Kozan'da İnsan Hakları konferansı

Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu, Kozan Anadolu Sağlık Meslek Lisesi'nde düzenlenen İnsanları Hakları Eğitimi ile öğrencileri bilgilendirdi.

Kozan Kaymakamlığı İnsan Hakları Kurulu tarafından organize edilen ve Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu başkanı  ve İl İnsan Hakları Kurulu Üyesi Av. Mustafa Cinkılıç tarafından slayt eşliğinde sunulan konferansa öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.

Çinkılıç, “İnsan Haklarının tarihsel sürecini anlatan Çinkılıç; İnsan Hakları Evrensel Beyanamesinin 10 Aralık 1948 yılında kabulünden kısa bir süre sonra 6 Nisan 1949 yılında bir Bakanlar Kurulu Kararıyla “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin Resmi Gazete ile yayınlanması, yayından sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması, yorumlanması ve bu beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması” kararlaştırılmıştır. Ancak  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanındığı 1987 yılına kadar; okullarımızda insan hakları okutulmamış, yorumlanmamış ve gazete radyo yayınları yapılmamıştır” dedi.

Sadece bizim iktidarlar değil dünyadaki tüm iktidarlar, İnsan Haklarının öğrenilmesine sıcak bakmadıklarını savunan Çinkılıç, “Çünkü hakkını öğrenen insan, iktidardan taleplerde bulunmaya başlayacaktır”  diye gerekçesini açıkladı ve insan haklarının en temel özelliğinin “Devlet Gücünü Sınırlaması” olduğunu kaydetti.

İnsan hakları bireysel hak ve özgürlük alanlarını genişletmeyi, bireye karşı devlet baskısını sınırlamayı hedeflediğine işaret eden Çinkılıç, İnsan Haklarının yaygın olarak 2. Dünya savaşından itibaren kullanılmaya başlana İnsan Hakları kavramının felsefi kökenleri M.Ö. 300 yıllarında başlamıştır. Yaklaşık 500 yıl devam eden ve Stoa Şehrinde yaşamaları nedeniyle kendilerine STOACILAR  denilen düşünülere dayandığını ifade etti.

Çinkılıç, şöyle devam etti:

"Bu düşünürler  “devletin herşeyin üzerinde olmadığını ,devletin üzerinde akıl, hukuk ve, kanunun olduğunu”  belirtmişlerdir. Yani devlet mekanizması kanunla, hukukla ve ahlakla sınırlıdır. Bu sınırın dışına çıkıyorsa, o devlet; ceberrut devlet, diktatör devlet, faşist devlet diye nitelendirilir.

Yine bu düşünürler “İnsanlık büyük bir ailedir, herkes kardeş ve akrabadır. Dünya vatandaşlığı, Devlet vatandaşlığından önce gelir. “ diyerek evrensel bir bakış yakalamışlardır. O nedenle “Filistin’de olandan bize ne?”, “ Suriye’de olandan bize ne?” demiyoruz, diyemiyoruz. "

İnsanların 1215 Magna Charta Libertatum (Büyük Sözleşme ) adı verilen bir sözleşmeyle ilk yazılı haklara kavuştuğunu belirten ve Fransız İhtilali ile genişleyen haklar günümüzde daha da ileri seviyelere ulaştığını anımsatarak, konuşmasına devam etti.

İnsanlık tarihinin ilk zamanlarında insan hakları diye bir olgunun olmadığını kral için devlet için yaşayan toplulukların olduğunu ilerleyen zamanlarda artık devletin hizmet eden kurumlar haline geldiğini belirten Çinkılıç her insanın anne rahmine düştüğü andan itibaren hakları olduğunu vurguladı.

Çinkılıç herkesin özgürce kendini  ifade edebilme, eğitim alma, hizmetlerden yararlanma gibi bir çok hakkı olduğunu  belirterek çocuklarında hakları olduğunu dile getirdi.

18 yaşının altındakilerin kanunlarımıza göre çocuk sayıldığı ve 12 ile 18 yaş arası çocukların bir suç işlediğinde yetişkinlere oranla daha düşük cezalar verildiğini belirtti.

Çinkılıç, 12-18 yaş arasındaki çocukların daha az ceza alması büyüklerin, özellikle töre yada namus cinayetleri adı altında çocukları bu suçlarda tetikçi olarak kullanmalarını yaygın olduğuna dikkat çekti.

12 yaşından küçüklere ise işlediği suçlardan dolayı ceza verilemeyeceğini belirten Çinkılıç, bunun  hiç bir yaptırımı olmadığı anlamına gelmediğini suça itilen  çocukların ıslah evi gibi yerlerde rehabilite edildiğini sözlerine ekledi.

Suça itilen çocukların da hakları olduğunu vurgulayan Çinkılıç bunların ifadelerinin karakolda alınamayacağını direk olarak Cumhuriyet Savcısına götürülerek orada ifade verdirilmesi gerektiğini belirtti. Herhangi bir sebepten ötürü üzeriniz aranmak istendiğinde sizlerin de kimlik sorma hakkınız vardır diyen Çinkılıç ev aramalarının da mutlaka savcı huzurunda yapılması gerektiğini yoksa tanıdığınız iki kişiyi yada mahalle muhtarını çağırıp arama sırasında şahitlik etmesini isteme hakkının olduğunu belirtti.

İnsan Hakları haftası nedeniyle verdiği konferansı hikayeler ve yaşanmış olaylarla akıcı bir şekilde öğrencilere ve öğretmenlere aktaran Çinkılıç  konuşmasının ardından yoğun alkış alarak konferansı bitirdi.