Moğolların “birisi oy peşinde- öteki rant peşinde- kıyamet değilse bile- bi şey kopmalı/ bi şey yapılmalı- hey bi şey yapılmalı- hey bi şey yapılmalı/ herkesin fikrince- farkımız çok ince- yutmaya gelince- demir lokmayı/ hileli terazi- han hamam arazi- konuşan asi deyip- içeri tıkmalı” şarkısını hep severek dinlerim, dinlerken de geleceğin “umut” kapılarını aralarım!
AKP “iktidarını” yıpratacak tüm koşullar yaşanmasına, vekillerinin yurttaşın arasında rahatça dolaşamamasına, uygulanan ekonomik paketlerin doyumsuzluğu doruğa çıkarmasına karşın, yapılan bazı anketlerde “bu sorunu cumhur ittifakı çözer” algısı egemense, “muhalefetin” şapkasını çıkarıp önüne koyması gerekiyor!
Şarkının “birisi oy peşinde- öteki rant peşinde- kıyamet değilse bile- bi şey kopmalı” sözlerindeki gibi, “bi şey yapmalı”!
***
Doğanın diyalektiğiyle “umutsuzluk” ters orantılıdır! Doğa, gelecek için “umutsuzluğu” benimsemez; hep yaşama ilişkin “umuttan/ güzellikten/ erinçten” söz eder!
CHP’nin “yönetime” hazır olup/ olmadığını sorgularken, içerisinden yaşamla/ insanla/ bilimle/ bölüşümle yaşamının yazgısını birleştirmiş yüzlerce ismin çıkma olasılığının yüksek olduğunu belirteyim!
İki gündür, CHP’de gözlemlediğim bazı konuları yazarken, sosyal medyada bazı arkadaşlar “CHP devleti tanır, CHP bu işi yapar, CHP bu yurda sahip çıkar” biçiminde tepki gösterince “ne dediğimi anlayın” demek zorunda kaldım!
CHP’nin belirtilen “özelliklerini” burada kaç kez yazdım bilmiyorum, ayrıca CHP’nin diğer partilerde olmayan bir “eleştirme/ sorgulama” alışkanlığının olduğunu da çokça altını çizdim!
Benim yaptığımda bu!
***
Merkez yönetimden, adı kliklere karışmamış isimlerden oluşan bir grup, il örgütlerini tepeden/ tırnağa denetlemeli! Neler yaptığı, nasıl çalıştığı, ilçelerle arasındaki eşgüdümü elden geçirilmeli!
İl örgütlerinin, merkez yönetimin illerdeki “uzantıları” olduğu belirtilmeli! Bölgenin gerek anakent, gerekse ilçe belediyelerinin, il örgütü ile birlikte çalışması gerektiği, yönü örgütlerin belirleyeceği kanıksanmalı.
İl örgütlerinde, gerek kent yurttaşlarının/ gerekse dışarıdan gelen partililerin sorunlarını kolayca çözecekleri masalar oluşturulmalı! Düşünebiliyor musunuz, Adana’da anakent ile iki merkez belediyesi olan CHP, yurttaşla bir olmaktan öte/ küs gibi!
Seçmen partiye gitse sözünü dinleyecek birini bulamıyor, belediyelerde hepsi birbirinin adamı…
“Adamı” olmayanın ne sözü, ne sorunu, ne de önerisi yer buluyor!
Sokak “iktidar” için ne düşünüyorsa, “belediye” için de aynısını düşünüyor; acı değil mi?
***
Geçtiğimiz yıllardı, AKP İl Örgütüne bir tanıdığın çağrılısı olarak gitmiştim! Merdivenleri çıktığınızda karşınıza çıkan kapıdan içeri girdiğinizde kocaman bir salonla karşılaşıyorsunuz. Adam boyu paravanlarla ayrılmış bölümler oda ödevi görüyordu! Her bir bölümlü masalı/ koltuklu…
Tanıdığın yanına vardığımda iki kişi vardı yanında, önce kısa bir konuştuk, dışarı çıkmak istedim, koltukta yer gösterdi, sonra da yanındakilerden birine döndü:
“Senin sorunun neydi?” “Çalıştığım yerin iş çok ağır, kaldıramıyorum. Başka bir bölümünde açık varmış” dedi. Notlar aldı, sonra “yarın öğle dolayında gel” dedi. Adam gitti!
Diğeri hastaneden gün alamamış, aylar sonraya gün veriyorlarmış; adını, TC numarasını, adresini not aldı, “iki saat sonra uğra” dedi; adam gitti!
Sıra bana geldiğinde de, “inan, sabahtan akşama dek en az otuz/ kırk kişi yalnız bana geliyor” dedi!
Bunu CHP içinde olanlara anlattığımda, alışkın olmadıklarından, “il örgütünün” ne anlama geldiği bilinmediğinden birçokları umursamaz davrandı!
***
Evet, “bi şey yapmalı”!
Benim öngörüm;
CHP’nin bugünkü gerek merkez, gerekse il/ilçe kadrosuyla “yönetime hazır” olmayı bırakın, eline-yüzüne bulaştıracağını, öyle çok değil üç-beş ayda oy verenleri sokağa çıkamaz edeceklerini, hayalleri daha da dar boğaza iteceklerini, yirmi yıl ardından yeni bir toplumsal deprem oluşturacakları yönünde…
Böyle olmadığınızı, “yönetime hazır” olduğunuzu gösterebilir misiniz; izliyorum!
0207222