Dün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günüydü. Eksik olmasınlar bu önemli günde bizleri arayarak, sorarak kutlama inceliğinde bulunan herkese teşekkür ediyorum.
Adana Valisi, Yüreğir Belediye Başkanı ve Sarıçam Belediye Başkanlarına da nazik davranışları için ayrıca teşekkürlerimi borç biliyorum.
Burada bir sitemimi de dile getirmek isterim. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı, Seyhan ve Çukurova Belediye Başkanlarının da Yüreğir ve Sarıçam kadar olamadıklarını görünce inanın üzüldüm.
Geleni gideni ağırlayan, olmadık etkinliklere katkı sunan bu belediye başkanlarımız sanırım bu önemli günü kutlama ile geçiştirip verdikleri değeri ispatlamış oldular!
Neyse, çok da önemli değil…
Mesleki sorunlarımız diz boyu…
Kimsenin de el attığı yok gibi. El atanlar da kısmi çözümler getirerek sorunları çözmüş görünüyorlar. Sesi kısık, ekonomik sıkıntıların altında ezilen bir medya birilerinin işine geliyor. Bakalım bu gidişat nereye kadar gidecek?
Yerel basının Adana özelinde içinde bulunduğu durumu burada anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. Sorunların da çözümü adına kimsenin gayretli olmamasından kaynaklı üzüntümüzü bu 10 Ocak günü yine içimizde yaşattık!
Varlık sebebi ile mesleğimizin yanında olması gereken meslek örgütlerinin de içler acısı durumunu görünce ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Herkes cebini düşünüyor. Kimin kimden ne kadar faydalandığına yönelik beklentiler içinde hayatlarını sürdürenler, gün geldiğinde gazetecilere işleri düştüğünde de sanki her daim yanlarında yer almışlar gibi davranarak adeta TAKİYYE yapıyorlar.
Yapsınlar bakalım. Nereye kadar?
10 Ocak veya mesleğimize ait diğer önemli günlerin bizler adına yılın diğer günlerinden hiç farkının olmadığını bilerek, kimseye himmet etmeden, el açmadan, bel bükmeden mesleğin ilkelerine de bağlı kalarak yolumuza devam ediyoruz.
Üç beş kişi kalmış olsak da…
Kendimizi anlatmaya gerek yok. Bizi dışarıdakiler daha iyi değerlendirir diyorum. Durmak yok, gazeteciliğe devam…