ÖLECEKLERİNİ BİLİRLER, YİNEDE ÜRETİRLER
Jeolojik olarak milyonlarca yılda oluşan, oluşurken hiçbir kişinin, kurumun, sınıfın katkısının bulunmadığı, emek harcamadığı madenlerimizin bu özelliğiyle de tüm insanlığın ortak değeri olduğu, sağlayacağı faydanın da toplumsal olması gerektiği bilinir'' ifadelerini kullanan Tatar, şöyle devam etti:
''Madenlerin ülkeye yansıttığı zenginliğin çok uzağında kalır maden emekçileri. Zonguldak`ta grizudan yaşamlarını yitirmek onların kaderleri, Elbistanda açık ocakta altında kaldıkları milyonlarca ton toprak onların mezarları olur. Açlığa yoksulluğa mahkum edilirler, sigortasız, sendikasız çalıştırılırlar. İlkel koşullarda alın terlerini akıtmaya devam ederler. Genç yaşta öleceğini bilir yine üretirler diye konuşan Dr. Mehmet Tatar, Ülkemizde madencilikte de uygulanan özelleştirmeler nedeniyle, ülkemizin kalkınmasında başta rol oynayan kamu kuruluşlarının büyük kısmı bu gün kalmamış; Etibank, Sümerbank, KBİ, Çinkur, Demir Çelik İşletmeleri, vb kurumlar yok edilmiştir. TKİnin elindeki linyitlerimizin devri yasalaşırken, kamunun elinde kalan son kale "gözümüzün nuru" borlarımızın özel sektöre devrini öngören yasa da TBMMde hazır beklemektedir. Yenilenemez doğal kaynağımız olan madenlerimizin, çevresel değerlerimizi de gözeterek en verimli biçimde işlenerek, yüksek katma değer yaratacak şekilde son ürünlere dönüştürülmesinin sağlanması ve ülkenin gelişmesinde, toplumsal refahın yükseltilmesinde madenciliğin katkılarının arttırılması yaklaşımımızı savunmaya yer altı kaynaklarımızın gerçek sahibinin halkımız olduğunun bilinciyle devam edecektir. Bu temenni ile yaşamlarını yitiren maden emekçilerini saygıyla anarken, tüm maden emekçilerinin 4 Aralık Dünya Madenciler Gününü kutluyoruz