Sakarya, oda başkanlarına övgü yağdırdı, ST֒leri eleştirdi

Hayata geçirdiği projeleri, uluslararası alanda ses getiren toplantıları ve programları ile sadece Adana’nın değil, Türkiye’nin tanıdığı Sivil Toplum Örgütü (STÖ) olan Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin (Çukurova GİAD) Başkanı Ömer Faruk Sakarya, Adana’da başarılı olanların paçalarından çekilerek yükselişin önlendiğini öne sürdü. Sakarya, Adana için iyi işler yapanlarla yapmayanların ayırt edilmesi gerektiğini vurgulayıp, “Bu derneklerin kentin yöneticileri tarafından kendi kurumları gibi çalıştırılmaları gerekir. Biz buna hazırız, Adana için her şeyi yaparız” dedi.

Hayata geçirdiği projeleri, uluslararası alanda ses getiren toplantıları ve programları ile sadece Adana’nın değil, Türkiye’nin tanıdığı Sivil Toplum Örgütü (STÖ) olan Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin (Çukurova GİAD) Başkanı Ömer Faruk Sakarya, Adana’da başarılı olanların paçalarından çekilerek yükselişin önlendiğini öne sürdü. Sakarya, Adana için iyi işler yapanlarla yapmayanların ayırt edilmesi gerektiğini vurgulayıp, “Bu derneklerin kentin yöneticileri tarafından kendi kurumları gibi çalıştırılmaları gerekir. Biz buna hazırız, Adana için her şeyi yaparız” dedi.

 

önemSon günlerde kendine ait twitter hesabından yaptığı eleştirilerle dikkat çeken Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, Akdeniz TV’de Yüksel Evsen’in sunduğu Sürmanşet programına konuk oldu. Programda, sosyal medya üzerinden gösterdiği tepkinin nedenlerini ayrıntılarıyla cesurca ortaya koyan Sakarya, yaptığı çıkışları, “Üst üste yaşadığı olayların etkisiyle meydana gelen birikimin getirdiği patlama” olarak nitelendirdi. Twitter hesabında yazdıkları mesajlar için, “Elbette ki bir noktada belli sınırlar içinde ‘kral çıplak’ diyeceğiz” yorumu yapan Sakarya, siyasi söylem ve eleştirilerde bulunmadığı programda oda başkanlarına destek vererek, şu gözlemlerde bulundu:

 

ADANA SAVAŞI


“Adana’da yeni bir yapı var. Yeni belediye başkanlarımız, yeni Büyükşehir Belediye başkanımız var. Yüreğir Belediyesi haricinde yapı değişti. Çok saygıdeğer bir valimiz var şu anda. Bunun yanı sıra odalarda da yeni yapı oluştu. Bunların hepsine belirli süre tanımak bizim boynumuzun borcu. Adanalılar olarak biz 20 yıl beklemişiz. 20 yıl boyunca sadece bir yada iki ismin Adana’yı yönetmesinin sıkıntısını çekmişiz. Ama şimdi yepyeni bir yapı ortaya çıkmış. Bizim bu yapıyı oluşturan oyunculara, aktörlere bir süre vermemiz, onların bu süre içerisinde hazırlanmalarını ve Adana için hızlı bir şekilde lazım gelen her türlü olumlu şeyi yapmalarını beklememiz lazım. Odalarımızda değişen yapı Adana’ya yeni bir şey getirdi, yeni yapı Adana’da odalar arasındaki kavgayı bitirdi. Ticaret Odası, Sanayi Odası, Ticaret Borsası ve Organize Sanayi Bölgesi başkanlarımız sürekli birlikteler, beraberler, birlikte bir şeylere imza atıyorlar. Adana için yapılacak bir şey olduğu vakit bu 4 başkan çok ciddi savaş veriyorlar. Birçok platformda ben onlarla toplantıya giriyorum. Her fırsatta Adana’nın ihtiyaçlarını, isteklerini dile getiriyorlar, peşini kovalıyorlar.”

