Çukurova Üniversitesi'nin 2012 yılı hesaplarını inceleyerek 2013 yılının Mayıs ayında ortaya koyan Sayıştay'ın kaleme aldığı raporun ana başlıklarını dün buradan dile getirdim. Bugün sizlere raporun ayrıntılarını vererek konuyu açmak istiyorum.
Bakalım Sayıştay denetçileri neler söylemiş raporlarında...
Türkiye İlaç vce Tıbbi Cihazlar Ulusal Bilgi Bankasında yayınlanan tıbbi malzeme bedelleri, gerçek piyasa fiyatlarını yansıtması açısından yaklaşık maliyetin tespitinde önem arz etmektedir diye başlayan Sayıştay, bu nedenle doğrudan teminli zorunlu bir unsuru olan piyasa fiyat araştırmalarının gerçeği yansıtması için TİTUBB'nin fiyatlarının yaklaşık maliyet hesabında dikkate alınması gerekir demiş. Üniversite ne yazık ki bu fiyatlara itibar etmemiş! Sayıştay neden alınmadığını da gerekçeler ortaya koyarak sormuş.
Denetçileri Ahmet Berk, Mücahit Karabel ve Duygu Baykal, üniversitenin açtığı ihaleleri de irdelemiş. İhale Teknik Şartnamesinde eksik personel çalıştırılamayacağına ilişkin hükümlere yer verilmesi ve bunun da cezai müeyyidelere bağlanması halinde, eksik personel yerine yüklenici firmanın eleman temin etmesi, aksi takdirde cezai yaptırımlara ilişkin tespitlerde bulunmuşlar. 22.8.2011 tarihinde yapılan üniversitenin temizlik hizmet alımı ihalesi masaya yatırılmış ve 5.11.2012 tarihinde Kamu İhale Kurumu bu ihale ile ilgili düzeltici işlem kararı almış. İhale iptali söz konusu olunca 2012 yılı boyunca temizlik işlenin pazarlıkla gördürülmesi söz konusu olmuş üniversitede. KİK'in 5.maddesi uyarınca pazarlık usulü ile ihaleye çıkılabilmesi için 'Doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülmeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılması zorunludur' şartı söz konusu iken 31.01.2012 tarihinde ihalenin iptal edildiği düşünüldüğünde 2012 yılı boyunca açık ihaleye çıkılması için yeterli zamanın olduğu ve pazarlık usulünü gerektirecek ivedi bir durumun olmadığı anlaşılmıştır deniliyor.
Sahi, yeterli zamanınız var iken neden böyle bir yöntemi seçtiniz Sayın yönetim?
Bitmedi...
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 22/d bendine göre Büyükşehir Belediyesi sınırları dahilinde bulunan idarelerin on beş milyar (2012 yılı için 43.228,00TL) diğer ihalelerin beş milyar (2012 yılı için 14.403,00TL) aşmayan alımları, ilan yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temin usulü ile karşılanabilmektedir. Ç.Ü Diş Hekimliği Fakültesi bilgi otomasyonu hizmeti için alım işinde doğrudan temin limitinin üzerinde bir bedelle (yıllık 54.000,00 TL) hizmet alımı yoluna gidildiği tespit edilmiş.
Aynı nitelikteki malların adet bazında, kalemlere veya guruplara bölünmek suretiyle doğrudan teminle karşılanmasının altında yatan sebepleri de bu Adana halkı bilmek durumunda.
Üniversitenin Fuel-oil alımı 19.3.2012 tarihinde 19 ton, 21.3.2012 tarihinde 19 ton, 22.3.2012 tarihinde 19 ton, 23.3.2012 tarihinde ise 18.400 kg olmak üzere toplam 75.400 kg fuel-oil, 142.129 TL (KDV hariç) bedelle eşik değerlerin altında kalacak şekilde, kısımlara bölünerek ve ihaleye çıkmaksızın doğrudan teminle karşılanmış.
Gerekçesini biz değil üniversitenin yönetiminin açıklaması gerekiyor. Buna benzer aynı üniversitenin Göğüs Hastalıkları ve Kardiyoloji servisleri için çarpma bandı yapılması işinin 25.01.2012 tarihinde ve 31.01.2012 tarihinde toplam 73.000 TL bedelle eşik değerlerin altında kalacak şekilde kısımlara bölünerek ve ihaleye çıkılmaksızın doğrudan teminle karşılanmış.
