört gözle bekliyoruz. Bu bölgenin turizm yatırımlarını ve faaliyetlerinin teşvik kapsamına alınmasını istiyoruz. Teşvik derken, turizm teşviklerinin dışında KDV oranlarının düşürülmesi, etkin muafiyet alanları, diğer sanayi kuruluşları gibi turizm sektörünün de teşvik kapsamına alınmasını, SSK primlerinde iyileştirmelerin getirilmesini bekliyoruz. Biz toplantılarda bu isteklerimizi dillendiriyoruz.

-              Savaş konusunda ciddi anlamda rahatsızlık duyduğunuzu görüyoruz sektörünüz adına. En fazla etkilenen bölgeler den birisindesiniz. İstekleriniz de ortada. Yatırımlarınız ve bağladığınız sermaye ile pişmanlık duyuyor musunuz?

-              Savaştan en fazla etkilenen bölge Adana, Mersin, Hatay ve Gaziantep illeridir. Elbette bu kadar yatırım yapıldı. Bu kadar otellerin sayısı arttı. Müşteri olmaz ise yapacak bir şey olur mu? Elinizden bir şey de gelmiyor. Devlet politikası ile bu sorunun çözülmesi gerekiyor. En fazla etkilenenler otellerdir. Anadolu turları tamamen kesildi. Bize bir yaz boyunca en az 40 ayrı grup geliyordu konaklama adına. Şuan hiçbiri gelmiyor.

-              Adana'daki otellerin sayısının son 10 yıl içinde aşırı artış göstermesinin sektörünüze ve işinize olumsuz etkileri oldu mu?

-              Tabi ki var. Sanayinin geliştiği bir kent olmuş olsa Adana, bu noktada sıkıntı yaşamayız. Adana'da sanayi gelişmiyor ama otel sayıları arttı sizin de söylediğiniz gibi. Aslında çok fazla da bunun fizibilitesi yapılmadan ani olarak Adana'da otel sayıları arttı. Aytaç Durak Bey döneminde otel sayısının arttığını gördük. Yatırımcılar da o tarihte otel yaptılar. Bu anlamdaki gelişme olumlu bir gelişme değil.

-              Sürmeli Otel Grubu ve Mavi Sürmeli hakkında biraz bilgi vermenizi istemiş olsak neler söylersiniz?

-              Türkiye'nin ilk zincir otellerinden birisidir Sürmeli Otel Grubu. Marka değeri yüksek bir oteldir. Adana'da doluluk oranı en iyi olan otellerden birisiyiz. Kuruköprü Bölgesi müşterisini de olumlu hissediyoruz. Mavi Sürmeli Oteli, aynı ailenin ama farklı şirketler bünyesinde hizmet eden oteldir. Bazen karışıklık oluyor. Ama sıkıntı değil. Onu da çözüyoruz.