İzgioğlu: "Sorumlular iki kişinin ölümünden ders almalı"

MHP Adana İl Başkanı İzgioğlu, Büyükşehir Belediyesinde görevli otobüs şoförü Ali Köse’nin ve bir çocuğun ölümüyle sonuçlanan olayın sebep-sonuç ilişkilerine dikkat çekti, sorumluları ‘ders almaya’, ‘bataklığı’ kurutmaya çağırdı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Adana İl Başkanı Mustafa İzgioğlu, 17 Kasım 2013 tarihinde Anadolu mahallesinde Büyükşehir Belediyesi’ne ait otobüsün terör yandaşlarınca taşlanması sonucu otobüs şoförü Ali Köse’nin ve  İbrahim Taşkıran adlı çocuğun ölümüyle sonuçlanan olaydan ders çıkarılması gerektiğini söyledi.

İKİ AİLEYE DE BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ

İzgioğlu, Kurumunda takdir edilen, sevilen ve sayılan bir kişiliğe sahip Ali Köse’nin vefatının büyük bir kayıp olduğunu belirtti. İzgioğlu “Bu olay, kentimiz için, halkımız için büyük bir üzüntü kaynağı olmuştur. Dün toprağa verdiğimiz Ali kardeşimiz kurumunda çalışkanlığı, dürüstlüğü ile sevilen bir hemşehrimizdi. Acıdır ki, olay tarihinde orada bulunan 6 yaşındaki İbrahim Taşkıran adlı bir çocuk ta ezilerek hayatını kaybetmişti. Her iki kardeşimize de Allah’tan rahmet, acılı ailelere, ayrıca Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına  başsağlığı ve sabırlar diliyorum” dedi.

BU YOLUN SONU HÜSRAN

Başkan İzgioğlu, ayrıca şunları söyledi:

“Basit gibi sunulan, görmezden gelinen bu çok vahim hadise, artık birilerinin aklını başına getirmelidir. ‘İyi, güzel şeyler olacak’ masalıyla halkımızı uyutanlar, terörün bittiği, barışın geldiği yalanını uyduran siyasi iktidar temsilcileri ve onların bürokratik uzantıları, artık halkımızı kandırmaktan vazgeçmelidirler. Diyarbakır’da bölücülüğe, ayrışmaya meşruiyet zemini hazırlayanlar, katilleri dağdan indirip cezaevlerini de boşaltmaya söz verenler, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını pazara çıkaranlar bilmeliler ki bu yolun sonu hüsrandır.”

ZALİM KİMDİR, SUÇLU KİMLERDİR?

Başkan İzgioğlu, “Biri çocuk, biri kamu görevlisi iki insanımızın ölümüyle sonuçlanan olayın sorumlusu grubun ‘çocuk’ diyerek salınmaları toplum vicdanını rahatsız etmiştir. Yasal düzenlemelerle suçlulara ‘masum’ elbisesi giydirilmesi, onlara sınırsız suç işleme hürriyeti mi vermektedir? Ortada bir zulüm varsa, ortada bir suç varsa ki var; o zaman zalim kim, suçlu kimdir, kimlerdir? Şayet suçun azmettiricileri terör örgütü ise neden mücadele yerine onların dağlardan inmesi, hapistekilerin de dışarı çıkarılması için çalışılmaktadır; Devletimizin egemenlik hakları neden canilerle pazarlık masasına yatırılmaktadır?” sorularını yöneltti.

UÇAK-TEKNE TURU, PİKNİK…

Adana’da Devletin bizzat öncü kurumları tarafından başlatılan ve halen devam eden ‘terör örgütünün kullanma ihtimali bulunan kesimlere yönelik’ bazı projeleri de gündeme getiren İzgioğlu, “Devletin, milletin maddi ve manevi kaynaklarını, devletimizin mesaisini hedefsiz harcayanlar yanlış içindeler. Polise taş atanlara, halkın otobüsünü yakanlara muz dağıtmak, çalışan vatandaşımızın dahi gidemediği spor salonlarına götürmek, ceplerine harçlık koyarak geziler düzenlemek, piknik yaptırmak, uçak ve tekne turları organize etmek gibi uygulamalarla terör bataklığının kurutulduğu görülmemiştir. Adana’daki uygulamaya bakarsak ‘Taş atana muz verilmez’ ifadesi yanlış olmayacaktır” dedi.

VATANSEVER ÇOCUKLARIN SUÇU NE?

İzgioğlu, devamla şunları kaydetti:

“Dağlık bölgelerdeki köyler başta olmak üzere Adana’da aç, sefil ve kimsesiz ama Ay-Yıldız aşkıyla, vatan sevgisiyle büyüyen gariban çocuklarımızdan esirgenen imkanların, güya 'Terör örgütünün kullandığı ve ya da kullanma ihtimali olan gruplara'  harcanmasının hiçbir işe yaramadığı bu son vahim olayla da anlaşılmıştır. Terör örgütüyle artık halkın önünde cilveleşen siyasi irade ortada iken, yerel bürokrasinin, 'Polise taş atan, otobüsleri yakan, insanları öldürenlere çikolata ikram etme projesi'ni iyi niyetli görmek, özellikle bu saatten sonra mümkün olmayacaktır.”

ADANA’DAKİ MEKANİZMA TERS

MHP Adana İl Başkanı Mustafa İzgioğlu “Dünyanın her yerinde iyilik ödüllendirilir, kötülük cezalandırılır ve bu şekilde özendirme ve caydırma mekanizması daha huzurlu bir toplum için çalışır. Ama nedense Türkiye’de, özellikle Adana’da bu mekanizmanın dişlisi, bizzat devletin gücüyle, milletin imkanlarıyla tersine dönmektedir. Dolayısıyla halkımız, Anayasa’nın da amir hükümleri çerçevesinde kanunların herkese eşit olarak uygulanmasını, devletin imkanlarının adil ve iyiliğe hizmet edecek şekilde dağıtılmasını ve hepsinden de önemlisi ‘Bataklığın’ yaşatılmasını değil, kurutulmasını istiyor.” dedi.