Şehir hastalığı deyip geçmeyin

Reflü, son yıllarda sıklıkla görülmeye başlayan ve daha çok ‘şehir hastalığı’ olarak bilenen rahatsızlıklar arasında yer alıyor.

Şehir hastalığı olarak adlandırılmasının sebebi, tetikleyici nedenlerinin başında stres faktörünün gelmesi. Reflünün en sık gözlenen tipi, midede salgılanan asidin yemek borusuna kaçması şeklinde kendini gösteriyor. Stres anlarında midede asit salınımı artıyor ve bu da reflü oluşumunda etkin bir rol oynuyor. Reflü teşhisi konabilmesi için şikayetlerin periyodik olarak devam etmesi gerektiğini belirten Acıbadem Adana Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Türker Egesel, tanı ve tedavi ihmal edildiğinde reflünün çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabildiğinin altını çiziyor ve ekliyor; “Reflü tedavi edilmezse ülserden kansere bir çok hastalığı neden olabiliyor.”

Mide içeriğinin yemek borusuna doğru kaçmasına “gastroözofageal reflü” deniliyor, halk arasındaysa sadece “reflü” olarak biliniyor. Midedeki asitli içeriğin, safranın ya da sadece gazın geri kaçması şeklinde kendini gösterebiliyor. En sık rastlanan tipi mide asitli içeriğin geri kaçması şeklinde kendini gösteriyor. Aslında bu kaçış gün içerisinde birçok kez meydana geliyor ancak birkaç ayda bir gerçekleşiyorsa ve kronik halde değilse normal olarak kabul ediliyor ve belirli bir şikayete sebep olmuyor. Ancak kaçışla doğru orantılı olarak kişide; göğüs arkasında yanma hissi, ağza acı su gelmesi, geğirme, yutkunmada zorlanma, yutarken ağrı duyma gibi şikayetler gözleniyorsa reflü hastalığından söz edilebiliyor.

Reflü nasıl meydana geliyor?

Reflü oluşumunu engelleyen en önemli mekanizma, mide ile yemek borusu arasında özelleşmiş bir kas dokusu olan ve halk arasında “mide kapakçığı” olarak bilinen “sfinkter” isimli yapı. Normalde bu kapakçık kasılı durumda oluyor. Süreç oldukça basit; gıdalar ağızda çiğneniyor, yutma eylemi gerçekleşiyor, yemek borusunda ilerleyici bir kasılma meydana geliyor, sfinkter gevşiyor ve gıdanın mideye inmesine imkan veriyor, gıda mideye ulaştığında sfinkter geri kaçmamaları için yeniden kapanıyor. Bu mekanizmada herhangi bir bozulma söz konusu olduğunda da reflü ortaya çıkıyor. Stres anlarında reflü şikayetlerinin artmasının nedeni ise, midenin stres sırasında daha fazla asit salgılaması ve yukarı çıkan asit miktarındaki artış.

Mide fıtığı da reflü nedeni olabiliyor

Diyafram, karın boşluğu ile göğüs boşluğunu birbirinden ayıran bir kas. Mide, karın boşluğunda yer alırken yemek borusu göğüs boşluğunda yer alıyor. Eğer midenin bir kısmı diyaframın yukarısına yani göğüs boşluğuna doğru yer değiştirirse bu duruma mide fıtığı deniliyor. Mide fıtığı olması durumunda reflü de kaçınılmaz oluyor çünkü karın iç basıncı artıyor ve bu basıncı arttıran her türlü olay reflüyü kolaylaştırır nitelikte. Mide fıtığının yanında, hamilelik ve aşırı kilo alma gibi etkenler de yine mide basıncını arttırması sebebiyle reflüye neden olabilen durumlar. Bununla beraber mide çıkışında oluşabilecek darlık, ülser ya da kanser gibi tıkanıklık nedenleri de gıdaların rahatça bağırsaklara geçmesini engelleyebiliyor ve yukarı doğru baskının artmasıyla reflü meydana gelebiliyor.

Reflü sinyali veren 13 belirti

· Yemek borusuna ait şikâyetler:
Göğse doğru yanma hissi

Ağza acı su gelmesi
Yediklerimizin ağzımıza gelmesi
Yutma zorluğu
Ağrılı yutma

Geğirme

· Yemek borusu dışı şikâyetler:

Göğüs ağrısı (kalp dışı göğüs ağrılarının en sık sebebi)

Öksürük

Astım benzeri şikayetler

Kronik bronşit şikayetleri

Kronik larenjit-farenjit şikayetleri (ses kısıklığı, boğaz ağrısı, boğazda gıcıklanma)

Ağız kokusu

Diş çürümesi

Reflüde yeni tanı yöntemleri neler?

