Medeniyet dersi veren ancak medeniyeti kendi idealleri için alet eden Avrupa bugün kendi oyunları ile kendilerini vurmaya başladı.
ABDnin 11 Eylül bahanesi ile dünyaya getirmeye çalıştığı kendi adaletlerinin ardından Fransada meydana gelen terör saldırısı dünyada geniş yankı buldu.
Kendi çıkarları adına dünyanın her yerinde adaleti tesis edeceklerini bahane göstererek insanlara zulüm eden ABD ve Avrupa, şimdileri kendi açtıkları çukura kendileri düşmeye başladı.
Huzur ve güvenliği akılları başlarına geldiklerinde hissedenler, uykuları kaçtıklarında akılları başlarına geliyorlar. Uykuları kaçtığında ancak eyvah deme cesaretini buluyorlar.
Başka ülkelerde terör yaşanır iken suskun kalanlar, hatta teröre destek verenler yani Avrupanın lortları bugün başka ülkelere kendilerinin mülteci olarak gideceklerine dair endişeler yaşamaya başladılar.
Hatırlayın lütfen, Silvana canlı kalkan olmak için giden Figen Yüksekdağ, acil olarak Fransaya gitmişti. Fransa'da polisin zulmüne karşı canlı kalkan olacağını söylemişti. Twiter, Paris Saldırısı ile ilgili yayın yasağı koymuştu!
Ankaradaki insanlık katliamını güvenlik zafiyeti olarak değerlendirenlerin Paristeki patlamaya nasıl bir zafiyet kılıfı bulacaklarının da sorusunu sormak gerekiyor.
Paristeki Katliamın sorumlusunu Türkiye olarak değerlendirecek aklı evveller çıkar ise hiç şaşırmam.
Ülkemize yönelik özellikle Avrupadan gelen böl, parçala, yut taktiğine ait tüm taktikleri inanın bu ülkenin insanları yutmuyor.
Terör, kime yapılır ise yapılsın, nereden gelirse gelsin kınamak lazım. Masum insanları katletmek, Allahın verdiği canı sadece Allahın alacağını bilen insanlar için terörü kınamak bir insanlık borcudur.
Hal böyle iken, terörü yıllarca yaşayan Türk insanının bugün neler çektiğini Avrupanın bir kez daha görmesi ve anlaması gerekir.
Bu vesile ile terörü bir kez daha lanetliyoruz.
Avrupanın da kendi oyunlarına kendilerinin bugün düştüklerini de görmekten inanın bir insan olarak üzülüyor ve teröre kurban giden insanlara Allahtan rahmet diliyorum.