''Kadına yönelik şiddet bulaşıcı hastalık gibi''

Kadına yönelik şiddetin temelinde empati yapamamanın yattığını ifade eden Psikiyatri Uzmanı Doktor Sümer Öztanrıöver, ''Empati, kendimizi karşımızdakinin yerine koyarak onun davranışlarının ardındaki duygu ve düşüncelerini anlamaktır'' dedi.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Sümer Öztanrıöver, “Kültürel-dini-siyasal sebepler öne sürülerek kendi hayatı hakkında özgür kararlar alması engellenen kadının; giyimine, davranışlarına, okumasına, çalışmasına, hatta sokağa çıkmasına bile ambargo konulmaktadır. Bu durum onu bağımlı ve suistimale açık hale getirmektedir. Duygusal, cinsel ve fiziksel şiddete karşı kurtuluş savaşı veren bu kadınların özgürlük mücadelesi ne yazık ki bazen ölümle sonlanmaktadır” diye konuştu.

 

KIZ VE ERKEKLERİN SOSYAL ETKİNLİKLERDE BULUNMALARI EMPATİYİ KOLAYLAŞTIRIR

Yapılan çalışmalar empati becerilerinin, evcil hayvan beslenen evlerde büyüyenlerde, daha fazla olduğunu gösterdiğini de belirten Uzm. Dr. Öztanrıöver, şunları kaydetti:

“Kitap okumanın, özellikle roman okumanın da empati becerilerini artırdığı görülmüş. Romandaki karakterlerle yapılan özdeşimin, yaşanan olaylara başka birinin bakış açısından bakmayı kolaylaştırdığı düşünülmektedir. Kız ve erkek çocukların bir arada oyun oynama ve gerek ders içinde gerekse sosyal etkinliklerde bulunmaları birbirlerine karşı empatiyi kolaylaştırmaktadır. Ülkemizde karma okullar olmasına rağmen ilkokuldan üniversiteye kız-erkek öğrencilerin ortak paylaşımda bulunmamaları yönündeki girişimler, kadına yönelik şiddetin çığ büyüyeceğinin habercisidir. Kadına yönelik şiddeti bireysel sorunlarmış gibi görmek yanlış olacaktır. Bu bir toplum sağlığı sorunudur ve bulaşıcı hastalıklar gibi hızla yayılmaktadır. Kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin giderek artmasıyla da çığ gibi büyümektedir. Buzdağının görünen tarafında ölümler, görünmeyen kısmında ise duygusal, fiziksel ve cinsel şiddet yer almaktadır. Bu sağlıksız ortamda şiddete direk veya dolaylı olarak maruz kalan çocuklar ise geleceğin kurban veya failleri olmaya adaydır. Bu durum bizi gelecekte ruh sağlığı bozuk bir toplum olmaya adım adım götürmektedir. Kadına yönelik şiddet sorununu da çocuklarımızın empati becerilerini geliştirerek uzun vadede çözebiliriz. Kız ve erkek çocukların ayrı okullarda eğitim görmesi planı, uçurumu artıracaktır. Yapılan bir çalışmada ezeli düşmanlar olan İsrail ve Filistinli gençlerin bir arada kaldığı bir gençlik kampında, sadece ortak bir hedef belirlenip işbirliği yaptırıldığında birbirlerine karşı empati geliştirdikleri görülmüş. Dolayısıyla kız ve erkek çocukların sadece aynı okulda okumaları bile tek başına bu sorunu çözmeyecektir. Çocukların eğitim ve sosyal faaliyetlere katılmaları, işbirliği yapmaları, birbirlerini kız-erkek olarak değil, önce insan olarak görmelerini sağlayacaktır.''