Üniversiteye fuel-oil veren kişi ne kadar şanslıymış! Heyhat...
Sizleşmelerin şartnamesindeki gecikme cezalarının nasıl uygulanacağına dair maddeler olmasına karşın bu maddenin yerine getirilmemesi, 9 gün gecikmeli olarak Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı Malzemelerindeki gecikmenin koşulları neden yerine getirilmemiş? Bunu sormuş Sayıştay...
Diş Hekimliği Fakültesi Malzeme alımında 5 gün gecikmeli teslimler söz konusu. Sahi, üniversite yönetimi ve döner sermaye işletmesi kanunların emrettiği amir hükümlerin dışına çıkılarak kafalarına göre yönetilen bir yer mi?
Sıkı durun daha acı bir gerçeği tespit etmiş Sayıştay. Onu sizlerle paylaşıyorum.
30.11.2012 tarihinde bir firmadan 8698760790068 UBBB kodlu AMBİSOME 50 MG 1 Flakon için 150 TL birim fiyat ile 48 adet ilaç alımı yapılmış iken aynı tarihte bir başka firmadan aynı UBB kodlu Flakon ilaç 164,80 TL birim fiyat ile 30 adet alım yapılmış.
Burada kamu zararı var diyor Sayıştıy. Yetkililere soralım ve kamu zararına sebebiyet veren yöneticiler hakkında nasıl bir idari ve adli işlem başlatıldı diyerek bir soluklanalım ve kaldığımız yerden YARIN devam edelim. Bu rapor ve belgeler çok uzayacağa benziyor.
XxXxX
Usta çırak ilişkisi
Yerel siyasette kazanın altına odun atıldıkça siyaset ısınacak, siyaset ısındıkça da adayların birbirlerine olan söylemlerinin dozu da artacak.
Hatta bilgiler, belgeler ortaya çıkıp kasetler ortada gezecek...
Geçmiş yıllarda bütün bunlar yaşandı. İddialar ortaya atıldıkça oy verecek seçmende bugüne kadar kendilerinden gizlenen bazı gerçekleri öğrenmiş olacak.
MHP'nin Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Hüseyin Sözlü'yü bütün herkes tok sözlü olarak bilir. İfadeleri açık ve nettir, söyleyecek sözü de çekinmeden söyler olarak bilir. Lakin kazanın altına fazla odun atılmadığından olsa gerekir, son söylemi pek anlaşılamadı Hüseyin Sözlü'nün.
Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hüseyin Sözlü merkez Sarıçam ilçesine bağlı Kürkçüler mahallesinde vatandaşla bir araya geldi.
MHP Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü burada yaptığı konuşmada "yıllardır Adanalı hemşerilerimizi iktidar nimetlerinden faydalanma şeklinde aldatanlar yarın yine kapınıza gelecekler. İnanıyorum ki Adanalı hemşerilerimiz, bunlara dur diyecektir. Bunlara en güzel cevabı demokratik ortam içersinde oylarınızla sizler vereceksiniz" dedi.
"Adana'da belediyecilikten bahsedenler önce Ceyhan'a gelip yanımızda çıraklık yapsın" diyen Başkan Sözlü, "Bu kardeşiniz Ceyhan'da tüm imkânsızlık ve engellemelere rağmen 15 yıldır başarılı bir biçimde belediye başkanlığı yapıyor. Hiç bir mazeretin arkasına sığınmadan çalışarak, kaynak ürettik ve o kaynakları da ilçemize kullandık. Bugün Ceyhan'da gelinen nokta örnek bir belediyeciliktir. İnşallah sizlerin desteği ile 30 Mart'ta bir bütün şehir olan Adana'yı, hak ettiği noktaya taşımaya kararlıyız." dedi.
Hüseyin Sözlü'nün kastettiği 'Adana'da belediyecilikten bahsedenler' ifadesinde vurgu yaptığı kişi kim? Bu sorunun yanıtını en iyi bilen Hüseyin Sözlü'dür. Aytaç Durak olduğunu sanmıyorum. Çünkü onunla olan hukuku çok farklı Sözlü'nün. Belki Durak CHP'den aday olunca söyleyecek sözü o zaman olabilir ama şimdiden bu sözleri söylemez Hüseyin Bey Durak için.
