Şehir Hastaneleri'ne farklı bir bakış, farklı bir yorum

Sağlık Bakanlığına göre beş yıldızlı otel konforunda inşa edilen, gereksinimler açısından eksiksiz, hizmetler konusunda mükemmel olacak olan Şehir Hastaneleri yüzyılın en iyi hizmeti olarak tanımlanıyor. Şu an için Mersin, Isparta, Yozgat Şehir Hastaneleri'nin açılışı yapılmış, çalışır vaziyette olmakla birlikte yılsonuna kadar 4-5 tanesinin daha açılışı planlanan ve aralarında Adana'nın da bulunduğu Şehir Hastaneleri'nin 29'u da inşaat halinde.

Sağlık Bakanlığına göre beş yıldızlı otel konforunda inşa edilen, gereksinimler açısından eksiksiz, hizmetler konusunda mükemmel olacak olan Şehir Hastaneleri yüzyılın en iyi hizmeti olarak tanımlanıyor. Şu an için Mersin, Isparta, Yozgat Şehir Hastaneleri’nin açılışı yapılmış, çalışır vaziyette olmakla birlikte yılsonuna kadar 4-5 tanesinin daha açılışı planlanan ve aralarında Adana’nın da bulunduğu Şehir Hastaneleri’nin 29’u da inşaat halinde.

Peki, gerçekten öyle mi? Şehir Hastaneleri istenen, özlenen sağlık hizmetlerini sunabilecek mi? Hekimlerin, sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarına, beklentilerine cevap verebilecek mi? Sağlık bakanlığının iddia ettiği gibi şehrin ekonomisine önemli bir katkı sağlayabilecek mi?

Konunun birinci dereceden tarafları arasında yer alan SES ( Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) Adana Şube Başkanı Sayın Muzaffer Yüksel ile konuyu görüşelim bir de ondan dinleyelim dedik. Yüksel ile yaptığımız röportajı aynen yayınlıyoruz:

 

Metin Kala: Sayın Muzaffer Yüksel sizce Şehir Hastaneleri nedir?

Muzaffer Yüksel: Şehir Hastaneleri sağlık hizmetlerinde yeni sorunların oluşacağı, sağlık hizmetlerinden faydalanan insanlara( hastalara) yeni ekonomik yüklerin getirileceği, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının iş yükünün arttırılarak, iş güvencesinin azaltılacağı bir uygulamadır. Kısaca Şehir Hastaneleri sağlığın özelleştirilerek piyasaya açılması, sağlığın ipotek altına alınmasından başka bir şey değildir.

Metin Kala: Şehir Hastaneleri’nin dünyada uygulanan örnekleri var mı?

Muzaffer Yüksel: Şehir Hastaneleri ABD ve İngiltere’ de uygulama alanı bulmuş ancak bugün yaşanan sıkıntılardan dolayı vazgeçilme aşamasına gelinmiştir.

Metin Kala: Şehir Hastaneleri Projesi şu an hangi aşamada, uygulamaya başlanan bölgeler var mı?

Muzaffer Yüksel: Şu an üç Şehir Hastanesi’nin açılışı yapıldı, çalışır durumdadır. Bunlar Mersin, Isparta, Yozgat Şehir Hastaneleri’dir. Yılsonuna kadar 4-5 tanesinin daha açılışı planlanmakta, 29 tanesi de inşaat halindedir.

Metin Kala: Peki, açılışı yapılarak faaliyete geçen Mersin, Isparta, Yozgat Şehir Hastaneleri’nde dikkat çektiğiniz konularda sorunlar yaşanıyor mu?

Muzaffer Yüksel: Elbette ki yaşanıyor; ancak size tavsiyem konuyu açılışı yapılarak, faaliyete geçen hastanelerdeki taraflar ile görüşmenizdir.

Metin Kala: İlerleyen günlerde olabilir tabii ki.

Metin Kala: Şehir Hastaneleri’nin sağlık çalışanları üzerinde yarattığı olumsuz etkiler nelerdir, kısaca anlatabilir misiniz?

