Demirçalı, üreticilerin sorunlarını anlattı

CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı, 12 yıllık AK Parti iktidarlarında yürütülen çalışmalar ve verilen desteklerin hak ettiği seviyeye ulaşmadığını, üretimin ve üretenlerin adeta cezalandırıldığı bir dönem olduğunu söyledi. Demirçalı, “AKP iktidarında gübre ve mazot fiyatlarında ortalama yüzde 300'lere varan fiyat artışı olmuştur. Aynı dönemde ürün fiyatlarındaki artış, girdi fiyatlarının çok gerisinde kalmıştır.” dedi

CHP Adana Milletvekili ve TBMM Milli Savunma Komisyonu Üyesi Ali Demirçalı, AK Parti iktidarında tarımın desteklenmeyip kösteklendiğini, üretim yerine ithalatın tercih edildiğini, cumhuriyet tarihinde ilk kez saman ithalinin de AKP döneminde gerçekleştiğini bilidrdi.

Demirçalı,  CHP grubu adına  2013 Yılı Merkezî Yönetim Kesin hesap Kanunu Tasarısı'nın yürütme maddesi üzerinde yaptığı konuşmada 2003-2013 döneminde özellikle işçi, çiftçi, küçük üretici gibi kesimlerin gelir elde etme yeteneklerinin giderek örselendiği, bu kesimlerin finansallaşma ve gevşek kredi politikalarıyla aşırı borçlandırıldıklarını ifade etti. AK Parti'nin, özelleştirme uygulamaları, sonuçları ve ortaya çıkardığı sorunlarıyla iktisat tarihinde ibretlik yerini aldığını savunan Demirçalı şöyle konuştu:

“Tarım, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de gerek ekonomik gerekse sosyal bakımından en önemli sektörlerin başında gelmektedir. Taşıdığı üretim ve pazarlama avantaj ve riskleriyle dinamik bir özelliğe sahip olan tarım sektörü, beslenme için gerekli gıdaları karşılayan, sanayiye ham madde temin eden, toplam istihdamın önemli bir bölümünü karşılayan, ülke ekonomisine önemli katkıları olan son derece stratejik bir sektördür.

AKP iktidarları boyunca tarladan sofraya kadar emeği olan tüm bileşenleriyle tarım sektörü hak ettiği değeri hiç bulamamış, aksine sektör bir çöküşün içerisine doğru hızla itilmiştir. Son yıllarda uygulanan olumsuz politikalar tarım sektöründe de tüm yalınlığıyla kendini göstermektedir. Bugün ülke nüfusumuzun sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenebildiğini, bunun için gerekli olan tarım ve gıda ürünlerini uygun fiyatla satın alabildiğini ve ürünlerin zamanında tüketici sofrasına güvenli bir şekilde ulaşabildiğini, üreticilerin refahının bir önceki yıla göre arttığını söyleyebilmek mümkün değildir.

Çiftçiler ve üreticiler yoksulluğa ve çaresizliğe itilerek tarım kesimi yok edilmeye çalışılmış, tarımsal ihracat her ne kadar artıyor gibi gösterilse de ithalatı karşılayamaz duruma gelmiştir. Ekilen tarımsal alanlar azalmış, emek yoğun ve işsizliği absorbe eden bu sektörden kaçış hızlanmıştır.

Oysa ülkemizin tarım ve hayvancılığına yönelik olarak on iki yıllık AKP iktidarları sürecinde yürütülen çalışmalar ve verilen destekler hak ettiği seviyeye ulaşmamış, bu dönem üretimin ve üretenlerin âdeta cezalandırıldığı bir dönem olmuştur.

2003-2014 yılları arasında uzun vadeli, sürdürülebilir ve üretenlerin desteklendiği projelerin hayata geçirilememesi ve uygulanan çarpık, uzun vadeden yoksun politikalar sonucunda tarım ve hayvancılık büyük sorunlarla karşı karşıya bırakılmıştır.

