Hayvandan İnsana 200'den Fazla Hastalık Bulaşıyor

Adana Tabip Odası ile Adana Veteriner Hekimler Odası işbirliği ile düzenlenen “Evcil Hayvan Hastalıkları - Hayvandan İnsana, İnsandan Hayvana Bulaşan Hastalıklar” konulu panel Adana Tabip Odasında gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü Adana Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Suntur’un yaptığı “Evcil Hayvan Hastalıkları - Hayvandan İnsana, İnsandan Hayvana Bulaşan Hastalıklar” konulu panele Adana Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Ayna ile Adana Tabip Odasından Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullahi Hassan konuşmacı olarak katıldı.

 

SUNTUR, ÜYELERİMİZE YÖNELİK ÇALIŞMALARIMIZ SÜRECEK

Üyelerine yönelik eğitim, panel, forum ve seminer çalışmalarını sürdüreceklerini ifade eden panelin moderatörü Dr. Ahmet Suntur, ‘hayvandan insana, insandan hayvana ve insandan insana geçen hastalıklar’ konusunda tecrübelerini paylaşmalarından dolayı konuşmacı hekimlere teşekkür ederek sözü Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Abdullahi Hassan’a verdi.

 

HASSAN, TOPLUM KÖKENLİ ENFEKSİYONLARIN %60’I ZOONOTİK HASTALIKTIR

Hayvan’dan insana bulaşan 200’den fazla hastalık bulunduğunu söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullahi Hassan, “Evcil hayvanlardan insana bulaşan en önemli hastalık kedi’den bulaşan hastalıktır. Kedini dışkısının bulaştığı sebze, meyve vb. gıdalarda gebelerde düşüğe neden olan Toksoplazmosis dediğimiz mikrobik hastalık mevcuttur. Gebelerde düşüğe neden olduğu gibi doğan bebeklerde zekayla ilgili problemler olduğu gibi kayıplara da neden olmaktadır. Görülen toplum kökenli enfeksiyonların %60’ı Zoonotik (hayvansal) hastalıklar. Bunların bir kaçı Ebola virüsü meyve yiyen yarasalardan geçer. Kırım Kango Kanamalı Ateşi Kene’den bulaşır. Türkiye’de çok nadir görülen ama çok ciddi olan hastalık köpeklerden bulaşan kuduz’dur. 2009 yılında 2 vaka, 2010’da 1 insan vakası görüldü. Bu güne kadar yedi kişi kuduz hastalığına yakalandıktan sonra kurtulmuş ama o yedi kişi’de soru işaretleri var. Gerçekten kuduz muydu? değil miydi? halen tartışılıyor. Kuduz’dan kurtulan hemen hemen yok gibidir. Kullanılan antibiyotiklere dirençli mikroplar insanlardan hayvanlara geçmektedir. Bunlar da genelde ölümlere sebep olmaktadır.” Diye konuşan Doç. Dr. Hassan, Etkenin özellikleri, bulaşma yolları, tanı, koruma ve tedavi yaklaşımları hakkında katılımcı hekimlere bilgi verdi.

 

AYNA, KEDİ VE KÖPEKLERDE MANTAR TEDAVİSİ ZORDUR

Evcil hayvan hastalıkları hakkında bilgi veren ve hayvan mamalarını kendini ispatlamış iyi markalardan tercih edilmesi gerektiğini belirten Veteriner Hekim Erhan Ayna, “Kedi ve köpeklerde mantar enfeksiyonları Sonbahar aylarında ve 1 yaşından küçüklerde daha sıklıkla görülmektedir. Siyamlar da 4. sırada daha sıklıkla görülmektedir. Kedilerin mantar enfeksiyonu dışarı çıkmayan ev kedilerinde de görülebilir. Kedi ve köpek mantarı Tedaviye inatçı bir mantar türüdür. Kedi ve köpeklerde mantar tedavisi zordur. Veteriner Hekiminizin seçeceği uygun kremler veya tabletlerle tedavi sürdürülür. Gerekirse kılların kesimi ve dezenfeksiyon yapılır.Kuduz hayvanlarının salyasında bulunur ve genellikle ısırma suretiyle bulaşır. Tabii konakçısı olan yarasanın, yağ dokusu ve tükürük bezinde bulunur. Bütün memelilerde koruyucu tedbirler alınmazsa hemen daima öldürücüdür. Kuduz hastalığında ölüm özellikle solunum felci ile olur. Kuşlar veya böceklerde kuduz virüsüne rastlanmaz. Hastalıklı hayvan tarafından ısırıldıktan sonra kas dokusuna giren virüs, önce kas dokusu içinde çoğalır. Daha sonra periferik sinirler aracılığıyla merkezi sinir sistemine ve oradan hızla beyne ulaşır. Beyine yerleşip işgal eden virüsün artık yukarı hareketi tamamlanmıştır ve aşağı doğru hareketine başlar ve göz, tükürük bezleri, deri gibi organlara yerleşir. Burada önemli olan nokta, bu seyir esnasında çok az antijen salınması, antikor oluşmaması ve adeta virüsün kendisini saklamasıdır. Bu nedenle laboratuar tanı yöntemleri klinik belirtiler tam ortaya çıkmadan (yani iş işten geçmeden) sonuç vermez. Kuduzda kuluçka süresi ortalama 10-60 gün arasında değişmekle birlikte, literatürde bu sürenin 2 güne kadar indiği; bazen yıllara kadar uzadığı vakalar görülmüştür.” Diye konuştu.

Konuşmaların ardından Dr. Ahmet Suntur, Doç. Dr. Abdullahi Hassan ve Veteriner Hekim Erhan Ayna’ya teşekkür ederek belgelerini verdi.