Emine Ülker Tarhan geliyor

Anadolu Partisi Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan, partisinin il binasının açılışı için cumartesi günü Adana'ya gelecek.

Anadolu Partisi Adana İl Başkanı Necati Erdem, aralarında Namık Akay, İlker Gezerşen, Tuncay Karakoca, Mustafa Bilir ve Necdet Çömelek gibi isimlerin bulunduğu parti yöneticilerini kamuoyuna tanıttı. Seyhan Oteli'nde tanışma toplantısı düzenleyen Necati Erdem, partisinin Türkiye'de iktidar olmak için kurulduğunu söyledi. İnsanlar arasından hiçbir şekilde ayrım gözetmeden, Türkiye'nin ve cumhuriyetin geleceği için çalıştıklarını anlatan Erdem, "Partimiz Türkiye'de bir ihtiyaçtan doğdu ve kuruldu. Merkezine insanı koyan politikalarla iktidar için çalışıyoruz" dedi.

Türkiye için Anadolu Partisi’ni köprüden önceki son çıkış olarak değerlendiren Başkan Erdem, “Partimizdeki herkes kurtuluş harbindeki gibi bir mücadele özverisiyle çalışıyor. Anadolu Partisi ampul karanlığından, aydınlığa çıkışın yoludur. Bizler muhalefet olmak için değil, iktidar olmak için kurulduk. Elimizden kayıp giden ülkemize sahip çıkmaz için varız diye konuştu.

İl Başkanı Necati Erdem’in basın toplantısındaki konuşmasının tamamı ise şu şekilde:

Bilindiği üzere 14 Kasım 2014 tarihinde kurulan, 29 Kasım 2014’te Kurucular Kurulu toplantısı yaparak Merkez Karar ve Yürütme Kurulu üyelerinin seçimini yapan partimiz, 7 Aralık’ta 62 ilde örgütlenmesini tamamlayarak, 7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlere katılmaya hak kazanmıştır. Genel Başkanımız Sayın Emine Ülker Tarhan, bu hafta Tarsus ilçesinde yaşayan anne babasını ziyaretinin ardından, seçim çalışmalarına ve gezilerine başlayacaktır. 7 Şubat Cumartesi günü saat. 14.00’te ise Genel Başkanımız Gazipaşa’daki il binamızın açılışını yapacak olup, Adana’da çeşitli etkinlik ve görüşmelerde bulunacaktır. Anadolu Partisi, Türkiye için bir umut olarak doğmuş ve halkımız tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmıştır. Sayın Gelen Başkanımızın da söylemlerinde vurguladığı gibi; iktidar için seçime giriyoruz. Bir parti, iktidar için siyaset yapmalı. Biz de tam olarak bunu yapıyoruz. Bizi iktidara götürecek dayanak ortada. Ülkemiz dönüştürülüyor ve
cumhuriyet kazanımları yok ediliyor, savaş ve bölünme tehlikesi yaşıyoruz. Buna seyirci kalmak istemeyen, ama nereye tutunacağını bilemeyen büyük bir kitle var. Mevcut muhalefet partileri, bırakın bunu engellemek; tam aksi bir tutum izleyerek iktidara destek oluyor. Artık mecliste adeta dörtlü bir koalisyon var. Siyaset tıkanmış durumda ve büyük bir boşluk var. Böyle bir siyasi boşluk uzun süre devam edemezdi. Bir ihtiyaçtan doğdu Anadolu Partisi ve kitleleri kucaklayacak bir kadro
oluşturdu. Örgütümüz büyük bir özveri ile çalışıyor. Türkiye’nin her yerinde Anadolu Partisi ses getiriyor.İktidarı kutuplaşmadan güç almaktadır. Artık toplum bu sert iklimden yoruldu; daha akılcı, daha kapsayıcı söylemler duymak istiyor. İktidar, metal yorgunluğu yaşıyor. Muhalefette de aynı yorgunluk mevcut. Son seçimde, işte bu yüzden 6.5 milyon seçmen sandığa gitmeyerek, bilinçli
olarak geçersiz oy kullanarak bu durumu kabullenmediğini gösterdi. Yapısal reformlarla, üretime dayalı ekonomi, adil ve hakça paylaşım, temiz çevre, yenilenebilir enerji sistemleri, HES’e karşı dereler, termiğe karşı zeytin ağaçları, çağdaş eğitim, bağımsız yargı, vergi sistemi ve yolsuzluklarla mücadele de devrimin temel politikaları olacaktır. Gençlerin dünyayı ve ülkelerini tanımaları ve dolaşımları için teşvik, gençlik kooperatifleri yoluyla yeni istihdam olanakları, kadınların okuma yazma oranının yüzde yüze çıkartılması, yüksek eğitime teşvik edilmeleri, sürücü belgesi almaları için devlet desteği, kadına şiddetin önlenmesi için kadının ekonomik olarak güçlendirilmesinden, onu
korumayan kamu görevlilerine kadar uzanan bir caydırıcı ceza ve tazminat sistemi, özgürlük isteyen gençlerin şefkatle dinlenmesi, milletvekili maaşının bir zenginleşme aracı olmaması, devlet ihalelerine
siyasetçilerin karışamaması, yaşlı ve çocuk bakım merkezlerinin devlet eliyle yaygınlaştırılması, tarımsal üretimin güçlendirilmesi ve planlanması, sanayide dışa bağımlılığın azaltılması, iş cinayetlerinin, madenlerde ölümlerin önlenmesi için devlet müdahalesi, sadece paranın değil insanın özgür olduğu, emeğin en yüce değer olduğu bir sistem önceliklerimiz olacaktır. Bazılarının saldırısına uğramaktayız. Oyların bölüneceği korkusu yaymaya çalışıyorlar. “Bugüne kadar bölünmediniz de ne yaptınız?” diye soruyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde tıpış tıpış sandığa gitmeye zorlayanlar başarılı mı oldu? Çankaya Köşkü’nü lağvedenler kadar, “Aman bölünmeyelim” diye halkı sandığa üstürenlerin hiç mi sorumluluğu yok, olan bitende? Birileri kendine yeni saraylar yaparken, yeni dalkavuklar tutarken, hiç mi sorumluluğu yok onların? Bizim yerimiz görkemli saraylar değil,  halkımızın yanıdır. Türkiye’ye yeminimiz olsun ki; mücadelemiz, sessizlere ses, tertemiz yüreklere cesaret vermek için, geleceğimiz için, vatanımız için olacaktır.