Son yıllarda kimliklerini kanıtlama çabası içine girmiş bazı Avrupa kentlerinde kentsel arkeoloji çalışmalarının hız kazandığını belirterek sunumuna başlayan Dr. Şahin Urban Archaeology olarak adlandırılan bu kavramın, bir kentin kökeni ve daha eski dönemlerini aydınlatmasına yönelik bilimsel bir çalışma olduğunu söyledi. Dr. Şahin, bunun da Kentin Arkeolojisi olarak yorumlandığını bildirdi.
Adananın tarih ve arkeolojisini ortaya koymanın bu anlamda büyük önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Şahin, Adana kent merkezinde yer alan Tepebağ Höyüğü bu tür araştırmalar için ideal bir başlangıçtır. Doğudan Seyhan Nehri ile sınırlı olan höyük 360x620 metre ölçülerinde olup, aşağı şehir ile birlikte 20 hektarlık bir alana yayılmıştır. Yaklaşık 15 metrelik yükseltiye sahip olan Tepebağ, bölgedeki en büyük höyüklerden biridir. dedi.
Kazılara 2013 Yılında Başlandı.
Çok büyük zorluklar aşıldıktan sonra, Tepebağ Höyükteki ilk kazılara kendisinin bilimsel danışmanlığında 2013 yılında başlanabildiğini belirten Dr. Fatma Şahin, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni ile başlatılan kazıların, Adana Arkeoloji Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Adana Büyükşehir Belediyesinin maddi katkıları ile sürdürüldüğünü söyledi.
Tepebağda ilk olarak, höyüğün en üst tepe kısmında kamulaştırma çalışmaları yapılarak burada yer alan niteliksiz yapıların kaldırıldığını hatırlatan Dr. Şahin, kazı yapabilecek boş alanın oluşturulmasından sonra bu alanda, höyük üzerinde yer alan ve çoğunluğu 18. yüzyıla ait olan tarihi yapıların koruma altına alındığını söyledi.
Dr. Şahin açıklamasına şöyle devam etti;
Höyükte şimdiye kadar yapılan çalışmalarda yüzeyden yaklaşık 5 metre derinliğe kadar inilmiş ve bu çalışmalarda 6 kültür tabakası saptanmıştır. Buna göre inilen derinlikte, günümüzden yaklaşık 3500 yıl öncesine yani Geç Tunç Çağına kadar kesintisiz iskanın olduğu anlaşılıyor.
Buluntular Seyhan Nehrinin Deniz Aşırı Ticarette Önemli Rol Oynadığına İşaret Ediyor.
Gerek Osmanlı, Ortaçağ, Bizans, Roma, Hellenistik, Demir Çağ ve Geç Tunç Çağlarına ait tabakalarda her dönemin sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik yaşamına ışık tutan mimarinin yanı sıra; pipolar, ağırlıklar, kandiller, sikkeler, amphoralar, unguentarium, figürinler ve çeşitli çanak çömlek parçaları ele geçirildi. Kazılarda ortaya çıkarılan kültür tabakalarındaki buluntular uzak bölgeler ile yoğun ticari ilişkilerin kurulduğunu gösteriyor. Bu durum yerleşimin hemen doğusundan akan Seyhan Nehrinin önceki dönemlerde deniz aşırı ticarette önemli bir rol oynadığına işaret ediyor.
Tarihte Adana İsmine İlk Kez Boğazköy Metinlerinde Rastlanıldı.
Tarihte Adana ismine ilk kez M.Ö. 2 Bin ortalarına tarihlendirilen Boğazköy metinlerinde rastlanıldığını belirten Dr. Şahin Tepebağda sürdürülen kazılarda, Adana kentinin ilk yerleşim yerinin burası olduğu konusunda önemli kanıtlar sunulduğunu savundu. Dr. Şahin; Titizlikle sürdürülen kazıların devam etmesi halinde, bundan sonra kazılması planlanan 10 metre dolgudan elde edilecek bulguların Adana ve Çukurova Bölgesinin tarihinin yeniden yazılmasına katkıda bulunacağı aşikârdır. dedi.