EMO: Özelleştirmelerin sonu karanlık ve soğuk

Elektrik Mühendisleri Odası, AK Parti’nin enerji politikasının iflas ettiğini, özelleştirmelerin sonunun karanlık ve soğuk olduğunu iddia ederek, “Yaşanan sıkıntı ağır kış şartları nedeniyle trafo patlaması, aşırı yüklenme, bakım ve onarım gibi gerekçelerle açıklanamayacak ölçüde büyük ve geniş çaplıdır. Uygulanan enerji politikaları iflas etmiştir.” görüşünü savundu

Elektrik Mühendisleri Odası Adana Şubesi,  Adana ve Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanan elektrik kesintilerini ağır kış şartları nedeniyle trafo patlaması, aşırı yüklenme, bakım ve onarım gibi gerekçelerle açıklanamayacak ölçüde büyük ve geniş çaplı olduğunu savundu. EMO, “Uygulanan enerji politikaları iflas etmiştir. Özelleştirmeler ve serbest piyasa ısrarı sonucunda vardığımız nokta iddia edildiği gibi kaliteli, kesintisiz ve ucuz enerji değil, tersine kalitesiz, arzı sorunlu ve pahalı enerjidir. Bir an önce kamu adına enerji alanına yönelik müdahalelerde bulunulması zorunludur.” dedi.

EMO Adana Şubesi Yönetim Kurulu adına yapılan  yazılı açıklamasında,  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın "doğalgaz medeniyeti" nin çöktüğü, AKP’nin, 11 yıllık iktidarı döneminde izlediği serbest piyasacı ve özelleştirmeci uygulamalar sonucunda yurttaşların soğuk ve karanlıkta bırakıldığı iddia edildi.  Ağır kış şartları altında yaşanan doğalgaz sıkıntısının elektrik üretimini vurduğu, yurdun büyük bölümünde habersiz elektrik kesintilerinin gezdirilmeye başlandığı savunulan EMO Adana Şube açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

SIKINTIYI ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR

“İktidara geldiğinden bu yana yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından söz ederken, yeni doğalgaz santrallarına lisanslar verip dışa bağımlılığı arttıran; kamuya enerji yatırımları yasaklanırken nükleer santral ve doğayı katleden küçük HES‘lerle enerjide rekabetçi piyasa oyunu oynayan; serbest piyasa diye kurulan karaborsada kamunun elinde kalan santrallarla dahi fiyat dengelemesi yapılamazken bu santralları da satmaya kalkan; spekülasyonlar karşısında çaresiz kalıp tavan fiyatı 2 TL ile sınırlandırınca şirketlerin "şalter indirme" tehditleri karşısında bocalayan AKP Hükümeti, elektrik ve doğalgazda yaşanan sıkıntının üstünü örtmeye çalışıyor.

Enerji alanında yurttaşları soğuk ve karanlıkta bırakan tablo nasıl yaratıldı?  Elektrik Piyasası Kanunu ile birlikte kamunun yeni enerji yatırımı yapması yasaklandı. Elektrik üretiminde 2002 yılında yüzde 62.2 olan kamu santrallarının payı 2012 yılında yüzde 37.8‘e düşürüldü. Bu yıl gerileme devam ederek, 12 Aralık 2013 itibarıyla kamunun payı yüzde 34.1‘e kadar indi.

Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payının arttırılacağı söylendi. Ancak AKP‘nin iktidara geldiği dönemde yarı yarıya olan elektrik üretimindeki ithal-yerli kaynak terazisi, 2008 yılında yüzde 60‘larla ithal kaynaklarda ağır çekti. Geçen yıl da ithal kaynak bağımlılığı yüzde 56.5‘ler düzeyinde gerçekleşti.

Elektrik kurulu gücünde 2013 yılında kaydedilen 4 bin 360 megavatlık (MW) artışın yarısı doğalgaz santrallarıyla sağlandı. Böylece doğalgaz santrallarının kurulu gücü 1 yılda yüzde 12.4 artarken, kurulu güç içindeki payı da yüzde 30.1‘den yüzde 31.4‘e yükseldi. EPDK tarafından doğalgaz yakıtlı santrallar için verilmiş yaklaşık 29 bin 750 MW lisansın yanında 21 bin MW‘ı doğalgaza 6 bin MW‘ı ithal kömüre dayalı lisans ise inceleme ve uygun bulunma aşamasındadır.

