Engelsiz yaşam projesi hayata geçti

Yüreğir Belediyesi ile Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneğinin birlikte düzenlediği 'Engelsiz Yaşam Alfabesi” Projesi hayata geçti.

Moderatörlüğünü Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Didem Sürenlerin yaptığı “Genetik Tanımlama ve Hamilelik” konulu seminere Genetik Uzmanı Dr. Özge Yüreğir, Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Evrüke ve Seyhan Müftülüğü din görevlisi konuşmacı olarak katıldı.

EĞİTİMİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKEN GÖNÜLLÜLERİZ

Yüreğir Belediyesi Kültür Evleri Yavuzlar Engelli Koordinasyon Merkezinde çok sayıda vatandaşın katıldığı seminerin açılış konuşmasında yoğun katılımın kendilerini çok mutlu ettiğini söyleyen Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Didem Sürenler, “Bizler Eğitimin önemine fazlaca dikkat çeken anne-babalarız. Ailesinde, anne-baba, kardeş veya çocuğunda dezavantaj veya bir engellilik durumu var ise o ailede eğitimin neden daha fazla önemli olduğunu irdeleyen bir grup gönüllüyüz. Her dönem toplumun biraz daha fazla bu işe dikkatini çekmek, birlikte yaşamanın kolay olduğunu anlatmak, bir engellinin neye ihtiyacı olduğunu o söylemeden de keşfetmeyi getiren bir eğitim süreci düşünüyoruz. Bu gün bu projede yapacağımız ilk çalışmada daha engel tespit edilmeden neler yapmamız gerekli, oluşumunu nasıl engelleriz, ama oluşmuşsa da neler yapabiliriz bunlara bakacağız. Bu 4 etaplık bir proje. 15 gün arayla aynı merkezde yapılacak. Dört aşamalı bu projeyi, engellinin dünyaya gelmeden önce genetik tanımlamayla başlatan ama sonuçta istihdamına kadar giden bir yelpazeyi uzman arkadaşlarımızla birlikte sizlere anlatacağız. Bu seminer bizlere nelere ihtiyaç olduğunu ve nerelerden başlamak gerektiğini bizlere öğretecektir. Başta Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan olmak üzere emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyorum” dedi.

ÖZELLİKLERİMİZ GENLER ARACILIĞIYLA ANNE BABALARIMIZDAN AKTARILIYOR

Genetik hastalıkların doğum öncesi tanısına açıklık getirerek konuşmasına başlayan Tıbbi Genetik Uzmanı Dr. Özge Yüreğir, “Boyumuzun, zekâmızın ne olacağı, organlarımızın nasıl çalışacağı gibi birçok özellikler genler aracılığıyla anne babalardan geçiyor. Bilinen bir geni ilgilendiren hastalık varsa bunları tanımak mümkün. Bir de kromozom hastalıkları dediğimiz geniş bir grup var. Genetik hastalıkların doğum öncesi dönemde saptanması, birçok disiplinin birlikte çalışmasını gerektiren zor bir süreçtir. Öncelikle doğum öncesi tanı demek birçok kişinin yanlış algıladığı gibi hamilelikte bir hastalığa tanı koyup, gebeliği sonlandırmak anlamına gelmemektedir. Doğum öncesi tanının temel felsefesi risk altındaki ailelere sağlıklı çocuk sahibi olma şansının verilmesi için tıbbi olanakları kullanmaya dayanır. Kısaca doğmamış bir bebeğe daha anne karnındayken tanı koyma süreci diyebiliriz. 'Önce hastalık var mı? yok mu? bunun cevabının verilmesi gerekiyor. Aileyi gebelik sürecinde ne problemler bekliyor? Doğum gerçekleşirse devamında neler olabilir? Sonraki gebeliklere bunun etkisi nedir?' gibi soruların cevaplanması gerekiyor. İlk aşamada koruyucu önlemlerden söz edebiliriz. Bunlar son derece basit önlemlerdir: sözgelimi annenin doğru ve yeterli beslenmesi ile bebekte görülebilecek birçok hastalık önlenebilir. Anne bağışıklığının desteklenmesi son derece önemli. Radyasyon, kimyasal maddeler gibi bazı çevresel nedenler çok ciddi doğumsal anomalilere yol açabiliyor, bunları önlemek mümkün. Ayrıca preimplantasyon genetik tanı dediğimiz bir yöntem mevcut; bu yöntemle özellikle genetik hastalığı olan riskli ailelerde daha gebelik oluşmadan sağlıklı embriyoyu seçip transfer etmek böylece sağlıklı gebeliğe sahip olmak mümkün olabiliyor. Var olan bir hastalığa doğum öncesi dönemde tanı konulduktan sonra aile bilgilendirilerek seçenekler anlatılır ve tamamen ailenin istekleri doğrultusunda yapılacak işleme karar verilir. Bazı hastalıkların rahim içerisindeyken tedavi edilmesi mümkün” diye konuştu.

HASTALIĞI OLANLARA SAHİP ÇIKTI

Genetik hastalıkların doğum öncesi dönemde riskli olan ve olmayan yöntemlerle tanınabileceğinden söz eden Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Evrüke, ultrasonografik görüntüleme yönteminin kromozom hastalıklarını tanımadaki önemine değindi. Kromozom hastalıklarının tanısın da risksiz yöntem olarak genetik ultrasonografinin gücü nedir? Halk ne algılıyor? Plasentadan, göbek kordonundan ve bebek sıvısından örnek almanın risklerinden de bahseden Prof. Dr. Evrüke, ailelerin gebeliğin devamı konusunda karar vermede bilinçli davranmaları gerektiğini sözlerine ekledi. Sağlık problemi olan birkaç aileye tedavilerini üstlenme sözü veren Prof. Dr. Evrüke, “hastaneye yanıma gelirseniz sizlere sahip çıkacağım” demesi üzerine katılımcılardan yoğun alkış aldı.

Ana karnına düşmüş canlının hayatına son vermek kimsenin haddi değildir diye konuşan Seyhan Müftülüğü Din Görevlisi Annelerin maddi anlamda yiyeceğine içeceğine dikkat edeceğini, manende kendilerini Allaha teslim edeceklerini belirtti. Nasıl teslim edecek, sinir strese girmeyecek, elinden kur-an’ı eksik etmeyecek dedi.

Konuşmaların ardından katılımcılar merak ettikleri soruları konuşmacılara sorarak cevaplarını aldılar.