Kozandan gazeteci meslektaşım Türkeş Mangadan bir bilgilendirme notu aldım. Bu notu okuyucularımla ve konunun yetkilisi olan Adana İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Selamet ile paylaşmak istiyorum.
Kozana bağlı Gaziköy Beldesi İlköğretim Okulunda yaşanan bir olayı sevgili Türkeş Manga kaleme alıp kendi internet sitesinde de konuyu haber yapmış.
Okul Müdürü Mustafa Özcanın uygulamalarından rahatsızlık duyan belde halkı olarak bu konuyu yetkililere ulaştırmak istemişler. Ben de bu vesile ile Adana İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Mehmet Ali Selamete konuyu aktarmış olayım. Sanırım gereğini yapar. Türkeş Manga aynı zamanda bu okulun okul aile birliği yönetiminde ortaya konulan yanlışlıklardan dolayı kendisi istifa eden bir gazeteci Bu konuyu da dikkate almakta yarar var.
Konu nedir? İsterseniz vakit kaybetmeden Türkeş Manganın bu yazısını sizlere aktarayım. Manga yazısında aynen şu konulara değinmiş.
İlçemiz Kozana bağlı Gaziköy Beldesi İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Özcanın bir skandala daha imza attığı ortaya çıktı.
Okul kantini ile çok yakından ilgilenen ve velilerin okul kantininin gizli ortağı gibi gördükleri okul müdürü Mustafa Özcan, kantin taksitlerini zamanında ödemeyen kantin işleticisinin sözleşmesini 27.05.2013 tarih ve 9 numaralı karar sıra no ile özel şartlar 6. maddeye istinaden fes etme kararı almış. 26.06.2013 tarihinde 11 karar sıra no ile 03.01.2013 03.01.2014 tarihli kantin sözleşmesi feshedilmiş ve yine ayni kararla ilçe milli eğitim müdürlüğü tarafından yeni bir ihale yaptırmadan fes edilen kişiye kantini bir yıllığına yeniden kiraya verdiği ortaya çıkmıştır. Resmi evraklarda da görülen bu kararlar Gaziköy İlköğretim Okulunda ciddiyetten yoksun olunduğunu ve musluk gibi aç kapa kararlar alınarak mesajlarla yöneticilik yapıldığını gözler önüne sermektedir.
Kantin ihale bedelinin her yıl belli bir enflasyon oranına göre arttırması gereken okul müdürü Mustafa Özcan, ücreti arttırması gerekirken tam tersini yaparak okulun gelir kaynaklarından birini zarar ettirmiştir. Okul taksitlerinden birinin yatırılmamasının özel şartların 6. maddesine istinaden fesih nedeni sayılacağı belirtilen tutanakta ve sözleşmede 3 taksitinin de zamanında ödenmemesine rağmen alınan kararda 2 taksit olarak belirtilerek kantin işletmecisinin yanında olduğunu da göstermiştir. Daha önce kantin işletmesi yüzünden okul aile birliği görevinden istifa eden KozanBilgi.Net Genel Yayın Yönetmeni Türkeş Manga uzun bir süredir kantinde dönen dolaplar için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü bilgilendirmeye çalışmasına rağmen ilçe milli eğitim müdürlüğü tarafından bu zamana kadar yapılan başvurular hep sümen altı edilmişti. Konu ile ilgili bir açıklama yapan Manga, Kantin işleten kişiler okula gelen birçok gıda firmalarından aldıkları ürünlerinin paralarını ödemeyerek hemen hemen hepsiyle kavga etmişler ve uzun süren bağrışmalar, tartışmalarla borçlarını ödememişlerdir. Bu nedenle bu firmalar artık okula gelmemekte ve sürekli icra sıkıntısı yaşanmaktadır. Bir eğitim-öğretim kurumunun içinde yaşanan bu olaylar çok çirkin ve kabul edilemez bir olaydır. Yarın bu alacaklı olan, borçlarını ödemedikleri firmalardan biri gelip tartışma sonucu silahını çekip ateşlese ve orada bir öğrenciye isabet etse Allah korusun bunun vebalini kimse çekemez. Yıllardır söylüyorum bu insanlar her kesi dolandırıyor, kantinin asıl sahibi arka plandaki eşi dul bayanları evlendirme vaadiyle onları dolandırarak paralarını yiyor. Bu konudaki bilgilerimizi daha önce okul müdürü ile milli eğitim müdürü ile de paylaştık. Hatta beni bu konuda kantin işletmecileri mahkemeye de verdiler. Fakat dolandırdığı bayanlardan birisi İzmirden gelerek ifade verince beni mahkemeye veren muhterem duruşma salonuna bile giremedi.
