“Çıkacak karar kim olursa/ olsun adayımız diyeceğiz!”
“İktidara” ne denli eleştiriler getirsem de, altılının “kim olursa/ olsunu” benim adayım olmayacak!
Partiye törenle kayıtlarını yapın, bayram havasında rozetlerini takın, partinin kuruluş felsefesine aykırı seslerin güçlenmesine katkı sağlayın, sonra da bir “kim olursa/ olsun” adayı…
Adana’da, parti içerisinde belli bir gücü olduğunu kimse yadsıyamaz Başkan Karalar’ın! Ancak, partinin yapısını sarsacak bir ismin adaylığına da sıcak bakmaması gerekir, ya da yanıtın “o” bölümünü hiç söylememesi gerekirdi; altılı içerisinde konuşulan Abdullah Gül gibi!
Ayrıca benzer sözleri salt Başkan Karalar’dan duymuyoruz; başakları da var, susuldukça çoğalıyor!
“Biat” etmeye alışık olan, her yerde “biat” etmeye hazırdır; bunu bildiklerini sanıyorum!
***
“Kim olursa/ olsun adayımız” olmaz, olmamalı da…
Bu tür bir konu akla geldiğinde hep anımsanan “tıpış tıpış vereceksiniz” adayı Ekmeleddin İhsanoğlu geliyor! Sonunda ne olduğu da anımsansın ya da CHP’yi nasıl bir karabasana sürüklediği unutulmasın!
Birçok seçmenin sandığa gitmediğini, gidenlerin de kiminin boş oy kullandığını biliyorum; ben gibi!
CHP ile diğer partilerin şu konumunu unutmayalım:
Altılı masada bulunanların “cumhurbaşkanlığı sistemini değiştirmek” dışında hiçbir ortak özelliği yoktur! Gelecek, emek, dünya, insan, bilim, çevre, düşünce görüşleri birbirinden belirgin biçimde ayrıdır! CHP, ilkesel olarak Atatürk ilkelerine/ devrimlerine bağlı olması gereken bir siyasi parti iken, diğerleri köşesinden/ kıyısından törpülerler!
Örneğin CHP’de insan haklarını saygılı, düşünce özgürlüğünü önemseyen, hukuk sistemini savunmak öncelikli olması gerekir!
CHP’nin “bugün” içine sürüklendiği durumu düşünün…
***
Şu akıllara durgunluk getiren “türban” konusunu mu dersiniz, törenle kayıtları yapılıp rozet takılanların akıllarda kalan açıklamaları mı dersiniz, Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk ile arkadaşlarına her tür tuzağı kuranlar/ yetmedi İngilizlerden destek isteyenler/ yetmedi iş birliği içinde olan kimler varsa “hepsiyle helalleşmek” için çırpınan bir anlayış…
Bunlarla birlikte, “kim olursa/ olsun adayımız” düşüncesi tanıdığım/ bildiğim birçok kişiyi tedirgin ediyor açıkçası!
Altılı masada kendi özgül ağırlığını koyamıyor CHP…
İstediği (parti ilkelerine bağlı/ demokrat) ismi benimsetemeyecek denli edilgenlik/ utangaçlık içinde olması bir yandan seçmeni zora sürüklüyor, bir yandan da seçmenin “sistem” kaygılarını artırıyor!
Bunu yapmakla seçmenin “savunacak” yerlerini acıtıyorsunuz!
Sürecek…