Fisunoğlu: “Son 30 yılda sosyal demokrasi sınıfta kaldı”

ÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu, CHP Çukurova İlçe Örgütü’nün düzenlediği “Sosyal Demokrasi Konferansları”nda konuştu.

Son 30 yıllık küreselleşme karşısında, sosyal demokrasinin sınıfta kaldığı bildirildi. CHP Çukurova İlçe Örgütü Felsefe-Sosyoloji Kulübü tarafından düzenlenen “Sosyal Demokrasi Konferansları”nın ikincisi, “Sosyal Demokrasi, Küreselleşme ve Ekonomi Politiği” adı altında gerçekleştirildi. Konferansta konuşan Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Mahir Fisunoğlu, küreselleşme karşısında sosyal demokrasinin somut politikalar üretemediğini, çözüm reçeteleri sunamadığını kaydetti.

Küreselleşmenin sık sık duyduğumuz, bazen de sığındığımız bir kavram olarak karşımıza çıktığını kaydeden ÇÜ Öğretim Üyesi Mahir Fisunoğlu, son 50 yıldır yaşadığımız küreselleşmenin, daha önceki küreselleşmeden farklılık arzettiğini belirtti. Küreselleşmenin daha önce, dünya üzerinde savaşlarla, işgallerle kendini gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Fisunoğlu, 50 yıldan bu yana ise küreselleşmenin daha yumuşak bir yöntem izlediğini söyledi.

Fisunoğlu, sosyal demokrasinin ise “sosyalizm ile kapitalizm arasında bir yerde” şeklinde bir kavram olarak karşımıza çıktığını belirtti. Sosyal demokrasinin ortaya çıktığından beri hep barışçıl bir yöntem izlediğini belirten Mahir Fisunoğlu, “Ancak, sosyal demokrasinin küreselleşme karşısında sağladığı dengenin yetersiz olduğunu görüyoruz. Özellikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bu denge daha da yetersiz oldu” dedi.

SSCB’nin dağılmasının ardından, dünyada en karlı çıkan ülkenin Amerika Birleşik Devletleri olduğuna dikkat çeken ÇÜ Öğretim Üyesi Mahir Fisunoğlu, böylelikle ABD’nin diğer ülkeleri domine etmesinin daha da kolaylaştığını kaydetti.

“50 yıllık küreselleşmenin altında ne var?” diye soran Fisunoğlu, şöyle devam etti:

“Bu süreçte en önemli olay, 1970’lerin başında Dünya Para Birliği’nin çökmesidir. Daha önce ülkeler altın karşılığı olmadan para basabilirken, para birliğinin dağılmasıyla altın karşılığı olmadan ülkeler para basamamaya başladı. Bu da ABD’nin işine yaradı. Ve dolar bir anda dünyayı kaplar oldu. Küreselleşmenin iktisadi başlangıcı böyle oldu”

Son yıllarda küreselleşmede sermaye hareketlerinin de önemli yer tuttuğunu dile getiren Mahir Fisunoğlu, teknolojik gelişmeleri de göz önünde tutunca, küreselleşmenin geldiği noktanın daha iyi anlaşılabileceğini vurguladı. Fisunoğlu, “Örneğin, ABD’de faizler sıfır, Japonya’da sıfıra yakın, birçok Avrupa ülkesinde de öyle. Peki, parası olan bir kişi ABD’de, Japonya’da parasını bankaya yatırır mı, yatırırsa getirisi olur mu? Oysa bizim gibi ülkelerde faizler yüzde 15’lerde. Getirisi var. New York, Tokyo Borsası gibi büyük borsalar, bugün teknolojik gelişmelerle dünyanın neresinde olursanız olun, bir tek tuşla işlem yapabiliyor. Yani ülkeler arasında gün, saat farkı bile bu teknolojik gelişmeler sayesinde ortadan kalktı. İşte bunun adına Yeni Dünya Düzeni veya Mükemmel Fırtına diyoruz” şeklinde konuştu.

KÜRESELLEŞMENİN BEDELİ

ÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu, küreselleşme gelişirken, emek cephesi açısından da birçok tehlikeyi beraberinde getirdiğini söyledi. Fisunoğlu, teknolojik gelişmelerin Avrupa’da olduğu gibi diğer kıtalarda da işsizliği arttırdığını belirterek, “Küreselleşmenin faturasını Avrupa’daki sosyal demokratlar ödedi” dedi.

1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, Rusya’nın bir 10 yıllık toparlanma sürecinden sonra 2000’li yıllarda dünya piyasalarına yeniden döndüğünü, ancak bu dönüşün sosyal demokrasi açısından olmadığını kaydeden Fisunoğlu, şunları söyledi:

“Sosyal demokrasi son 30 yılda sınıfta kaldı. Küreselleşmenin getirdiği tehlikelere karşı somut politikalar üretemedi, çözüm reçeteleri sunamadığını şu an için söylemeliyiz.