Katlav: ''Siber dünyada da korunmaya ihtiyacımız var''

Bilgisayar Sistem Analisti ve Uzmanı & Avukat Ali Yılmaz Katlav, gerçek dünya da olduğu gibi siber dünyada da korunmaya ciddi biçimde ihtiyaç olduğunu söyledi.

Elektronik donanımların can verdiği, bir ve sıfırların var ettiği kodların can bulduğu bu yenidünya da, ne kadar dikkatli olunması gerektiği konularında daha önce de çeşitli uyarılarda bulunduğunu ifade eden Av. Ali Yılmaz Katlav, şunları kaydetti:

 

“Bilişim teknolojilerinin akıl almaz bir hızla gelişmesi ve hayatımızda sağladığı kolaylıklar sayesinde, artık banka ve kredi kartı ile ilgili işlemleri çok hassas bir şekilde yapabiliyor, çevremizle çok rahat ve her an iletişime geçebiliyoruz. Hatta bilgisayar işlemcisi entegre edilmiş ev aletleriyle hayatımız artık, bilim kurgu filmlerini aratmayacak hale geldi. Tüm bu anlattıklarımıza ilaveten birde devlet bazında; Enerji, ulaşım, yargı, sosyal güvence, eğitim gibi işlemlerin bilgisayar ortamında yapılması ve hatta ulusal savunma gibi sistemlerinde bilgisayar ağ ortamları üzerinde bulunması tek bir anlama geliyor; Artık dijital bir biçimde hayat bulan bu yeni formumuzla siber dünyada da varız ve en az gerçek dünyada olduğu kadar bu dünyada korunmaya ihtiyacımız var. Bu uyarıların haklılığı, geçtiğimiz günlerde 2013 yılı raporlarını açıklayan dünyanın önde gelen bilişim güvenliği ile uğraşan firmalarının, özellikle ülkemiz hakkındaki verileri doğrultusunda, bir kez daha ortaya konmuştur. Durum gerçekten endişe verici boyutta, ülkemizde siber suç mağdurlarının kişi başı mali kaybı, bir önceki yıla göre altı kat arttı ve yaklaşık yedi milyon siber saldırı gerçekleşti. Siber dünyada işlenen bu suçların delilleri de yine bu dünyada elde edilebiliyor. Dijital olarak var olan bu delilerin ortaya konulabilmesi ve bu suçların faillerine, bıraktıkları dijital izlerden ulaşılabilmesinde çeşitli zorluklar yaşanıyor. Bu süreç adli bilişimin rol aldığı zahmetli bir süreçtir. Geçtiğimiz senelerde yaşanan bu alandaki problemlerin başında; Konusunda uzman olan insan gücü açığı, teknolojik ve bürokratik engeller veya iş yükü fazlalığı gibi konular gelir. Bütün bu problemlere halen kesin bir çözüm bulunamamışken, kat kat artmış bilişim suçlarına karşı artık kendi önlemlerimizi almak hayati derecede önem kazanmıştır”


GELECEĞİMİZ TEHLİKEDE


Sadece 2013 yılının ilk 9 ayında bilişim suçları ile ilgili 12 bin 263 operasyon gerçekleştirildiğini hatırlatan Av. Katlav, “2014 yılı içinde çok önemli uyarılar var, siber saldırıların daha da artması ve bu saldırıların özellikle mobil işletim sistemli cihazlara yönelik olması, konunun önemini başka bir boyuta taşıyor. Monolitik çekirdek tabanlı küçük boyuttaki, gerek mobil, gerekse gömülü elektronik sistemler, gelecekte daha büyük yazılımsal güvenlik problemleri yaratacak gibi görünüyor. Sebebi ise çok basit; Çünkü en çok bu cihazlar yaygın bir şekilde kullanılıyorlar. Dolayısıyla, yazılımını bilen ve uğraşan daha çok kişi var, ayrıca sürekli çevrim içi durumdalar ve kullanım halindeler. Bizimle adeta içli dışlı olmuş bu cihazlarda, her türlü kişisel verilerimiz saklı ve en çok güvenlik açıkları da yine bu cihazlarda var. Veri hırsızlığı yapmak üzere kodlanmış kimlik avı programlarının yarattığı güvenlik problemlerine ilaveten, bir de fiziksel olarak bu cihazları kaybetmemiz ya da çaldırmamız durumunda, yine kişisel verilerimiz başkalarının eline geçme riskiyle karşı karşıya kalacaktır” diye konuştu.


DİJİTAL DÜNYA HAYATİ ÖNEM KAZANMIŞTIR


Av. Katlav, “Donanım Teknolojisi ve buna bağlı yazılım teknikleri ne kadar hızlı gelişiyorsa, aynı hızda bilişim konusunda işlenen suçlarla ilgili yöntemlerde gelişiyor ve suç oranları artıyor. Bu suçlarla tabiî ki etkili bir şekilde mücadele etmek gerekir. Ancak daha önemlisi siber suç mağduru olmamak için bu konuda geliştirilmiş, güncel anti virüs ve sanal güvenlik duvarı gibi gerekli yazılımları kullanmak ve yaptığımız işlemlere de dikkat etmektir. Kişisel bilgilerimizi her ortamda paylaşmamak ise, alınacak bu önlemlerin başında gelir. Dijital olan bu dünyada gerçekleşen bazı ekonomik veya manevi mağduriyetler, daha önce de bazı haberlere konu olduğu gibi, can kayıplarıyla sonuçlanabiliyor ve aile facialarına yol açabiliyor. Dolayısıyla artık bu konu, hayati derecede önem kazanmıştır” dedi.