Son günlerde gerek medyada gerekse popüler bazı kitaplarda uzman olmayan kişiler tarafından Antidepresanlar hakkında yanlış hüküm ve tavsiyeler verilmektedir. Ünlü bir Adli Tıp uzmanı, Antidepresanları bilimdışı bir şekilde uyuşturucu statüsünde görüp bağımlılık yaptığını söylemekte ve Antidepresan kullanmak yerine spor yapın tavsiyesinde bulunmaktadır.
Yerli bir yazarımız ise gerek röportajında gerekse romanında daha da ileri giderek Depresyon ve Antidepresanlar için yine bilimdışı savlarda bulunuyor. Doktorların ve ilaç firmalarının elbirliğiyle insanların beyinlerine sahte mutluluk versin diye çomak soktuğunu söylüyor. Kişilerin bu ilaçlarla hissetmeyen, dinlemeyen, görmeyen birine, bir çeşit zombiye dönüştüklerini ve intihar ettiklerini yazıyor. Oysaki bu tanımlama, Antidepresan ilaçların değil, Depresyon Hastalığının yol açtığı bir tablodur.
Ağır depresyon geçiren biri içine kapanır, hiçbir şeyden zevk alamaz ve yaşamı anlamsız görür. Yemez, içmez, konuşmaz, uykusu bozulur, üzüntü dışındaki neredeyse tüm duygularını hissedemez olur. Kendini değersiz, işe yaramaz, yakınlarına yük gibi görür. Hiçbir ümidi kalmamıştır ve iyileşmeyeceğine dair kesin bir inanç içindedir. Genellikle yoğun intihar düşünceleri vardır. Değil işini gücünü yapmak, en temel ihtiyaçları için dahi yataktan kalkamaz. Kalkacak olsa belki ilk yapacağı şey kendini öldürmektir.
Böyle bir hastaya verilecek Antidepresan tedavi ise hayat kurtarıcıdır. Çünkü Depresyon, tedavi edilmezse öldürücü olabilen bir beyin hastalığıdır.
Antidepresan ilaçlar bağımlılık yapmazlar. Çünkü bu ilaçlar zaten iyi hisseden birini daha iyi hissettirmez. Tıpta sadece yeşil ve kırmızı reçete ile satılan ilaçlar bağımlılık yapabilen ilaçlardır. Bu tarz ilaçlar, yoğun anksiyete ve uykusuzluk belirtileri için tedavinin başında verilir. Çünkü Antidepresan ilaçların etkisi 3-4 hafta sonra ortaya çıkmaktadır.
Antidepresan ilaçların bırakılamamasının sebebi ise ilacın değil, hastalığın doğası olabilir. Bunlar; Mevsimsel tekrarlayan Depresyon, İki uçlu bozukluk, Dirençli Depresyon, süre giden travmatik yaşam olayları olabilir. Ayrıca psikiyatr dışında ya da eş-dost önerisiyle Antidepresan kullanımı da yetersiz tedaviye, hatta başka sorunlara yol açabilir ve kronik Depresyona zemin hazırlayabilir. Bu durumda Depresyon, ilaçlarla biraz düzelir, ancak ilaç bırakılınca tekrarlar.
Antidepresanlarla ilgili yanlış bir kanı da bu ilaçların beyne zarar verdiğidir. Oysa yapılan tüm araştırmalar, tedavi edilmeyen ya da yetersiz tedavi edilenlerde asıl Depresyonun beyin hücrelerine zarar verdiğini göstermektedir. Yaş ilerledikçe bu hasarın arttığı ve bilişsel işlevlerde gerilemeye yol açtığı gösterilmiştir. Antidepresanların ise beyni, depresyonun verdiği bu yıkımdan koruduğu gösterilmiştir.
Erken tanı ve etkin tedavi, her hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da önemlidir. Depresyon bir psikiyatr tarafından ve mutlaka tedavi edilmelidir.