Şimdi okul müdürü Mustafa Özcan topu aile birliği yönetimine atıyor. Şu çok iyi bilinmeli ki aile birliği formalite müdür ne karar alırsa onlar yalnızca altına imza atıyorlar.
Gaziköy Kantininin yeri dahi yapılırken okul müdürü Mustafa Özcan eski Kozan Kaymakamı İzzettin Sevgilinin gözünün içine baka baka yalan söylemiştir. Kaymakam Sevgilide bunu öğrenmiş fakat tayini nedeniyle bir şey yapamadan ilçemizden gitmiştir.
Okuldaki bazı öğretmenlerin sahip çıktığı okul kantininde sağlıklı olmayan ürünler iki katı fiyatla satılmakta, kantin işleticileri tarafından kantinde ve okul avlusunda sigara içerek öğrencilere kötü örnek olmaktadırlar. Okul personelinden bazılarından da borç para alarak onları da dolandıran kantin işletmecileri paralarını ödemeyerek bazı okul personelini de mağdur etmiştir. Öğrencilere hizmet etme amacı dışında tamamen ticaret yapma zihniyeti ile işletilen bu yer okulun güvenliğini risk altına atmaktan başka okula hiç bir fayda sağlamamaktadır. Şimdi yaptıkları işlem başından beri tamamen adam kayırma ve usulsüzlükle gitmektedir. Fesih ettiğiniz bir kişiye kantini tekrar verebilir misiniz? Üstelik İlçe Milli Eğitim tarafından yeniden ihale yaptırsanız dahi bunlar fesih kararına neden oldukları için zaten tekrar ihaleye girmeleri de imkânsız. Ama bakıyorsunuz kira bedelini dahi düşürüyorlar. Bunun bir örneği de okulun kiraya verilen tarlasında. Ben başkan olduğum yıllarda ihale ile yükselttiğimiz ve okula gelir getirdiğimiz tarla kirası nedense ben ayrıldıktan sonra çok büyük bir rakamla aşağıya çekiliyor. Yapılan ihalenin muamman bedelinin bir yıl önceki fiyatla başlaması gerekirken okul müdürü kira ücretini aşağıya çekerek okulu ve devletimizi zarar ettiriyor.
Şimdi bu zamana kadar yaptığımız bütün başvurulara rağmen özellikle geçtiğimiz günlerde okul aile birliği seçimlerinde şaibe karışacağı endişesi ile ilçe milli eğitim müdürlüğünden dilekçe ile istediğim bir denetmeni bile gönderemeyen ilçe milli eğitim müdürünü göreve davet ediyoruz
Evet, Müdürüm, konu sizde Gereğini yaparsınız umarım.
X
Toplumun etik beklentisi
Adana Büyükşehir Belediyesine siyasi partilerin gurup kararları da kalmadı, meclis üyelerinin ferdi hareketlerinden dolayı kimin ne yaptığını anlamakta mümkün değil.
Dolayısıyla kamuoyu önünde meclis üyeleri tartışılmaya başlanılıp öteden beri bilinen gerçekler doğrultusunda haklı şekilde eleştirilere maruz kalmaya başlardılar bizim meclis üyelerimiz.
Kendileri söylüyorlar, uzağa gitmeye gerek yok. Kafamıza göre burada meclis üyeleri olarak gündeme bir şekilde alınan maddeleri oyluyoruz, komisyona gönderiyoruz, komisyondan gelene orada başka, burada başka oy kullanıyoruz diyerek!
