Emekli bir gazeteci büyüğüm önceki gün beni aradı. Sağlık nedeniyle evinden çıkmayan bu meslek büyüğüm iki önemli konuyu yaşadığı olumsuzluklarıyla gündeme getirip bu konuda yetkilileri uyarmamı istedi.
Ben de kendisine ‘uyarmaya uyarırım ancak kim üzerine alınıp gereğini yapar? Onu bilemem’ diyerek yanıt verip ümitsiz olduğumu söyledim.
Meslek büyüğümün bana aktardığı bizim de bildiğimiz ve zaman aralıklı olarak kamuoyunun dikkatine sunduğumuz önemli iki konudan ilkini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu meslek büyüğümüzün Azerbaycan’dan misafiri gelir. Ailesiyle birlikte Çatalan Bölgesi’ndeki mesire alanına giderek piknik yapmak isterler. 10 km boyunca ilerledikleri alanda ağaçların altının mesire yerine piknik yapmaya gelenlerin bıraktığı çöpler ve pislikler nedeniyle oturacak bir yer bulamazlar. Sinirlenip Tekir’e gitmeye karar verirler.
Pozantı’ya doğru yola çıkarlar. Vali Çeşmesi’nin alt bölgelerine doğru vardıklarında oradaki manzaraların da Çatalan Bölgesi’ndeki mesire alanlarından farklı olmadığını görürler.
Yani oturacak bir tek alan yoktur pislikten dolayı.
Ne ara bu duruma geldik? Diyerek meslek büyüğüm sinir katsayı da yükselerek konuyu bana aktardı.
Ben de “vatandaş duyarsız, önlem almaları gerekenler de vatandaştan duyarsız” dedim bu meslek büyüğüme.
Sahi, bu mesire alanlarının denetimini, temizliğini kim yapıyor? Büyükşehir mi? İlçe belediyeleri mi? Bakalım kim üzerine alınacak ve bu alanların temizliği konusunda bir seferberlik başlatacak.
Yine meslek büyüğüm ikinci bir önemli konuyu gündeme getirdi.
Anız yakmalar…
Nefes alamayacak duruma geldiklerinden bahsetti. Ben ise kendisine ‘tutup bu anız yakanları kulağından cezaevine atmaz iseniz, ekip biçmelerine izin vermeyerek onları bazı konulardan yoksun bırakmaz iseniz bunun önüne geçmek mümkün değil’ diyerek yorumumu getirdim.
20 yıldır anız konusunda yazıp çiziyoruz. Bir nebze de olsa insanları anız yakmaktan uzaklaştıramadık.
Bu iki önemli konuda yetkili, etkili kimler ise lütfen biraz daha görevlerinin başında olsunlar. Adana’da yaşanan onlarca olumsuzluğun yanında bu konuları da artık bir daha konuşmayalım, yazmayalım, yetkililerin dikkatine sunmayalım.
Benimkisi sadece bir temenni…
İnşallah birileri sorumluluklarını hatırlar…