Prof. Dr. Cin: “Türkiye’de demokrasi tarihi Atatürk’le başlar”

ÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Cin, CHP Çukurova İlçe Örgütü’nce düzenlenen “Demokrasi Tarihi, Demokrasi için Verilen Mücadele” konulu konferansta, “Türkiye’de demokrasi tarihi Atatürk’le başlar” dedi.

Türkiye’de demokrasi tarihinin, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’le başladığı bildirildi. CHP Çukurova İlçe Örgütü Felsefe-Sosyoloji Kulübü tarafından düzenlenen “Sosyal Demorasi Konferanslar” dizisinin ilki,  “Demokrasi Tarihi, Demokrasi için Verilen Mücadele” konulu etkinlikle başladı. Konferansta konuşan Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Mehmet Fatih Cin, demokrasi tarihi ve mücadelesinin başlagıncıdan günümüze kadarki süreci anlattı.

CHP Çukurova İlçe Başkanı Haşmet Biçer’in açılış konuşmasından sonra kürsüye gelen ÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Cin, demokrasi tarihinin, sol, sosyaldemokrasi ve sosyalizm tarihinden ayrı tutulamayacağını kaydetti. Eski Yunan ve Roma döneminde ortaya çıkan demokrasi kavramının, doğrudan “halkın gücü” anlamına geldiğini söyleyen Prof. Dr. Cin, demokrasi mücadelesinde dünyada en büyük 3 devrimin önemli rol aldığını vurguladı. Bu devrimlerin ilkini 1789 Fransız İhtilali’nin oluşturduğunu kaydeden Fatih Cin, Fransız İhtilali’yle birlikte burjuvazinin ortaya çıktığını bunun da işçi sınıfının doğmasına yolaçtığını kaydetti.

Dünyada, sosyal demokrasi kavramının ise demokrasi tarihinden çok sonraları 1600’lü yıllarda başladığını anlatan ÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Cin, bu tarihin demokrasi, sosyal demokrasi mücadelesinde önemli yer tuttuğunu dile getirdi. Bu tarihlerde paranın ortaya çıktığını, bin dönümlük araziler üzerine kurulan “Şato-Kent Devletlerin” yıkıldığını belirten Prof. Dr. Cin, “Ancak, parayla birlikte, şato-kent devletlerin yok olmasıyla birlikte, daha önce toprak üzerinde özgürce faaliyet gösteren insan emeği, artık parayla alınır satılır bir meta haline dönüşmüştür. İnsanlık onuruna bundan daha büyük bir saldırı olabilir mi? İnsan insan olmaktan çıkmış, tam bir iktisida birey haline dönüşmüştür. Yine bu tarihlerde, daha önce insanın olan toprak da, parayla alınır satılır hale gelmiştir ki, bu çok önemli bir dönüm noktasıdır” diye konuştu.

İMALAT SANAYİ, SOSYAL DEMOKRASİYİ DOĞURDU

250-300 yıl önce imalat sanayiinin ortaya çıkmasıyla birlikte o günden bu yana insanın onur peşinde, onur mücadelesi verdiğini dile getiren Prof. Dr. Mehmet Fatih Cin, “İşte bu dönem, sosyal demokrasinin temel dinamiklerini oluşturmuştur” ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Fatih Cin, ikinci en büyük devrimin ise 1917 Sovyet Devrimi olduğunu belirtti. Sovyet Devrimi’yle birlikte, özgürlük arayışlarının tüm dünyada kendini gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Cin, ancak buna koşut olarak özgürlük arayışlarını önlemeye yönelik şiddetin de doğduğunu kaydetti.  Sovyet Devrimi’nin, 1991’e kadar, dünyada demokrasi, sosyal demokrasi tarihi ve mücadelesinde önemli bir işlev üstlendiğini anlatan Cin, “Sovyet Devrimi de elbette dönem dönem değerlendirilebilir. Ancak şurası kuşkusuzdur ki, bu devrim, ABD ve Avrupa’ya karşı bir denge olmuştur. Ben bu devrime ‘işçi devlet’ tanımlaması yapıyorum. Buna karşı çıkanlar olabilir. Ama Sosyalist Sovyetler Birliği, 1991’de yıkılıncaya kadar, demokrasi, sosyal demokrasi mücadelesinde önemli bir yer tutmuştur” dedi.

ATATÜRK DÜNYANIN EN BÜYÜK 3. DEVRİMİNİ YAPTI

ÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Cin, ülkemizde ise demokrasi tarihinin Atatürk’le başladığını vurguladı. Cumhuriyet’ten önce de demokrasi mücadelesinin İttihat Terakki gibi kuruluşlar tarafından yürütülmüş olsa da asıl demokrasi tarihinin Atatürk’le başladığını yineleyen Cin, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Atatürk dünyanın en büyük 3. Devrimini gerçekleştirmiş bir önderdir. Osmanlı’da da iyiyi, daha güzeli yapmak için arayışlar olmuştur. Bugün kendini muhafazakar olarak kabul edenler, muhafazakar olmaktan çok ötededir. Churchill de muhafazakardı. Daha önce devletin elinden çıkarılan demiryollarını yeniden kamulaştırdığında, kendisine ‘demiryollarını ne zaman devletin elinden çıkaracaksın’ diye soranlara, ‘Ben muhafazakarım. O yüzden değerlerimi koruyorum’ şeklinde cevap vermiştir. Ama bizdeki muhafazakarlar, ‘babalar gibi satarım’ lafını bir kenara bırakıyorum, hiç önemsemiyorum, ‘biz insanlarımıza Sümerbank’ı unutturacağız’ demişlerdir. Bu laf çok önemlidir. Ben bugünkü iktidarı Anavatan Partisi’nin devamı olarak görüyorum. Muhafazakarlık değerleri korumaktır. Gelinen süreçte muhafazakarlık yine biz sosyaldemokratlara, solculara düştü. Çünkü biz iyiyi güzeli, değerleri savunuyoruz”

CHP Çukurova İlçe Örgütü toplantı salonunda gerçekleştirilen konferansa partililer büyük ilgi gösterdi.