Siyaset kazanının altına odun vurulmaktan imtina edildiği şu günlerde derin bir sessizlik içinde bekleyişin hâkim olduğu Adanada siyasi partilerdeki son gelişmeleri izah etmeye çalışacağım.
Hani bir türkü vardır. Kaynayan kazan taşmaz mı? Yol buralardan aşmaz mı? diye başlayan. Siyaset kazanı kaynamadığı için yolu buralardan aşacak olanlar da derin bir sessizlik içinde beklemeye başladılar. Devlet memurlarının aday olmak için istifalarının gerçekleşmesinin ardından belki kazanın altına bir şekilde odun atılacaktır.
Ak Partinin milletvekili aday belirleme usulleri bilindiği için aday olmayı düşünenlerin de hesapları diğer siyasi partilere göre biraz daha ince yapılıyor bu partide. Temayül yoklaması, teşkilatların görüşleri, mevcut milletvekillerinin performanslarının değerlendirilmesi, genel merkezde yapılacak olan sözlü mülakat ve en nihayetinde eski Başbakan yeni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beyin parti üzerindeki ağırlığı da terazinin kefelerini konulan denge unsurları olarak aday olmayı düşünen kişilerin önünde dağ gibi duruyor.
Ak Partinin yaptırdığı son iki aylık milletvekili performanslarının değerlendirildiği anketlerde görülen odur ki, 3 dönem vekillik yapan Ömer Çelik, Necati Çetinkaya ve Ali Küçükaydın artık listelerde yer almayacak. Mevcut 6 milletvekilinden 3 tanesinin bu şekilde yok hükmünde olması ile aday adayı olacak siyasilerin şansları biraz daha artıyor. Necdet Ünüvar, Fatoş Zopçuk ve Şükrü Erdinç üçlüsünden yeni listede kimin daha çok şansı var diye bana sorulmuş olsa, yerel siyaseti izleyen bir kişi olarak tereddütsüz Necdet Ünüvar derim.
Aday olmayı düşünen Ak Parti aday adaylarının bu dönem eski klişeleşmiş siyaset tiplemesinden uzak, genç ve konusunda uzman isimlerden olacağını tahmin ediyorum. Bugün aday adaylıkları konuşulan isimlere bakıldığında ortaya bu şekilde bir görüntü çıkıyor. Adana seçmeni, yerli ile yabancı arasında tercih yapılacak noktaya getirilip dayatılır ise tercihlerini Ak Parti bazında değil de diğer siyasi partilerden koyabilir. Bu nedenle Ak Partinin özellikle adaylarının yerli adaylardan oluşmasının partinin oylarını artıracak nitelikte olacağını düşünüyorum. Ak Partide aday adayı olacak isimlerin de üzerlerinde bir Erdoğan baskısını hissettiklerini söylemiş olsak sanırım yanlışlık yapmamış oluruz.
CHPde işler biraz daha karışık Adanada. Ön seçim beklentisinin yaşandığı CHPnin Adanada son kararı örgüt gözetiminde ön seçim yapma şeklinde şekillenmiş olması çoğu aday adayının gözünü şimdiden korkuttu. Bindirme üye kayıtları ile aday olmayı düşünen kişilerin önceden başka siyasi partili olmalarına karşın CHPye üye kaydı yaptıklarını da düşünecek olur isek ve bu sayının da Adana özelinde 4 bin civarında olduğunu telaffuz edersek aday adaylarının işlerinin bir kez daha zorlaştığını söyleyebilirim.
CHPnin her yere aday olan kronik adaylarından bir türlü kurtulamadığını da dipnot olarak vermiş olalım. Kendilerinin aday olmalarının bir borç ödeme, bir hakkın teslimi gibi görülmesinden hareket eden bazı kronik aday adaylarının da Adanadaki CHPye gönül veren parti seçmenlerini rahatsız ettiğini düşünüyorum. Muhtarlık seçimi olsa utanmasalar oraya da aday olurlar diye nitelendirilen bu tipler bu dönem de CHPnin başına iş açacak. Mevcut Seyhan ve Çukurova gibi iki önemli ilçeyi kazanan CHPnin, yerel iktidarda güç kaybeden MHPye giden emanet oylarını da geri almaları halinde iddialı konumda oldukları bir ortamda kendi ellerini kendi gözlerine batırmamalarını ümit ediyorum.
Yeni il başkanının atanması aslında CHPde kan değişikliğine neden olacaktır diye bir beklenti var iken Burhanettin Bulutun listesinin Önder Sav ekibine teslim edilmiş, eski yönetim ağırlıklı bir liste olması da genel seçimlere CHPnin aynı handikapla girmesinin temel dayanağını şimdiden oluşturmuş durumda. Faruk Loğoğlu, Ümit Özgümüş, Turgay Develi ve Ali Demirçalı dörtlüsünden oluşan mevcut milletvekillerinin arasında en fazla şansının olduğu hissedilen isim de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğluna ve Gürsel Tekine yakınlığı ile bilinen Ali Demirçalı gibi gözüküyor. Lakin siyasette her an her şey yaşanabildiğinden yeni bir liste çıkar ise hiç şaşırmayız.
Gelelim MHPye Yerel iktidarda 8 belediyelik kazanan MHPnin özellikle yerel politika yapan isimlerin yüzünden ciddi anlamda irtifa kaybettiklerini söyleyebilirim. Seçim meydanlarında CHPden emanet oy alarak yerel iktidarı yakalayan MHPnin Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilçe belediyelerdeki hizmet yöntemindeki tutumu ve tabana yaklaşımı açısından ciddi anlamda oy kaybına uğradıklarını görüyorum. Aklın yolu birdir. İktidarda olanlar bunu göremez ama MHP, Haziran seçimlerinde emanet aldığı CHP oylarından olacağı gibi aynı zamanda kendi partilisinin de beklentilere yanıt bulamaması nedeniyle küskünlüğü ile karşı karşıya kalacaktır.
MHPdeki mevcut milletvekillerinden Muharrem Varlı, Ali Halaman ve Seyfettin Yılmazın birbirleriyle olan mesafe ayrılığı bugün parti tabanında da kendisini hissettiriyor olması bu dönem listeyi yapacak olan genel merkezin işini zorlaştırıyor. Hüseyin Sözlünün özellikle ilçe başkanlıkları ve il başkanlığı seçimlerindeki taraf olan tutumu nedeniyle de aday adayı olacak isimlerin listede yer alıp almama şanslarının bu ayrılık noktasına gelen ötekileşmeden kaynaklanacağını düşünüyorum.
Netice itibariyle Adanada politika kazanı yeni yeni kaynamaya başladı. Kaynayan kazan taşar elbette. Bu kazanın altına kimler ne kadar odun atarlar bilemem ama kazandan taşacaklar da inanın bana hak ettikleri için dışarı taşan isimler olacaktır. Bugün itibariyle isim bazında yaşanan belirsizliğin Mart ayının başında biraz daha netleşeceğinin müjdesini vererek yorumlarımızı gelecek sayımızda isim bazımızda vereceğimizi belirtip yazımıza nokta koyalım istiyorum.