Diyetisyen Altunsoy'dan Ramazanda beslenme önerileri

Diyetisyen Pelin Altunsoy, düzenli beslenerek kilo almanın engellenebileceğini söyledi

Diyetisyen Pelin Altunsoy, bu yıl Ramazan ayında 17 saat kadar süren oruç tutmanın sözkonusu olduğunu belirterek, ‘’Yapılan birçok bilimsel çalışmada Ramazan orucunun vücuttaki metabolizmayı yavaşlattığı belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre beslenmemiz, normal vücut ağırlığımızı korumak, ağırlık kaybetmemek veya ağırlık kazanmamayı destekleyecek şekilde olmalıdır’’ dedi.

Altunsoy, yaptığı açıklamada, bu yıl Ramazan ayında 17 saat kadar süren oruç tutmanın söz konusu olduğunu, bu nedenle Ramazan ayında optimal beslenmeyi sağlamanın önemine dikkat çekti.

‘’Vücut enerji ihtiyacını karşılayabilmek için karaciğerdeki ve kaslardaki glikoza yöneliyor ve kilo verimi gerçekleşebiliyor, kolesterol seviyesi ve diyabet riskini azaltmaya yardımcı oluyor’’ diyen Altunsoy, ‘’ Oruç sırasında baş ağrısı, halsizlik, uyuşukluk, hazımsızlık, kabızlık, böbrek ve sindirim sorunları gibi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Sağlıklı kalmak için doğru besinleri, doğru miktarlarda seçmek önem kazanmaktadır.  Cambridge Üniversite Hastanesinde,  Dr. Razeen Mahroof oruç tutmanın olumlu etkilerinden: ‘Gündelik hayatta çok daha fazla kalorili gıda alıyoruz ve vücudumuz hastalıkları atlatmak gibi önemli görevleri yerine getiremez oluyor. Oruç sırasında bu durum yeniden dengeleniyor. Vücut yeniden daha önemli fonksiyonlarına odaklanıyor, enfeksiyonlarla savaşması ve hastalıklardan iyileşmesi de kolaylaşıyor.’ diye bahsediyor’’ dedi.

SAHURA MUTLAKA KALKIN, ŞEKER VE ŞEKERLİ BESİNLERDEN UZAK DURUN

Altunsoy, Ramazan’da sağlıklı beslenmek için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:

Sahura mutlaka kalkılmalıdır. Uzun süreli açlık söz konusudur. Gün boyu enerjiyi ve vücut dengesini sağlamak için önemlidir. Haşlanmış yumurta, tuzsuz peynir ve zeytin, domates, salatalık, bol yeşillik, süt, yoğurt, kefir, meyve ve tahıllı ekmek tüketilebilir. Protein ve lif içeren gıda tüketmek gün boyu tok kalınmasını destekleyecektir.

Şeker, şekerli besinler, bal, pekmez, reçel, hamur işleri, börek, pasta, kek, kurabiye, çikolata, yağda kızartmalar, kavurmalar, yağlı sos eklenmiş besinler, aşırı tuz ve tuzlu besinler, sucuk, salam, sosis, pastırma, tereyağ, margarin, kuyruk yağı, iç yağ, ve tüm yağlı yiyecekler, hazır meyve suları ve asitli içeceklerden uzak durulmalıdır. Bunlar hem tok kalma süresini kısaltır  hem de kilo kontrolü için tercih edilmemesinde fayda vardır.

Uzun süre su tüketilememesi ve havanın sıcak olmasıyla birlikte vücutta su kaybı olmaktadır. Onu yerine koyabilmek adına iftar ve sahur arasında mutlaka 2,5- 3 litreye yakın su tüketilmelidir. İftarda çorbayı içtikten 10-15 dakika sonra et ve sebze yemeklerine geçilmelidir. Sindirimin rahat olması için yemekleri iyi çiğnenerek, yavaşça tüketmek gerekir. Yemek esnasında sıvı tüketmek şişkinliğe ve çabuk tıkanmaya sebep olacağından tüketilmemelidir. Hafta da 1-2 kez kırmızı et,  balık ve kuru baklagil yemeği yenilmelidir.

Yiyecekler kavurma, kızartma şeklinde değil; haşlama, buğulama, ızgara ve fırında pişirme yöntemleriyle uygulanmalıdır. Yemekler sıvı yağ ile yapılmalı, et suyu kullanılan çorbalara ekstra yağ konulmamalıdır. Ara öğünler 1-1.5 saat aralıkla yapılmalıdır. Hafta da 1 kez, 1 küçük kase sütlü tatlı veya 2 top sade dondurma tüketilebilir. Yemek yedikten sonra yatış pozisyonuna geçilmemeli, hafif hareketler ve yürüyüş yapılmalıdır.

Altunsoy, diyabet, tansiyon, gebe ve hamile olan kişilerin oruç tutmasının sakıncalı olduğunu, Obezite cerrahisi geçirmiş kişilerin ise 1-1.5 sene sonrasında doktor ve diyetisyenlerinin denetimi doğrultusunda tutabileceklerini sözlerine ekledi.