Muzaffer Yüksel: Şehir Hastaneleri’nin sağlık çalışanları üzerinde yarattığı olumsuz etkileri saymakla bitmez; ancak en önemlilerini anlatayım. Örneğin radyoloji teknisyenleri, laboratuvar teknisyenleri, görüntüleme hizmetleri, laboratuvar gibi birimlerde görev yapan arkadaşlardır. Bu arkadaşlarımız  “ meslekleri, dolayısıyla sorumluluk” alanları dışında çalıştırılmaya başlanmıştır. Nedeni de bu hizmetlerin Şehir Hastaneleri’nin yapımını üstlenen firmalar tarafından hizmet alım yoluyla karşılanmaya başlamış olmasıdır. Hizmet alımları yaygınlaştıkça sıranın diğer meslek gruplarına geleceği de aşikârdır.

Konunun birde ekonomik boyutu vardır. Sağlık emekçilerinin gelirinin büyük bölümü “Döner Sermaye Ek Ödemesidir” Şehir Hastaneleri’nin yapımını üstlenen firmaya olan ödemeler ( sözleşme gereği) öncelik taşıdığı için ne yazık ki çalışanlara “ ek ödeme kalmıyor” . Bunun sonucu olarak da düşük ücret almak zorunda kalıyorlar. Yardımcı hizmetler, yardımcı sağlık hizmetleri” hizmet alımı “yoluyla yapıldığı için ilerleyen günlerde bu arkadaşlarımızın bir kısmı ya güvencesiz sözleşmeli olacak ya da işini kaybedecek. Yani sağlık çalışanları açısından durum oldukça vahim…

Metin Kala: Sağlık çalışanlarının önemli sorunları olduğu, sorunların daha da artacağı açık, bu konuyla ilgili ilerleyen günlerde yeniden ve ayrıntılı şekilde görüşelim.

Peki, sağlık hizmeti alanlar; yani hastalar için durum ne? Ne tür sorunlarla karşı karşıyalar?

Muzaffer Yüksel: Onların durumu da çok farklı değil, hasta ve hasta yakınlarını da önemli sorunlar bekliyor. Örneğin Şehir Hastaneleri’nin çoğu şehir dışında olduğu için karşılarına ulaşım sorunu çıkacak. Her an, her zaman toplu taşıma araçları bulmaları mümkün olamayacağı gibi bulsalar da çoğu zaman çift dolmuş, minibüs, otobüs vs parası ödemek zorunda kalacaklar. Kendi araçları olanlar yüksek otopark ücreti ödemek zorunda kalacağı gibi her an gidiş dönüş yapamayacağı için bu kez de konaklama ve yemek masrafları ile karşı karşıya kalacaklar. İlerleyen zamanlarda hasta yoğunluğundan dolayı randevu almak zorlaşacak. Hastaneler çok büyük alanlara kurulacağı için Poliklinikler arası gidiş gelişler zorlaşacak, en önemlisi katkı katılım payları artacak. Kısaca her adımda zorluklarla, her adımda masraflarla karşılaşacaklar.

Metin Kala: Peki, bu kadar büyük alanda ve şehir dışında kurulan, kurulacak olan Şehir Hastaneleri’nin doğal çevresi nasıl etkilenecek?

Muzaffer Yüksel: Yetersiz anayol, tali yol bağlantılarının neden olacağı olumsuz trafik akışı hastaneye zamanında ulaşımı güçleştirecektir. Şehir Hastaneleri’nin faaliyete geçmesiyle birlikte birçok hastane buraya taşınacağı için adeta küçük bir göç olayı yaşanacak, düzensiz yapılaşma hızla artacaktır. Kapatılan hastanelerin mülkiyetleri Şehir Hastaneleri’nin yapımını üstlenen firmaya devredileceği için o bölgeler rant çevrelerine teslim edilmiş olacak; kapatılan hastanelerin çevresindeki esnaflar da büyük mağduriyetler yaşayacaktır.