Adana'da belediyecilik noktasında 'ortak akıl' diyerek yola çıkan ve ekibi olarak bugün sahip çıktığı geçmişin eskiyen ülkücüleriyle takviye ettiği isimlerle övünen tek isim var ortada o da Zihni Aldırmaz.
Sanırım kastı Zihni Bey Hüseyin Sözlü'nün.
Yanılıp şaşırıp bir siyasi parti Zihni Aldırmaz'ı aday yapar ise bir belediyeden o zaman bakın siz usta ve çırak ilişkilerine.
Ne dosyalar açılacak biliyor musunuz? Ben tahmin edebiliyorum. Hüseyin Sözlü'nün arşivinin çok geniş olduğundan haberim var. Lafını da esirgemeyecek olan Sözlü'nün bu dosyaları açacağı günü inanın bizler de merak ediyoruz.
XxXxX
Bu da yeni bomba mı?
Seyhan CHP İlçe Başkanı Reşit Karakuş'un ilçesindeki belediye başkan adayının belirlenmesinde kayıtlı üyeye başvurulmasını istediği dün gün boyunca Adana'da konuşulan son iddiaydı.
CHP'nin Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin toplantısından böyle bir karar çıkar ise Seyhan'da kayıtlı üye belediye başkanı adayının kim olmasına karar verecek denildi. Reşit Karakuş'un bu istemde bulunmasının arkasında kayıtlı üyede kendisinin hâkimiyetinin daha fazla olduğu ve kayıtlı üyenin oy kullanacağı bir tespitten kardeşi Kadir Karakuş'un isminin kesinlikle çıkacağı ifade ediliyor. Lakin bu konuşmayı yapanlar Kadir Karakuş'un böyle bir beklentisinin olmadığını ve listeden kesinlikle Karakuş'un çıkmayacağını sanırım bilmiyorlar. Ya da bildikleri halde konuşma ihtiyacı duyuyorlar.
Bütün bunlar konuşulanlar. Kadir Karakuş'un adaylık talebinin olup olmadığını dahi bilmiyorum. Şayet böyle bir talep var ise Reşit Karakuş'un kayıtlı üye ile seçim yapılmasındaki diretmesinin ayakları yere basabilir. Kaldı ki bir kısım CHP'liler ile görüştüğümde Kadir Karakuş'un ve Reşit Karakuş'un böylesine bir uğraşının olmadığı ve talebi olmayan bir kişi üzerinden de siyaset yapıldığını ifade ettiklerini duyuyorum.
Lakin kayıtlı üyeler ne kadar sağlıklı. Bu kez bu tartışma başlar bir yandan da.
Kayıtlı üyeleri sizler sağlıklı hale getiremediğiniz sürece tartışmanın da önüne geçemezsiniz.
CHP Seyhan'da 5 bin olan (Serdar Seyhan'ın il başkanlığında) üye sayısının 12 bine kadar çıktığı ifade ediliyor. Kısa zamanda 7 bin üye kaydı yapılmış ise bunun da alt yapısı elbette gerçekleştirilmiştir. Kaldı ki Kadir Karakuş'un ilçe başkanı Reşit Karakuş'un kardeşi olması onun belediye başkan aday adayı olmasına mani değil. Herkesin aday olma hakkı vardır. MYK nasıl bir karar verecek onu da bilmiyoruz ama nedense partinin içindeki muhalefet boş durmadan böyle iddiaları ortaya atıyor. Kamuoyu önünde CHP'nin tartışılmasını temin ediyor. Kararı görmeden de bir şey söylemek aslında doğru değil.
Şuan itibariyle yaklaşık 12 aday adayı var biliyoruz Seyhan CHP'de.
Eğer karar çıkar da Seyhan'da aday kayıtlı üye ile yapılacak olursa daha çok iddialar ortaya atılır. Paranın döndüğü iddiası ilk ortaya atılacak olan iddiadır. Onun için dikkat etmek gerekiyor. Biz de uyarmış olalım. Yerel seçim öncesinde böylesine önemli iddialarla partiye zarar vermek doğru olmaz.