Dershaneciler ortak bildiri yayınladı

Adana Özel Dershaneler Platformu, dershanelerin kapatılmak istenmesine tepki göstererek, ''Eğitim sistemimizin bunca büyük sorunları varken işe dershanelerden başlanması çok manidar'' olduğunu ifade ettiler

Platform tarafından yapılan açıklamada, ''Bu kadar önemli bir meselenin bir oldubittiye getirilmesine karşıyız. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde “Kapattım oldu” mantığı doğru bir düşünce değildir'' denildi.

''Hükümetten farklı farklı açıklamaların gelmesi paydaşlar olarak hem bizleri hem de geleceğimiz olan öğrencileri ve velilerimizi tedirgin etmektedir'' denilen açıklamada, ''Eğitimde Türkiye gerçeğini ve sınava giren öğrenci sayılarını düşündüğümüz zaman Eğitimde Fırsat Eşitliği sağlayan kurumların dershaneler olduğunu düşünüyoruz. Dershaneleri kapatmaya çalışan kişilerin çocukları ya da yakınları da dershanelere gitmiştir. Bir kısmı da halen dershanelere gitmektedir. Gazete kupürleri ve kulaktan duyma akademik niteliği olmayan bilgilere dershaneler kurban edilmemeli'' görüşüne yer verildi. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

''Keşke dershaneler bu kadar gerekli olmasa!.. Keşke Okullarımız herkese eşit ve kaliteli eğitim sunabilse,

Keşke Adana’daki ve Çankaya’daki, Çankırı’daki ve Çemişgezek’teki ana baba, çocuğuna iyi bir gelecek sağlayabilecek eğitim olanaklarına sahip olabilse…Keşke Her çocuk, bir başka çocuğu geçmek zorunda kalmadan kendi ilgi ve yetenekleriyle kendine uygun okullarda okuyabilse, kendine uygun iş-meslek olanaklarına kavuşabilse… Keşke çocuklarımız sadece yavaş öğrendikleri için ya da daha fazla öğrenme arzusuyla özel derse ihtiyaç duymuş olsa… Böylesine “Dershane Tartışması” yaşanır mıydı?

Yeni demokratikleşme paketlerinin açıldığı, toplumun demokrasi beklentilerinin çok yüksek olduğu ortamda dershaneleri ortadan kaldırmayı amaçlayan hür teşebbüse aykırı yasa tasarıları hazırlanır mıydı?

Eğitim öğretim hakkını, öğrenim özgürlüğünü, çalışma özgürlüğünü, hukukun en temel ilkelerini görmezden gelecek bu kadar yasakçı yasa taslakları hazırlanır mıydı?...

Sokaktaki sade vatandaştan akademik çevrelere; muhalefet partilerinin milletvekilleri, sözcü ve liderlerinden iktidar partisinin milletvekillerine, önceki milli eğitim bakanlarına, bazı bakanlara; iş çevrelerinden, pek çok sivil toplum örgütüne ve de Sayın Cumhurbaşkanına kadar toplumun her kesiminden %70’lerle ifade edilen karşı çıkışlara rağmen nedendir bu “Dershaneleri kapatacağım!” ısrarı…

Toplumsal sorunların çözümünde konunun muhataplarıyla görüşmek, tartışmak, uzlaşmak gibi yollar bir araç olarak kullanılırken bu konuda biz sektör temsilcilerinin tüm çabalarına karşın bizlerle hiçbir görüşme yapılmamasını, son gün farklı saatlerde üstelik hazırlanan yasa taslağını hiç paylaşmadan davet edilmemizin demokratik usullere uymadığını düşünüyoruz. Görüşmeye davet edilen sektör temsilcilerine sadece metin okunarak bir dayatmaya gidilmeyeceğini umuyoruz.

Toplumun önemli bir kesimini ilgilendiren, ulusal ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı bulunan, girişim özgürlüğünü, öğrenme ve öğretme hakkını… Anayasal bir dizi haklarımızı yok sayan; dershaneleri sistem dışına çıkarma-ortadan kaldırma çabalarına karşı çıkmak en temel hakkımızdır.

Şimdi soruyoruz!

Neden MEB, eğitim sistemini iyileştirmek yerine kendi kurumları özel dershaneleri dışlamak istemektedir?

Devlet, iyileştiremediği sistemi içinde özel ders alma gücü olana ayrıcalık tanımış, yoksul halk çocuklarının elinden dershane fırsatını almış olmayacak mıdır?

Atama bekleyen 150-200 bin öğretmeni atayamazken dershane sektörünün istihdam ettiği 100 bin çalışan için hangi istihdam olanağı yaratacaktır?

Mevcut özel okulların %60 kapasiteyle çalıştığı ortadayken dershanelerin okula dönüşümünü tek alternatif olarak sunmak ve kapanmalarına yol açmakla ne elde edilecektir?

Ve daha pek çok soru!...

Bu hukuksuzluğu kamuoyuyla paylaşıyor, Milli Eğitim Bakanlığımızı bir kez daha özel dershane sektör temsilcileriyle soruna ortak çözüm bulmaya davet ediyoruz.

Toplumsal uzlaşma olmadan yapılacak oldu bitti düzenlemeler beraberinde ulusal ve evrensel bir dizi hukuksal uyuşmazlıklar getirecektir. Bu olası hukuksuzluğa karşı haklarımızı korumak zorunda kalmadan başta Sayın Başbakanımızın gerekeni yapacağına olan inancımızı korumak istiyoruz.''

 

Plaf