Metin Kala: Projenin devlete getireceği yük nedir? Ülkenin böyle bir projeye ihtiyacı var mı?

Muzaffer Yüksel: Şehir Hastaneleri’nin devlete getireceği yükü bugünden hesaplamak ne yazık ki mümkün değil. Bugün bilinen 27 Şehir Hastanesi’ne yapım aşamasında şirketler tarafından ödenecek olan rakam 9 milyar dolar, devlet tarafından ödenecek olan rakam ise 27 milyar dolardır.

2015 yılı hesapları ile inşaatı devam eden 14 Şehir Hastanesi’ne yıllık ortalama 2,5 milyar lira kiradan 25 yılda yaklaşık 63 milyar lira kira ödenecektir. Birde bu hastaneler de yüklenici şirketlere % 70 yatak doluluk garantisi veriliyor ayrıca şirketlerin aldığı dış kredilerin devlet garantisinde olduğu da unutulmamalıdır.

Hastaneler 25 yıl gerektiği gibi çalışabilecek mi bilmiyoruz; o yüzden bugünden devlete getireceği yükü tahmin edebilmek asla mümkün değil. (Günümüzdeki KİT ve SSK açıkları deyiminin yerini gelecekte” Şehir Hastaneleri açıkları “ alacak gibi görülüyor. )

Ülkenin böyle bir projeye; yani Şehir Hastaneleri’ne ihtiyacı var mıydı sorusuna gelince; bana göre yoktu. Ülkemiz için öncelikli olan koruyucu hekimliktir. Bunun için de birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gerekmektedir.

Metin Kala: Bu proje için ayrılan bütçe ile sağlık sektöründe ne tür hizmetler yapılabilirdi?

Muzaffer Yüksel: Öncelikle şunu belirtmeliyim ki AKP hükümeti sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi için 2004’de İMF ve DB’den 3,4 milyar dolar kredi aldı.

Şehir Hastaneleri için ayrılan toplam bütçeye gelince; bu proje ile birinci basamak sağlık hizmetleri geliştirilir, koruyucu hekimlikle bulaşıcı hastalıkların önüne geçilir, 81 ilimizin her birine, ihtiyaç duyulan bir yere 1200 yatak kapasiteli aynı donanımlara sahip hastaneler yapılabilirdi. 81 ile yapılan her hastane de 2-3 yıl da kendi maliyetini karşılar, sağlık bakanlığının 25 yıl kira ödemesi gerekmezdi. Ayrıca sağlık bakanlığı temizlik, yemek, otomasyon görüntüleme ve laboratuvar hizmetlerini kendisi karşılar, elde edilen gelirlerle yeni yatırımlar yapılabilirdi. Somali örneğinde olduğu gibi laboratuvarlar ve görüntüleme merkezleri hastanelerin yapımını yüklenen firmalara değil devlete bırakılabilirdi.  

Metin Kala: Farklı yaklaşımlarınız, ilginç yorumlarınız için teşekkür ediyoruz; Sayın Muzaffer Yüksel, konuyu yakından takip edeceğiz.                                                                             

Muzaffer Yüksel: Sendikam ve şahsım adına ben teşekkür ederim.

Metin Kala: Şehir Hastaneleri sağlık bakanlığının açıkladığı gibi; birinci sınıf sağlık hizmetlerinin sunulacağı, hekimlere ve sağlık çalışanlarına iş güvencesi ile kaliteli hizmet sunma imkânı yaratan, bulunduğu şehrin ekonomisine canlılık getirecek olan yüzyılın hizmeti mi yoksa SES Adana Şube Başkanı Sayın Muzaffer Yüksel’in iddia ettiği gibi devletin sırtında yük, milletin cebinde maliyet, hekimler ve sağlık çalışanları için artan iş yükü ile güvencesiz çalışma, şehirde yaratılacak olan keşmekeş mi? Yaşayacak göreceğiz; umarız sağlık bakanlığı haklı çıkar…