Geçtiğimiz hafta Adana bir eksildi. Hem de ne eksilme. Şimdi bazılarımız işin çok farkında değiliz belki ama bir-kaç hafta içerisinde bu büyük kaybın şehrimiz için ne kadar önemli olduğunu anlayacağız.
Bekir Fevzi Yıldırım ismi Adana’da bir markaydı. Nasıl olmasın ki? Gerek iş dünyasındaki başarıları, gerek siyaset sahnesindeki gayretleri gerekse adeta bir ordu gibi tek başına şehrin dört bir yanında ihtiyaç sahiplerine yönelik yaptığı yardımlarla her kesimden insanın tanıdığı, bildiği, sevip saydığı bir markaydı O.
Siyaseten beklediğini bulamaması ilk zamanlar kendisini üzse de sonradan bunun ne kadar hayırlı bir şey olduğunu yaşayarak öğrendi. Bu nedenle de siyasi hedeflerinin gerçekleşmemesine defalarca kez şükrettiğine şahit olduk. Öyle ya bir belediye başkanı olsa, bir milletvekili olsa yine birçok insana ulaşacak ve yardım yapacaktı ancak aynı samimiyet ve teslimiyet belki de olmayacaktı.
Bekir Fevzi Yıldırım özellikle kendini hayır işlerine vakıf ettiği dönemlerden bu zamana öyle güzel işlere imza attı, öyle doğru adımlarla kendisine emaneten verilen ömür yolunu yürüdü ki; son tahlilde varlıklı ya da yoksul herkese bir faydası dokundu.
Merhum Erbakan’ın bir sözünü çok kullanıyordu; Hayra motor, şerre fren. İşte belki de bu yüzden kendince yanlış bulduğu her şeye açık yüreklilikle itiraz ediyordu. Siyasetçilerin tamamı ile arası iyiydi ancak yaptıkları bir yanlışta onları da eleştirmekten geri durmuyordu.
Allah adına iyiliği emredip, kötülükten alı koymaya çalışıyordu. Eğer gücü yeterse eliyle yapıyordu, gücü yetmezse diliyle. Ancak ben hiç kalben buğz ettiğine şahit olmadım. Zaten ara ara birilerine kızsa da onlara beddua ettiğini de hiç işitmedim.
2019 yılında çalıştığım kurumdan ayrıldığımda bana, benim için ne yapabileceğini soran, elimden tutmaya çalışan üç-beş kişiden birisiydi. Bu yönüyle de bende çok farklı bir yeri vardır. Eminim benim gibi onlarca kişinin de sıkıntılı her anında yanında olmaya çalıştı. Kötü gün dostuydu Bekir Abi.
Allah, O’na şu fani dünyada kısa bir süre fırsat verdi. İnsandı. Beşerdi. Elbette şaştığı konularda vardı ancak şahidiz ki; O, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
Yayla evinde yetim aileleri ağırlayan, sadece misafir etmekle kalmayıp onlara evin anahtarını verip kendisi orada olmasa da yetim çocukların anneleriyle birlikte o evde kalmasına müsaade eden, üstelik ailelerin gıda ihtiyaçlarını da kendi karşılayan yüce gönüllü bir insandı Bekir Fevzi Yıldırım.
Geçtiğimiz yıl kendisinin vefat nedeni olan koronavirüse ben de yakalanmıştım. Hemen ziyarete geldi. Elinde küçük birkaç kap vardı. Bana verdi ve; "Güzel insan! Bunları ye. Allah’ın izni ile şifana kavuşacaksın" dedi. Bana yememi tavsiye ettiği şeyin ne olduğunu sorduğumda özel bir bitkisel karışım olduğunu, bağışıklığımı güçlendireceğini daha da önemlisi üzerine kendisinin de dua okuduğunu ifade etmişti. Öyle hoşuma gitmişti ki utanmasam oracıkta ağlayacaktım.
Yine bir gün sosyal medya hesabından yüze yakın yetim ailesine sabah kahvaltısı için börek dağıtacağını ve hayırsever aradığını yazdı. Ben de evde bulunan kişi sayısı adedince bizim adımıza ihtiyaç sahibi ailelere börek göndermek istedim. Kendisine de durumu bildirdim. Hesap numarasına da gerekli ödemeyi yaptım. Sonraki hafta sabah saatlerinde evin zili çaldı. Kapıyı açtım genç bir kurye. Elindeki poşetleri bıraktı gitti. Bekir Fevzi ağabeyin el yazısıyla adım ve poşetteki kâğıtta börek adedi yazıyordu. O küçücük alana bir de iyi niyet ve dua sıkıştırıvermişti. Sonraki hafta bir daha aynısı olunca ilk görüştüğümüz an kendisine durumdan rahatsız olduğumu nazikçe ifade ettim. O daha nazik bir şekilde bana gönderdiklerini kendi cebinden karşıladığını, kendi annesine de gönderdiğini benim de eğer bir daha gelecek olursa itiraz etmeden geleni kabul etmem gerektiğini söyledi. O an mahcup olduğumu hissettim.
Herkesle güzel geçinir, konuşurken kimseyi incitmez ve elinden geldiğince yardım ederdi. En çok kullandığı hitap cümlelerinden birisi; "Güzel İnsan" diğeri "Mübarek" idi.
İşte Adana böyle büyük bir değerini kaybetti. Bir eksildik. Zaten bir bir eksiliyorduk ama bu bir eksilme hepimiz için büyük bir eksilmeydi. Şimdi O'nun yardım ettiği ve yetimliklerini unutturduğu yüzlerce aile gerçekten yetim kaldı. Eğer, Bekir ağabeyin emaneti olan o insanlara sahip çıkmazsak bundan sonra o aileleri daha zor günler bekliyor maalesef.
Bizim daha yapacak çok işimiz vardı ama iyi insanların erken göçtüğü savına bir kez daha yaşayarak şahitlik ettik maalesef.
Güle güle git Güzel İnsan! Rabbim seni en güzel cennet bahçelerinden birinde, Peygamberlere komşu olarak ağırlasın. Biz senden razıydık. Allah da razı olsun. Emanetlerine sahip çıkmak da sözümüz olsun.