Ve nitekim dedikleri de gerçekleşiyor.
Neyse, şunun şurasında 5 aydan az bir zaman kaldı. Ben inanıyorum ki bu meclis üyelerinin yüzde 95i bir daha listeye konulmayacak isimler. Gelenler farklı mı olacak? Orası da ayrı bir konu.
Meclisin meşruiyeti tartışılıyor bu günlerde.
Mülkiyeli olan ve aslında görevi olan meclis üyeliği nedeniyle kanunu hatmetmiş Fatih Özgür, Büyükşehir Belediyesinin meşruiyeti hakkında bir yazı kaleme alıp benimle paylaştı. Eksik olmasın. Bu yazısını meclis üyelerinin bilmesi adına ve kamuoyunun da bilgilenmesi adına aynen paylaşmak istiyorum.
Bakınız Fatih Bey neler söylüyor.
Adana Büyükşehir Belediye Meclisinde "Meşruiyet" konusu tartışılmış;
Meclis 1. Başkan vekili Sayın Mustafa Tuncel: "Meclis son görev gününe kadar (30 Mart 2014) Meşrudur" demiş.
Elhak doğrudur. Tuncel hukuken haklıdır fakat bir de başka ve etik gerçek var, bunu isterseniz şöyle açıklayayım:
"Elbette seçilmiş heyetler, sürelerinin son gününe kadar meşru ve yetkilidirler. Fakat bir de Toplumun, "Etik" manada beklentisi var.
Bu konuda tipik örnek ABD'den verilebilir.
ABD'de hiçbir Başkan 3. kez seçilemez. 2. Kez seçilen Başkan, bu ikinci dönem sonunda aday olamaz, görevi muhakkak devreder.
ABD Başkanlık Sistemiyle yönetildiğinden (Bu yön bizim Belediyelerin yönetim tarzını andırır) Yeni Başkan "Sekreter" denilen "Bakanlarını" atar, eskileri ayrılırlar.
Yeni bakanlar da, haliyle, bürokratları değiştirirler.
Özetle: A)İkinci kez seçilmiş Başkan, 3üncü kez seçilemez,
B) 2inci döneminin sonunda olanın yerine göreve gelecek yeni Başkan, Kasım ayı başında seçilir fakat ekibi ile göreve 20 Ocak'ta başlar.
İşte bu "Kasım başı-20 Ocak arası" dönemde mevcut Başkan "Lame Duck" (Topal Ördek)tir. Bu 2.5 aylık döneme de "Lame Duck/Topal Ördek" dönemi denir.
Deyim Türkçeye "Topal" diye çevrilse de sözcükle murat olunan "Gidici"dir.
"Gidici Başkan"lar, (Bizim tabirimizle "Abbas Yolcu") olduğunu bilip, ona göre davranır. Hayati olmayan konularda geleceği bağlayan adımlar atmazlar.
Bu durum belki yasal emri değil fakat "Fair"dir, Etik ve Centilmencedir. Uyulur.
Ben de Adana Büyükşehir Belediyesinin 2010 Mart ayından bu yana dönemini, naçizane, Osmanlının "Fetret Devri"ne benzetiyorum.
Bu vaziyette ( "V" Başkanın aday olacak parti bulamadığını da göz önüne alıp)
"sürç-ü lisan" sayacaklardan da peşinen özür dileyip,
ayrıca "Teşbihte hata olmaz" diye de ekleyerek,
30 Mart 2014 seçimlerine kadar süre ve "V" Başkan için, kolayca "Lame Duck" diyebiliriz.
Bu sürede "Vekâleten Yönetim"e (Lame Duck) önerimiz:
Giderayak 1) "YEŞİL ALAN" ve 2) "TARIM ARAZİLERİ"ni İMARA AÇMA Kararlarında çok titiz davranıp, uzak durmalarıdır.