Reflü tanısı, şikayetlerin analizi ve fizik muayene ile hızlıca konulabiliyor. Bununla birlikte en doğru teşhis için tercih edilen yol endoskopi. Endoskopi ile hem anatomik bir bozukluk olup olmadığı görülebiliyor hem de geri kaçış nedeniyle yemek borusunda tahribat oluşup oluşmadığı belirlenebiliyor. Günümüzde endoskopi hastaya hissettirilmeden, hızlı bir şekilde ve yüksek doğruluk yüzdesiyle yapılabiliyor. Bununla birlikte radyolojik olarak kontrastlı film çekimi, özofageal PH ölçümü, özofageal impedans ve manometrik çalışmalarla da reflü tanısı konulabiliyor.

Gereksiz cerrahi müdahale şikayetleri arttırabiliyor

Reflü hastalığına karşı uygulanan 4 tedavi söz konusu:

İlaç tedavisi: Bunların başında doktor kontrolünde başlanan ilaç tedavisi geliyor. Asit oluşumu ve salgılanmasını engelleyen ilaçlar oldukça faydalı kabul ediliyor. Bu temel tedaviye asidi etkisiz hale getirici, midenin boşalmasını hızlandırıcı, mide ve yemek borusunu koruyucu ilaçlarda da eklenebiliyor.

Endoskopik tedavi: Son yıllarda reflüde endoskopik tedavi de sıkça gündeme gelmekte. Endoskopi ile uygulanan birçok yöntem olsa da, bu yöntemlerin güvenirlikleri henüz tıbbi olarak kanıtlanmadığından sıkça tercih edilmiyor.

Diyet ve reflü önerileri: Reflü hastalarının uygulaması gereken bir diğer tedavi yöntemi ise mide asidini kontrol altına almalarına yardımcı diyet ve reflü önerileri. Bu öneriler doktor tarafından belirleniyor ve yaşam biçimini buna göre şekillendirmek gerekiyor.

Cerrahi tedavi: Son tercih olarak seçilmesi gereken cerrahi yöntemler ise her reflü hastası için uygun olan bir tedavi yöntemi değil. Uygun hastalarda başarı şansı yüzde 90 olan cerrahi tedaviye karar vermeden önce hastanın gastroenterolog ve genel cerrah tarafından kontrol edilmesi gerekiyor. Fayda görmeyecek hastalara cerrahi müdahale yapıldığında hasta bundan yarar görmediği gibi hastanın bazı şikayetlerinde artış da gözlenebiliyor. Uzun süre ilaç kullanmak istemeyen ve diyet önerilerini uygulayamayan genç hastalarda ve mide fıtığı gibi anatomik bir bozukluğu olanlarda, özellikle son yıllarda gelişen laparoskopik cerrahi yöntemi değerlendirilebiliyor.

Reflüye karşı bunlara dikkat

· Narenciye ürünleri gibi asitli meyvelerden uzak durun

· Çay, kahve, kola, çikolata gibi kafeinli gıdaları tüketmemeye özen gösterin

· Kilo almamaya ve normal kilonuzda kalmaya dikkat edin

· Yağlı yiyecekler, soğan, sarımsak, baharat, kızartmalar, domates gibi mide asidinin salınımını arttıracak gıdaları tüketmemeye çalışın

· Sigara ve alkol kollanmayın. Alkol kullanacaksanız sosyal içicilik sınırlarının dışına çıkmayın

· Yemekleri yavaş yavaş yiyin

· Yemek yedikten sonra bir süre uzanmayın

· Gece yatmadan önce 3-4 saat herhangi bir şey yiyip içmeyin

· Sık ve dar kıyafetler giymekten kaçının

· Yastığınızı yüksek kullanın

Tedavi edilmediğinde hangi hastalıkları tetikleyebiliyor?

Tedavi uygulanmadığında ya da başarılı bir tedavi gerçekleşmediğinde reflü komplikasyona neden olabiliyor. Çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bu komplikasyonlara karşı düzenli takip ve tedavi gerekiyor. Tedavi edilmeyen reflü hastalığı; yemek borusunda ülser gelişmesine ve burada kanama gerçekleşmesine, sürekli asit tahrişine bağlı darlık ve yemek borusunda “barret” adı verilen hücre bozulmasına neden olabiliyor. Bu hücre bozulmaları yemek borusu kanseri açısından ciddi bir tetikleyici. Bu yüzden reflü hastalarının mutlaka doktor kontrolünde tedavi edilmesi ve takiplerinin düzenli bir şekilde yapılması gerekiyor.