 

ADANA’NIN ROKET BAŞKANLARI


4 başkanla ilgili ‘roket’ benzetmesi yapan Sakarya, “Roket ilk fırlatılış anında yer çekiminden kurtuldukça daha da hızlanır. 180 kilometre hızla başladığı yolculuğa birkaç dakika sonra saatte 32 bin kilometre hıza ulaşarak gider. Bizim başkanlarımız 4’ü bir anda 180 kilometre hızla başladıkları yolculuğa hızlanarak devam ediyorlar. Önümüzdeki günlerde bu 4 başkanımız Adana için daha faydalı işler yapacaklar. Adana’nın yıllardır ihtiyacı olan şeyi vermeye başladılar” diye konuştu.

 

4 Oda Başkanını Adana için verdikleri çabalar nedeniyle överken Sivil Toplum Örgütleri’ni eleştiren Sakarya, “Sivil toplum örgütlerinin ve bu derneklere üye olanların sayısının çokluğu gelişmişlik seviyesini gösterir” görüşünü savunduklarını hatırlatarak şu görüşlere yer verdi:

 

 

BİRLİK BERABERLİK

 

“Ne yazık ki bizim ST֒lerimiz beklenildiği, olması gerektiği gibi hem doğru şekilde yöneltilmiyor, hem yapıları doğru değil, hem de kentte neredeyse yüzde 99.9’unun  hiçbir faydası yok. Çukurova GİAD olarak bizim yaptıklarımız ortada, yapacaklarımız biliniyor, neler yapabileceklerimiz tahmin ediliyor. İşadamı dernekleri, bazı vakıflar, kısacası; Adana’da STÖ dediğimiz yapıların içine kim giriyorsa rahatsızım. Birlik ve beraberlik kesinlikle bir masal. Bu kentin lobisinden ve gücünden söz ediyorsak bahsediyorsak, belediyeleri, odaları ve ST֒leri bu noktada çok önemlidir. Bu bir piramittir. Bu piramidin yapısında alt tabakayı, temeli STÖler oluşturur. ST֒lerde pişenler giderler odalarda görev alırlar. Şimdi bu taban eğer gevşek bir taban ise üzerine kurduğunuz piramit de ne yazık ki oynak bir zemin üzerinde duruyordur. Adana’nın bugünü değil ama geleceği için bu tehlikedir. Adana’nın faydalı, kente çok ciddi katkı koyan, güçlü kurumlara ihtiyacı var. Fuzuli, manasız ve işlevsiz şekilde kurulmuş, sadece kent protokolünde boy göstermeyi amaçlayan, değişik amaçlara hizmet eden ST֒lere bu kentin ihtiyacı yok. Öyle ST֒ler var ki, yakını hatırlayalım, son 3 yıl içerisinde Adana için ne yaptılar? Gerçekten Adana için bir şey mi yaptılar yoksa üyelerine ‘Biz bir şey yaptık’ diye görünmek için mi bir şey yaptılar? Başkanlık hırsı da var bu insanlarda. Bu ST֒lerin pek çoğu ‘Vali ile belediye başkanları ile siyasi erkle kamu kurumları ile daha rahat görüşebilir miyim, bir sıkıntım olduğunda anlatabilecek pozisyon yaratabilir miyim’ diye düşünen bir takım insanlar tarafından kurulmuş, tamamen kişisel çıkarlara yönelik dernekler. ‘Ben milletvekili, belediye başkanı olacaksam bir STÖ başında olmalıyım’ diye  başkanlığa aday olmuş insanların yönettiği dernekler var. Adana’ya faydalı olmak için kurulmuşlar ama başlarına gelen insanlar o dernekleri kendi siyasi çıkarları için sömürür hale gelmişler. Asıl misyonu işadamı derneği olup da gerçekten faydalı bir şeyler yapması gerekirken medyaya demeç vermekten öteye gitmeyen dernek başkanları var. Bunların arasında biz Çukurova GİAD olarak pek çok şey yapıyoruz. Bizim gibi birkaç dernek var. Adana’da kayıtlı  binlerce dernek ve vakıf var. Her türlü dernek var bunun içerisinde. Bu dernekler içerisinde ele avuca sığar, gerçekten bu kent için bir şey yapanların sayısı 5’den fazla değil. Bu dernekleri de Adanalı biliyor.