AKP iktidarının görevde olduğu on iki yıllık süreçte  tarımda yapısal değişim ve dönüşüm sağlanamamış, verilen destekler sonucunda sektörde istikrarlı bir büyüme yakalanamamıştır. Ülkenin hazinesinden verilen milyarlarca liralık destek ve başlatılan her yeni proje ne acıdır ki sektörde katma değer ve verimlilik artışı sağlayamamış, öngörüsüz uygulamalar tarımın sorunlarını ve sektörün tüm paydaşlarını hüsrana uğratmıştır. Vizyondan yoksun bakış açısıyla tarım sektöründeki potansiyel yeterince değerlendirilememiş, kırsalda yaşam seviyesi yükseltilememiş, bunun doğal sonucu olarak sürdürülebilir refah ve gelecek nesiller için bereket üretecek sektör bereketsiz bir sektör hâline getirilmiştir.

GELİR-GİDER ARASINDA UÇURUM VAR

AKP iktidarı döneminde çiftçinin eline geçen gelir azalırken mazot, gübre, enerji, ilaç, tohum gibi tarımsal girdilerin fiyatlarında çok yüksek oranda artışlar olmuştur. Nitekim 2002-2014 yılları arasında gübre ve mazot fiyatlarında ortalama yüzde 300'lere varan fiyat artışı olmuştur. Aynı dönemde ürün fiyatlarındaki artış, girdi fiyatlarının çok gerisinde kalmıştır. AKP'nin iktidar olduğu ilk dönem 2002 yılında 1 litre mazot 4 kilogram buğdayla alınabilirken bugün 1 litre mazotu ancak 6 kilogram buğdayla alabilmekteyiz. Aşağıdaki tablolardan izleneceği gibi bazı ürünlerin fiyatlarındaki artışlar yüzde 80 gibi çok düşük seviyede kalmıştır. En yüksek fiyat artışı gösteren ürünler dahi girdi fiyatlarındaki artış oranlarının gerisinde kalmıştır.

EKSİK ÖDEME YAPILDI

Tarım destekleme politikaları gelişimi içinde ağırlık ve kapsamında değişiklikler olmakla birlikte AKP döneminde düşük düzeylerde uygulanmıştır. Türkiye'nin tarımda net ithalatçı konumu nedeniyle ürün yelpazesi çeşitlenerek kalıcılaşmaktadır. Tarımsal desteklemelere ayrılan ödenekler gereksinim duyulan düzeyin çok gerisinde kalmış ve refah baskılaması yaşayan kırsal nüfusun yoksulluk düzeyi artmıştır. Çiftçilerin, köylülerin, üreticilerin refahındaki daralma kentsel nüfusun tükettiği gıda ürünleri fiyatlarına yansımamış, fiyat farklarına, ticari marjlara büyük ölçüde toptan ve perakende ticaret yapanlar -süpermarketler, halciler, bu kesimler- tarafından el konulmuştur.

Diğer taraftan, sabit fiyatlarla yapılan bir analiz, üreticiye yapılan eksik ödemenin daha yüksek bir tutar oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Buna göre, 2007 yılından bu yana üreticiye her yıl yapılan ödemenin ilgili yılın tarım ürünleri üretici fiyat endeksi ile artırılarak 2014 yılı fiyatlarına çekilmesi ile yapılan hesaplamada, 2007-2014 döneminde tarıma yapılan eksik ödemenin 2014 yılı fiyatlarıyla 57 milyar lira olduğu görülmektedir.

SAMAN BİLE İTHAL EDİLDİ

AKP iktidarında tarım desteklenmemiş kösteklenmiştir; hayvancılık bitmiştir. Türkiye, AKP iktidarı döneminde üretmek yerine ithalatı tercih etmiştir. AKP döneminde ilk kez saman ithal edilmiştir. AKP milletvekillerini Adana'ya çiftçilerimizle görüşmeye davet ediyorum. İster Karataş'a ister Feke'ye ister Saimbeyli'ye, isterlerse Karaisalı'ya birlikte gidelim, çiftçilerimizin faizle nasıl ezildiğini, narenciye üreticilerimizin nasıl kan ağladığını, mandalinanın, portakalın nasıl dalında kaldığını gelsinler görsünler, belki insafa gelirler.''