Bugünkü yazımın başlığını ‘Zeydan Bey Erdoğan’ın izinde’ diyerek atmamın gerekçesini yazımın içeriğinde dile getireceğim. Ancak yazımın başlığını görerek peşin hükme kimsenin kapılmamasını da öncelikle rica ediyorum.
Böyle bir ifadeyi kullanırken gerekçelerimi de kendime göre yorumlayarak okuyucularımla paylaşacağım. Katılan olur, olmaz orası ayrı bir konudur.
Sayın Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın neden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın izinde olduğuna dair bugünkü yazıma dayanak olarak 2 önemli konuyu dile getirmek istiyorum.
İki örnek vereceğim ve Zeydan Beyin Erdoğan’ın izinde olup olmadığını da en nihayetinde sorarak yazımı noktalamak istiyorum.
Sayın Karalar, yaşanan asrın felaketi olarak da nitelendirilen deprem felaketinden sonra belediye hesaplarından bir duyuru yaptı. Bu duyuruda Ramazan ayında imkânı olmayan yurttaşlara Şefkat Köprüsü ağı ile yardımda bulunduklarını söyledi. Bu yardımları yaparken de Adanalılara çağrıda bulunup “Siz bağışta bulunun, biz bu bağışlarınızı yoksullara ulaştıralım” dedi.
Yani Adanalılara ‘Sizin yardımlarınızı biz kabul edelim. Bu yardımları da halka ulaştıralım’ demek istedi.
Sayın Cumhurbaşkanının ve Devlet yönetiminin Türk halkına çağrıda bulunup IBAN numarası da vererek halkın yardım etme çağrısında bulunduğunu göz önüne alırsak, Sayın Zeydan Karalar’ın Erdoğan’a benzemeye başladığını ve onun izinden gittiğini söylersem hata mı yapmış olurum?
Zeydan Bey bu arada IBAN numarası vermeyi unutmuş!
Belediye yardım yapacak ise halkın yardımına ihtiyaç duyar mı?
Bunca yıldır belediyeler yardımda bulunuyor Ramazan ayında. Koli dağıtıyor. İlk kez halktan yardım talep edildiğine tanık oldum.
Söz gelimi bir yurttaş bu çağrıya kulak verdi ve yardımda bulundu belediyeye. Adana Büyükşehir Belediyesi’nde bu yardımları kabul etti ve kolilerin üzerine Adana Büyükşehir Belediyesi’nin logolarını ve Şefkat Köprüsü’nün ibarelerini yazdırdı.
Yardımda bulunan vatandaşın adı bile anılmayacak. Yardımda bulunan bu kişi kendi etrafındaki yoksullara yardım dağıtma imkânı varken neden Zeydan Karalar’ın siyasetine alet olsun!
CHP’li diğer belediyelere bakıyorum. Seyhan ve Çukurova Belediyeleri de koli dağıtıyor. Hem de Büyükşehir Belediyesi’nden daha fazla sayıda. Hiç böyle bir çağrıda bulunmuyor!
Gelelim Sayın Zeydan Beyin Sayın Erdoğan’a benzediği ikinci konuya.
Zeydan Bey, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Cumhurbaşkanlığı Yönetim Şeklini (Türk Modeli) sürekli eleştiriyor. Parti politikası gereği aslında bu eleştirisi.Eleştirisinde ‘TEK ADAM’ sözcüğünü ve sonucunda ortaya çıkan görüntüleri anlatmaya çalışıp ‘YANLIŞ’ diyerek de tepki gösteriyor.
Lakin bakıyorum, Sayın Karalar’da Adana’da gerek belediyede gerekse de CHP’de ‘TEK ADAM’ gibi davranıyor.
Belediyede kendisinden habersiz bir tek iş ve işlemin yapılmasına izin vermiyor. Yetkiyi kendinde toplamış, kimseye de hareket kabiliyeti vermiyor. Bir A4 boyutundaki yazı dahi yazılsa ‘Haberim olacak’ yaklaşımı ile belediye başkanlığını sürdürüyor.
Partinin il başkanlığı ile ilçe başkanlıklarında her konuda ağırlığını koyarak ‘Her konuda kararı verecek olan kişi ben olmalıyım’ yaklaşımında bulunuyor.
Beni bir tek ben söylemiyorum. Partinin içindeki yöneticilerinden tutun da her Adanalı bu konuda benim gibi hem fikirler.
Aslında bu görüntü çok doğru bir yöntem değil. Yani eleştirdiğiniz konularda siz de aynı tavır sergileyerek kendinizle çelişiyorsunuz.
Yaklaşımım bu benim…
Bu yazıma ilk itirazın Sayın Karalar’dan ve ona yakın duruş sergileyenlerden geleceğini de biliyorum. Ancak yanıldıkları bir konu var ki o da “Sizi siz değil, dışarıdan sizi gözlemleyenler daha iyi tahlil eder”…
Biraz soluklanarak yazımıza nokta koyalım. Dost acı söyler misali Sayın Karalar’ın bazı konularda uyarılara kulak vermesinde yarar gördüğümü belirterek yazıma nokta koymak istiyorum.