 

‘YOLA ÇIKTIĞIMDA YALNIZ KALIYORUM’


“Ben Çukurova GİAD Başkanı olarak bulunduğum mecralarda kentim için bir şeyler istemek durumunda kalıyorum. İstemek zorundayım çünkü Adanalıyım. Yaşadığım çevreyi, ihtiyaçlarımızı görüyorum ve ‘Adana için bunu konuşmamız lazım’ diyorum. Benim yanımda, omuz omuza vereceğim, etkin birkaç dernek daha olsun, herkesin karşısına daha güçlü çıkarız. Ama maalesef yola çıktığım vakit çoğu zaman yalnız kalıyorum.

 

ADANA’NIN PAÇA ÇEKİM GÜCÜ VAR

 

“Bizim gücümüz olmalı. Şimdi Adana lobisi diyoruz. Bu lobi ne yazık ki çevremizdeki illerdekiler gibi büyük ve güçlü değil. Adana’da başarılı olanı çekemeyen, mümkün olduğunca sindirmeye kalkan bir yapı var. Kimse kimsenin sırtını sıvazlamıyor. Yüzünüze ‘aferin’ diyorlar, arkanızdan eleştiriyorlar. Başarılı olanı başarısız kılmak için bir takım şeyler yapıyorlar. Roket yukarı çıktıkça yer çekiminden kurtulduğu için hızlanıyor. Ama Adana’nın yer çekim kuvveti yoktur, Adana’nın paça çekim kuvveti vardır. Başarılı olan insanın paçasından çekerler. Adana için gerçekten bir şeyler yapan dernekleri bizim yöneticilerimizin görmesi ve bu dernekleri kendi kurumları gibi çalıştırmaları gerekir. Bizi çalıştırsın sayın valimiz, sayın büyükşehir belediye başkanımız. Biz hazırız. Biz Adana için her şeyi yaparız. Ama yeter ki sapla saman birbirinden ayrılsın. Biz randevu alıp gidiyoruz, makama girdikten 5 dakika sonra kapı açılıyor, ziyaretler birleştiriliyor. Herkesle aynı değerlendirildiğiniz için orada etkinizi yitiriyorsunuz.  Bunun için bu kentin iyi iş yapanları ayrı şekilde konumlandırması, gerçekten samimi şekilde sırtını sıvazlaması gerekir.”

 

BİRLİK BERABERLİĞE ÖRNEK


“2 sene önce belirli STÖ başkanları ile bir aradaydım. Kendilerine öneri getirdim. Birlik ve beraberlikten söz ediyoruz ya ‘Birbirimize üyelik formlarını gönderelim. Hepimiz birbirimizin derneklerine üye olalım, Sonra bunu çok güzel lansman ile duyuralım’ istedim. ‘Tüm başkanlar el ele. Adana için birlikteyiz, beraberiz. Bizim aramızda çekememezlik, bizim aramızda kavga yok. Biriz beraberiz’ mesajı vermek için birbirimizin derneklerine üye olmayı önerdim. Aradan 2 yıl geçti. Birkaç sefer de tekrarladım, kimse sesime kulak vermedi.

 

REKABET AYRI, KÖSTEK OLMAK AYRI


“Benim yanımda göreceğim dernek, benim rakibim diyebileceğim dernek, benim kadar çalışmalıdır, benim kadar kentine faydalı işler çıkarmalıdır. Benim nazarımda şu an böyle bir rakip yok. Şu an Çukurova GİAD, en önde, en çok Adana’ya fayda koyan, katkı koyan dernek. Adana Güç Birliği Vakfı da çok güzel amaçlarla kurulmuş bir vakıf. Ben 2012’de Çukurova GİAD başkanı olduğumda bu vakfın üyesi olmadığımızı fark ettim. Oysa biz, en kötü anında Çukurova GİAD olarak bu yapıyı ateşleriz, en sallantılı anında denge unsuru oluruz. Üye olmak istediğimizde (Üye alımını durdurduk) dediler. Farklı toplantılarda vakfın üyeleriyle bir araya geldiğimizde de bunu ilettim, şaşırdılar, ilgileneceklerini ilettiler. Aradan yıllar geçti, hale davet gelmedi. Böyle mi olması lazım? “

 