Elektrik üretimindeki dışa bağımlılık ve tek kaynak olarak doğalgaza yönelik bağımlılığa, ayrıca alım ve satım garantilerine yönelik eleştirilere, "En pahalı enerji olmayan enerjidir" söylemi ile yanıt verilerek, ülkemize dayatılan doğalgaz santrallarının, bugün doğalgaz sıkıntısı nedeniyle bizzat enerji yokluğunun sorumlusu olması da garip bir ironi oluşturmuştur.

Yalnızca elektrik alanı değil doğalgaz alanı da özelleştirme ve serbest piyasa ısrarından payını aldı. BOTAŞ‘ın doğalgaz alımındaki payının azaltılması hedefi ve alım anlaşmalarını özel şirketlerin yapmasına yönelik ısrar sonucunda Rusya‘dan sözleşme süresi 2011 yılında sona eren 6 milyar metreküplük doğalgaz alımı yenilenmezken, doğalgazda arz sıkıntısı yaşanacağı uyarıları yapılmıştı. Ancak 1 yıllık uzatma ile geçici çözüm sağlanmıştı.

Doğalgaz depolama alanında gerekli yatırımlar beklendiği gibi gerçekleştirilemedi.

Plansızlık ve yatırımsızlık sonucunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın seçim propagandası yaptığı "Doğalgaz Medeniyeti" söylemi eşliğinde pek çok yerde yine özel girişimciler eliyle ısınma sistemi olarak doğalgaza geçildi. Ağır kış şartları altında ise alım yapılan doğalgazın elektrik üretimi ve hanelerin ısınmasını karşılamaya yetmediği ortaya çıktı. Hanelerin ısınmasına öncelik verilip doğalgaz santrallarına verilen yakıtın kesilmesi de yeterli olmadı. İkincil yakıta geçen santralların maliyeti artarken, fiyat baskısı oluştu. Elektrik kıtlığı karaborsada da fiyatları yükseltti. Borsa fiyatları tavan fiyat olan 2 TL‘ye dayandı. Bu kez elektrikler de kesildi. Doğalgaz medeniyeti yerini karanlık ve soğuk olarak ilkel yaşam şartlarına bıraktı.

Kesintiler, büyük doğalgaz santrallarının bulunduğu Trakya‘da yoğunlaştı. Bu durum, enterkonnekte sistemin Trakya‘daki doğalgaz santrallarının devreden çıkması durumunda o bölgeye yönelik enerji sistemini beslemekte yetersiz kaldığını da gösteriyor.

Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi sonucunda talep tarafının planlı ve sağlıklı idare edilebilme koşulları ortadan kalktı. Dağıtım şirketlerinin kar arayışı içinde ülkenin geneli için risk oluştursa dahi en yüksek düzeyde elektrik satışı yapmaya devam etmek istemeleri serbest piyasanın mantığı gereği olduğuna göre, kamunun yararı gereği öncelik belirlenip bazı büyük tüketicilerin devreden çıkarılması da geçmişte olduğu gibi yapılamamaktadır. Sanayicilere el altından elektrik talebini kesmeleri için uyarı gönderildiği belirtilmektedir.

Kamuya sağlıklı bilgi verilmezken, elektrik dağıtım şirketlerinin bakım nedeniyle kesinti olmadığına, doğalgaz sıkıntısı nedeniyle kesintiye gidileceği açıklamalarına dahi müdahale edildiği anlaşılmaktadır. Dicle EDAŞ ilk önce doğalgaz sıkıntısı nedeniyle kesintiye gideceğini açıklamış; ardından ikinci bir açıklama yaparak, yanlış anlaşıldığını belirtip, arıza bakım onarım ihtiyacının arttığını belirtmiştir.

Yaşanan sıkıntı ağır kış şartları nedeniyle trafo patlaması, aşırı yüklenme, bakım ve onarım gibi gerekçelerle açıklanamayacak ölçüde büyük ve geniş çaplıdır. Uygulanan enerji politikaları iflas etmiştir. Özelleştirmeler ve serbest piyasa ısrarı sonucunda vardığımız nokta iddia edildiği gibi kaliteli, kesintisiz ve ucuz enerji değil, tersine kalitesiz, arzı sorunlu ve pahalı enerjidir. Bir an önce kamu adına enerji alanına yönelik müdahalelerde bulunulması zorunludur.”