Bu önerimiz özellikle:
1) Nehir kenarında/Demirköprü yanındaki 20 dönüm YEŞİL alanı başka amaçlara tahsis edip, orada 5 bin metrekare betonlaşma niyeti ile
2) Şimdilerde komisyondaki, tartışmalı bir "AKP Valiliği Raporu" ile "Tarım Arazisi" olmaktan çıkarılıp, İmara açılmak istenen 300 dönüm olduğu söylenen arazinin İmara açılmasınadır.
Uymazlar sayın meclis üyem ve belediye başkan adayım. Senin de görev yaptığın Seyhan Belediyesinde uyuyorlar mı?
Uymazlar
Ama yine de siz ve bizler görevimizi yapalım. Halkımızı aydınlatalım.
Yüreğinize sağlık Fatih Bey
Xx
Şu noterleri denetleyen yok mu?
Adanadaki dolandırıcılık olaylarının gerçekleşmesinde inanın bana noterlerin büyük suçu var. Eskisine oranla noterler biraz daha dikkatli ala yine de dolandırıcılığın gerçekleşmesine noterler yardımcı oluyorlar!
Adanada meydana gelen bir olayı size şimdi aktarıp ardından da soru yöneltip yetkili ve etkililere bu konuda nelerin yapılması gerektiğini tartışmaya açmak istiyorum.
Olay aynen şundan ibaret İşsiz olan ve sabıkalı Osman A. (41) komşusu Sebiha Fikir'in (70) bankadaki hesabında 70 bin lira parası olduğunu öğrendi. Osman A. bunun üzerine bankadaki parayı alabilmek için plan yaptı.
Osman A. yatalak A.K. adlı kişiye sahte kimlik düzenleyerek Sebiha Fikir gibi gösterdi. Kadını daha sonra notere götürerek Sebiha Fikir'in yatalak olduğunu işlemlerini yapamadığını bu nedenle vekâlet alacağını söyledi. Bunun üzerine noter kadının kimliğini alıp Osman A.'ya Sebiha Fikir adına vekâlet verdi. Osman A. hiç vakit kaybetmeden kadının parasının olduğu bankaya giderek, "Sebiha Fikir bana vekâlet verdi kendisi rahatsız olduğu için gelemiyor, bütün parasını çekmek istiyor" dedi. Bunun üzerine banka görevlisi, "Sebiha hanım daha önce bu kadar yüklü para çekmemişti, neden bütün parasını istiyor" dedi. Zanlı ise, "Ev satın alacak toplu para lazım" dedi. Ancak banka görevlisi yine de şüphelenerek, "Bir kaç dakika bekle kasada bu kadar para yok içeriden alıp geleyim" diyerek içeri gidip Sebiha Fikir'i telefonla arayarak, "Sebiha hanım bir kişi geldi vekâlet vermişsiziniz bütün paranızı çekmek istiyor. Sanırım ev alacakmışsınız" dedi. Bunun üzerine Sebiha Fikir, "Benim evim var. Ben kimseye vekâlet vermedim" dedi. Bunun üzerine banka görevlisi polisi aradı. Osman A ise banka görevlisi gecikince şüphelenerek bankadan ayrıldı. Polis hemen olay yerine geldi, ancak şahıs kaçmıştı. Polis bunun üzerine güvenlik kamerasından eşkâlini aldığı şüphelinin yakalanması için çevrede araştırma yapmaya başladı. Yapılan araştırma sonrasında Osman A. yakalandı. Basit yaralama, uyuşturucu, borcunu ödememe gibi suçlardan 30'dan fazla kaydı olan şahıs sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi.
Buradaki noter kadının kimliğini alarak Osman Aya vekâlet veriyor. Noterler yolgeçen hanı mı?
Şimdi bu konunun mercek altına yatırılması gerekiyor. Yatalak kadını, yaşlı kadını gidip evinde görüp buna göre bu vekâleti vermesi gerekmez mi?
Adalet Bakanlığının bu konuda bir adım atması gerekiyor. Eğer böyle bir kanun var da uygulamıyor iseler noterler, o noterin noterlik belgesinin iptal edilmesi gerekmez mi?