BAŞKANLIK SEVDASI


“Adana’da çok tehlikeli bir durum var. Bir adam pek çok ST֒ye üye ise bilin ki o adamdan hayır gelmez. Pek çok insan var böyle Adana’da. Ben yapılana bakarım. Bir de Adana’da STÖ başkanı olanlar başkanlıktan vazgeçemiyorlar. Benim de Çukurova GİAD’da ikinci dönemim ama genel kurulda tüzüğümüze (Çukurova GİAD’da başkanlık 3 yıldır, tek ddir) maddesi ekledik. Bu böyle gelmiş,  böyle gitmez. Bundan sonra böyle gitmemelidir. Bakıyorsun insanlar mütemadiyen başkan. Bu koltuğu bırakmak o kadar zor mu? Bu yüzden Adana’da yeni insanlar, yeni yüzler, yeni enerjiler de ortaya çıkmıyor.  Birlik beraberlik için bir örnek daha vereyim. Çukurova GİAD olarak TÜGİK başkan yardımcısıyım. Arkadaşlara Türkiye’de etkin kurumlar içerisinde bulunmamız gerektiğini, farklı federasyon, konfederasyona da üye olmamız gerektiğini ilettim. İkinci bir federasyona, konfederasyona üye olmak üzere karar aldık. Genel kurulda bu kararı almadan önce ilgili federasyonun başkanlarına da söyledim. O kararı alalı 2 yıl geçti, defalarca konuştuk hala sonuç yok. Siyasi beklentilerim olduğunu söylüyorlar. Bizim daha büyük şeyleri hedeflememiz lazım. Vekil olmak için yapmıyorum. Sonucu siyasi teklif olabilir ama ben siyasi teklif gelsin diye yapmıyorum. Bu yaptıklarımız yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımla beraber, sadece ve sadece memleketimiz için.  Beni rahatsız eden şey, bu kadar iş yaptık, ne yazık ki bizimle beraber hareket edebilen, gerçek anlamda Adana’nın ihtiyacı olan birlik ve beraberliği veremeyen diğer kurumlar. Bu kenti bir yere götürmek istiyorsak biz el birliği ile götürmeliyiz. Birbirimizi beğenmeyerek, birlikte bir şeyler yapmayarak bir yere gidemeyiz. Ben 37 yaşındayım, 20 yıl önce yapılan hataların bugün ceremesini çeken Adanalı biriyim. O hataları çeken insanım. Yapılmayanların özlemini duyan bir insanım. Ağabeylik vasfında kimi öne çıkardık, kimin sonuna kadar arkasında durduk? Sabancı’yı kaçırdık, Fatih Terim’i neredeyse küstürüyoruz. Adana’nın paça çekim kuvveti var, iyinin hemen paçasından çekiyorlar. Adana’nın büyümesinden kim rahatsız olsun ki. Herkes büyüsün ister. (Biz aynı konumumuzu koruyalım. Etliye sütlüye karışmayalım, sesimizi çıkarmayalım, rahatsız olmayalım ama Adana büyüsün demek) olmaz. Biz böyle rahat insanlardan rahatsız oluyoruz.”

 

KİMSE ÇUKUROVA GİAD’I RAKİP GÖRMESİN

“Biz Çukurova GİAD olarak içine girdiğimiz kurumu bulunduğu durumda bırakmayız. Atalet varsa ataleti kırarız, istememezlik varsa istek yaratırız. Adana için yapılan bir şey yoksa yapmaya çalışır o kurumu işletmeye çalışırız. Girdiğimiz yeri domine ederiz. İyi şeyler yapan, çalışan insandan kimseye zarar gelmez. Kimse bizi rakibi olarak, tehlike olarak görmesin. Ben üye olduğum derneğin etkinliği yoksa orada durmamam lazım. Başkanını, yönetimi gıdıklamam lazım. Bir şey yapılmıyorsa oradan hayır gelmiyorsa oradan ayrılmam lazım. Laf olsun torba dolsun diye üyelik olmaz. Herkes bulunduğu kurumu iğnelesin, orada olmaması gerektiğine kanaat getiriyorsa o dernekten ayrılsınlar. Doğru işleri yapan derneklere gitsinler, doğrunun, iyi iş yapanın yanında olsunlar ya o kurumları çalıştırsınlar, çalıştıramıyorlarsa da o kurumda durmasınlar.”